Merkez Bankası’nın iki haftadır madenlerden altın alımını durdurduğu iddiası, iç piyasada fiyat farklarını daraltarak dengelenme sinyali verdi.
2023’te getirilen ithalat kısıtlamalarının ardından oluşan 150 tonluk açık ve artan iç talep, altın fiyatlarında dış piyasaya göre 350 dolar/ons fark yaratmıştı.
Son gelişmeyle bu fark 125 dolar/ons seviyelerine gerilerken, piyasada “TCMB fiyat istikrarına döndü” algısı güçleniyor.
Türkiye altın piyasasında son iki haftadır dikkat çekici bir hareket yaşanıyor. Altın Madencileri Derneği, Merkez Bankası’nın madenlerden üretilen altın alımlarını geçici olarak durdurduğunu açıkladı. Bu bilgi henüz resmî olarak doğrulanmasa da piyasada altın satışlarının hızlanmasına ve fiyat farkının hızla daralmasına neden oldu.
Kapanan Fiyat Farkı
2023 Ağustos’unda hükümet, cari açığı kontrol altına almak amacıyla altın ithalatına kota getirmişti. Normalde yıllık 300 ton seviyesinde seyreden ithalat, bu kararla 150 ton civarına geriledi. Kısıtlama sürecinde iç talep güçlü kalınca, piyasada arz açığı oluştu.
Bu durum, Kapalıçarşı ile uluslararası piyasa fiyatları arasında ciddi bir makas yarattı. Geçmişte en fazla 5.500 dolar/ton seviyesinde görülen fark, eylül–ekim döneminde 12.000 dolar/ton düzeyine kadar çıktı. Yani Türkiye’de altın, dış piyasadan yaklaşık 350 dolar/ons daha pahalı hale geldi.
Arz Daralması ve Panik Dönemi
Bu fiyat farkı, hem yatırımcı hem de kuyumcu tarafında panik yarattı. Bazı günlerde piyasada “fiyat verilemiyor” denecek kadar likidite sıkıştı. Altın takı ihracatçıları da bu durumun rekabet gücünü zayıflattığını dile getirdi.
O dönem Merkez Bankası, madenlerden üretilen altını doğrudan alarak rezervlerine katıyordu. Bu politika, piyasadan arzı çektiği için fiyat farkının büyümesine dolaylı katkı yapmıştı. Ancak son haftalarda bu alımların durması, tersine bir etki yarattı.
Piyasaya Verilen Mesaj
Ekonomist Mehmet Ali Yıldırım’a göre bu gelişme, “Merkez Bankası’nın fiyat istikrarına yönelik duyarlılığını artırdığı” anlamına geliyor. Daha önce “altına da dövizde olduğu gibi doğrudan müdahale edilmeli” çağrısında bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, bankanın bu kez “doğrudan satış yerine, piyasaya işlem alanı açmayı” tercih ettiğini belirtiyor.
Bu yaklaşım, madenlerden çıkan altının artık İstanbul Altın Borsası’nda işlem görebileceği yönünde yorumlanıyor. Resmî bir açıklama olmasa da, sadece bu beklentinin oluşması bile fiyatları aşağı çekmeye yetti.
12.000 Dolardan 3.800 Dolara
Son iki haftada, iç piyasa ile dış piyasa arasındaki fark dramatik biçimde daraldı.
12.000 dolar/ton seviyesinden başlayan düşüşle, fiyat farkı 3.800 dolar/ton düzeyine kadar geriledi. Bu da 350 dolar/ons farkın 125 dolar/ons’a inmesi anlamına geliyor.
Yani Türkiye, uzun süredir kapalı bir sistemde işleyen altın piyasasında yeniden uluslararası fiyat dengesine yaklaşmaya başladı.
Yeni Denge Dönemi mi?
Bu gelişme, Merkez Bankası’nın piyasa duyarlılığının arttığına işaret ediyor.
Yıldırım’a göre, uygulama resmî olarak hayata geçirilirse fark 1.500 dolar/ton civarında kalıcı bir dengeye oturabilir.
Bu durum hem ithalatçı hem ihracatçı tarafında rahatlama yaratırken, kısa vadede kuyumculuk sektörüne de nefes aldırabilir.
Ancak küresel piyasalarda ons altın 4.000 dolar eşiğinde hareket ederken, dış fiyatlardaki dalgalanmaların iç piyasaya yansıması kaçınılmaz olacak.
Sonuç
Altın alımlarının durdurulmasıyla başlayan bu yeni dönemde, Türkiye iç piyasasında fiyatların rasyonelleşmesi yönünde bir sinyal oluştu.
Eğer Merkez Bankası bu yaklaşımı sürdürülebilir hale getirebilir ve altın arzını düzenli kanallardan piyasaya yönlendirebilirse, hem fiyat istikrarı hem sektörel denge açısından önemli bir adım atılmış olacak.
Ancak altın hâlâ hem enflasyondan korunma hem de jeopolitik risk sigortası olarak görüldüğü için, dış piyasalarda yaşanacak her yükselişin Türkiye’de yeniden fiyat farkı yaratma potansiyeli sürüyor.

