Türkiye’nin nominal GSYH’si 2020–2024 arasında 5 trilyon TL’den 44,6 trilyon TL’ye çıkarak sekiz kat arttı; ancak büyümenin önemli kısmı kur ve fiyat etkisinden kaynaklandı.
Dolar cinsinden milli gelir dört yılda %84 yükselirken reel büyüme 2021’deki çift haneli ivmeden sonra %3–5 bandına oturdu.
2024’te %3,33’lük büyüme, Türkiye ekonomisinin “soğuma ama istikrar arayışı” dönemine girdiğini gösteriyor.
Nominal patlama, reel yavaşlama
Verilere göre Türkiye ekonomisi 2020’de 5,1 trilyon TL seviyesindeki GSYH’sini 2024 sonunda 44,6 trilyon TL’ye taşıdı.
Bu dönemde TL bazlı büyüme etkileyici görünse de, ortalama dolar kuru 7,17’den 33,73’e çıkarken nominal artışın büyük bölümü fiyat hareketlerinden kaynaklandı.
Dolar cinsinden GSYH aynı yıllar arasında 717 milyar $’dan 1 trilyon 322 milyar $’a yükseldi. Bu artış, yüzde 84’lük dört yıllık bir genişlemeye işaret ediyor — fakat bu, Türkiye’nin küresel sıralamada sınırlı yer değiştirdiği anlamına geliyor.
Reel büyümede dengelenme sinyali
Reel bazda tablo çok daha sakin:
2021’deki %11,8’lik güçlü sıçrama sonrası ekonomi %5 bandına yerleşti.
2024 itibarıyla büyüme %3,33’e gerilerken, bu oran son dört yılın en düşük seviyesi.
Bu yavaşlama, bir yandan disenflasyon politikalarının etkisini, diğer yandan iç talepteki bilinçli soğutmayı yansıtıyor.
Maliye politikası daha temkinli, kredi genişlemesi sınırlı, kamu harcamaları da seçici bir çizgide.
Kur ve fiyat etkisi
Ortalama dolar kuru 2020–2024 arasında %370 arttı.
Bu durum nominal GSYH’yi yukarı taşırken, reel satın alma gücünde aynı oranda bir artış olmadığını gösteriyor.
Ekonomistler bu farkı “nominal şişme – reel sıkışma” dönemi olarak tanımlıyor.
Kısacası, Türkiye’nin 2021 sonrası büyümesi “fiyat etkisinden arındırıldığında” daha sınırlı ve dengeli bir eğilimde.
2025’e girerken: düşük ama daha sağlıklı büyüme
2024’te %3,3’lük reel büyüme, 2025 için politika yapıcıların hedeflediği dengeli genişleme patikasına yakın.
Enflasyonda kalıcı düşüş ve cari açığın kontrol altında kalması, bu temponun sürdürülebilir hale gelmesini sağlayabilir.
Ekonomistler için tablo net:
2021’in “hızlı ama kırılgan” büyümesinden, 2024’ün “yavaş ama dayanıklı” büyümesine geçildi.
Bu da Türkiye ekonomisinin yeni fazını özetliyor — yüksek hız değil, kontrollü dayanıklılık.

