Türk Sermaye Piyasasında Kara Para Alarmı: Fonlar, Bahis Paraları, Aracı Kurumlar ve Sessiz Kurumla
BS Ekonomi – Piyasa Denetimi Masası
Borsa İstanbul’da son dönemde gözlenen olağanüstü fiyat hareketleri, yüksek kazanç açıklayan bazı fonlar ve spekülatif sermaye akışları, sermaye piyasasında sistemik bir çürümeye mi işaret ediyor? Yatırımcı forumlarından sektör içi analizlere kadar birçok kaynak, Türk mali sistemine yasa dışı fonların girdiğine dair endişeleri yüksek sesle dillendiriyor.
Bahis Paraları, Yasadışı Forex ve Aracı Kurumlar
İddialara göre; Türk borsasında 10–20–50 katına çıkan bazı hisselerin arkasında yalnızca piyasa dinamizmi değil, bahis kaynaklı ve yasadışı forex gelirlerinin aklandığı bir finansal mekanizma bulunuyor. Bahsi geçen sistem şöyle işliyor:
- Sektöre özel olarak alınan bazı aracı kurumlar, doğrudan bu fonların borsaya sokulması için kullanılıyor.
- Bahis gelirleriyle kurulan özel fonlar, bu kurumlar üzerinden işlem yapıyor.
- Bu fonlar sürekli kazanç açıklıyor; çünkü piyasadaki “oyun” ellerinde.
- SPK ve MASAK gibi denetleyici kurumların ise bu işlemlere karşı görünür bir tepki vermemesi, eleştirilerin dozunu artırıyor.
Sektör kaynaklarına göre bu ağ, yalnızca manipülasyonla değil, aynı zamanda kurum içi rüşvet iddiaları ve “cezasızlık kültürü” ile güçleniyor. Özellikle MASAK’ın ve SPK’nın sessizliği, şeffaflık ve denetim eksikliğine işaret ediyor.
Albatros Fonu ve ‘Kör Olan’ Regülatörler
Kamuoyunda tartışılan bir diğer örnek, Albatros Fonu. Eleştiriler, bu fonun işlemlerinin açıkça ortada olmasına rağmen SPK tarafından görmezden gelindiği yönünde. Sektör temsilcileri bunu ya rüşvet, ya da “görmemek için özel çaba harcama” olarak yorumluyor. Mizahi bir dille “hepsine sahte rakı içirmişler, kör olmuşlar herhalde” yorumu bile yapılıyor.
İnfo Menkul ve Kripto Ortaklığı Sorgulanıyor
Bir diğer dikkat çeken ilişki, İnfo Menkul Değerler ile İcrypex isimli kripto borsası arasındaki ortaklık. Söz konusu borsanın sahibinin yurt dışında forex ve bahis sektöründe faaliyet yürüttüğü iddiaları gündemde. Bu durum, “Nasıl olur da bir aracı kurum, bu profildeki bir yapıyla ortak olur?” sorusunu beraberinde getiriyor.
Bu ortaklığın hukuki zeminine dair netlik bulunmuyor ancak eleştiriler, “neden ortak olur?” sorusuna “biz söylemeyelim, savcılar baksın” yanıtını veriyor.
Kim Gerçekten Kazanıyor?
Fon piyasasında göze çarpan uçurum, soruları daha da derinleştiriyor:
- Bazı fonlar %10–20 gibi istikrarlı getiri sağlarken,
- Bazıları %400–500, hatta %1000 gibi rakamlarla kazanç açıklıyor.
Aynı piyasa koşullarında bu kadar uçurumun oluşması, ya bilgi asimetrisine, ya da organize yönlendirmeye işaret ediyor. Mizahi bir eleştiriyle, “Biri Oxford mezunu, diğeri Harranlı herhalde” ya da “biri tam otomatik Alomatik’te yıkıyor, diğeri Arap sabunu ile elde çitiliyor” benzetmeleri kullanılıyor.
Peki Neden Kimse Sormuyor?
Bu iddialar yalnızca yatırımcılar arasında değil, profesyonel çevrelerde de yaygınlaşmış durumda. Ancak en dikkat çekici nokta, hiçbir yetkili kurumun bu tür sistematik uyarılara açık yanıt vermemesi. MASAK’tan SPK’ya kadar süregelen sessizlik, “ya bir şeyleri görmüyorlar ya da görmezden geliyorlar” algısını besliyor.
BS Ekonomi Yorumu
Türkiye sermaye piyasası; güven, denetim ve şeffaflık temelleri üzerinde yükselmek zorunda. Ancak ortaya konan yapılar, dışarıdan sermaye çekmeyi amaçlayan bir piyasa düzeninden çok, içerideki sıcak para akışını rahatlatan bir sistem görüntüsü veriyor. Denetim mekanizmalarının sessizliği sürdükçe, yatırımcının güveni sarsılacak, sermaye tabanı daralacak ve kazançla kaybın arasındaki uçurum daha da büyüyecek.