Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılına ilişkin ilk Enflasyon Raporu’nu kamuoyuna yayınladı. Raporda, 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 21’den yüzde 24’e yükseltilirken 2026 yılı tahmini yüzde 12 seviyesinde korundu. Rapordan öne çıkan başlıklar aşağıdaki gibi oldu.
Yıl Sonu Enflasyon Beklentisi Yüzde 21’den 24’e Çıkarıldı
2024 yılının haziran ayında başlayan dezenflasyon sürecinin devam ettiği vurgulanan raporda, yıllık tüketici enflasyonunun 2024 yılını yüzde 44,38 seviyesinde tamamladığı ve 2025 ocak ayında yüzde 42,12’ye gerilediği aktarılıyor.
- Petrol ve enerji fiyatlarının yeniden yükselişe geçtiğine, Türk lirasındaki istikrarlı seyre ve küresel arz koşullarındaki sakin görünüme dikkat çekiliyor.
- Üretici enflasyonundaki düşüşün ocak ayında kesintiye uğradığı; çıktı açığının negatif bölgede yatay seyrettiği değerlendirmesi yapılıyor.
- Hizmet enflasyonunun kasım ve aralık aylarında önemli ölçüde yavaşladıktan sonra ocakta ücret güncellemeleri ve geçmiş enflasyona endeksleme nedeniyle tekrar yükselişe geçtiği kaydediliyor.
- Raporda, 2025 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 24’e yükseltilirken 2026 yılı tahmini yüzde 12 seviyesinde korunuyor. 2027’de yüzde 8’e geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşılacağı öngörülüyor.
Para Politikasının Seyri ve Dezenflasyon Süreci
TCMB, para politikasındaki sıkı duruşun korunacağı ve ekonomi politikaları arasındaki eşgüdümün güçleneceği bir görünüm benimsiyor.
- Enflasyonun kalıcı olarak düşmesi için beklentilerdeki iyileşmenin sürmesinin kritik olduğu, para ve maliye politikasının koordineli şekilde talep, maliyet ve beklenti kanalları üzerinden dezenflasyona katkı vermeyi sürdüreceği belirtiliyor.
- Kredi büyümesinin dezenflasyon patikası ile uyumlu tutulacağı, talep koşullarına hassas kalemlerde fiyat artışlarının yavaşlamaya devam edeceği vurgulanıyor.
- Rapora göre, üretici fiyatları kaynaklı baskıların ılımlı seyretmesi ve reel birim maliyetlerdeki düşüş, önümüzdeki dönemde enflasyonun ana eğilimini aşağı çekmeye destek olacak.
Para Politikası ve Kredi Gelişmelerinde Son Durum
TCMB, finansal koşullardaki sıkılığı korurken mevduat kompozisyonunda Türk lirası (TL) payının artmaya devam ettiğini vurguluyor.
- Para politikasındaki sıkı duruş ve TL mevduat tercihinin makroihtiyati adımlarla desteklenmesi sayesinde mevduat faizlerinin aralık ayına kadar yatay seyrettiği, politika faizindeki indirimin de aynı yönde mevduat faizlerine yansıdığı ifade ediliyor.
- Mevcut rapor döneminde bankaların mevduat kompozisyonundaki TL payı yüzde 59,9’a yükselirken Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) payı yüzde 5,3’e gerilemiş durumda.
- TL ticari kredi ve ihtiyaç kredisi faiz oranlarının 2024’ün ikinci çeyreğinden beri azalış eğiliminde olduğu ancak reel faizlerin hem beklenen hem de gerçekleşen enflasyona göre pozitif seviyelerde seyrettiği vurgulanıyor.
- Kur etkisinden arındırılmış ticari kredi büyümesinin ılımlı olduğu, buna karşın bireysel kredilerde (kredi büyüme sınırından muaf tutulan krediler kaynaklı) hızlanma görüldüğü belirtiliyor.
Küresel Ekonomi ve Artan Belirsizlikler
Rapora göre, küresel ticaret politikalarında korumacı eğilimlerin güçlenebileceği ve bunun dünya genelinde enflasyonu yukarı yönlü etkileyebileceği belirtiliyor. İşgücü piyasalarındaki normalleşme sürse de hizmet enflasyonundaki katılıkların zayıflayarak devam ettiği vurgulanıyor.
- Gelişmiş ülkelerin büyüme görünümündeki farklılaşma belirginleşirken Türkiye’nin ana ticaret ortaklarının 2025’te daha olumlu bir büyüme performansı sergileyeceği öngörülüyor.
- Artan jeopolitik riskler ve küresel ticaret politikalarına dair belirsizlikler ise küresel iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü riskleri artırıyor.
- Petrol fiyatlarında dalgalanmaların yükseldiği, doğal gaz fiyatlarının ise artmaya devam ettiği ifade ediliyor.
Finansal Koşullar ve Piyasa Gelişmeleri
Raporda, gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal sıkılığı azaltırken temkinli davranma eğilimine sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Buna karşın jeopolitik gerilimler ve parasal gevşeme beklentilerinin yavaşlaması, gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) yönelik risk algısını bir miktar olumsuz etkiliyor.
- GOÜ risk primlerinin genel olarak yükseldiği, Türkiye’nin CDS primindeki artışın ise 31 Ocak itibarıyla 255 baz puan seviyesinde ve daha sınırlı kaldığı kaydediliyor.
- Türk lirasının ima edilen oynaklığının, enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyle birlikte gerilediği; TCMB brüt rezervlerinin 24 Ocak itibarıyla 167,6 milyar ABD doları seviyesine ulaştığı belirtiliyor.
- Artan yerli ve yabancı yatırımcı ilgisi sonucu, tahvil getirilerinde kısa vadelerde belirgin olmak üzere genel bir düşüş görülüyor.
İktisadi Faaliyette Yavaşlama
Raporda, 2024’ün üçüncü çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) çeyreklik bazda yüzde 0,2 daraldığı ve iktisadi faaliyette önceki çeyreğe göre yavaşlama yaşandığı belirtiliyor.
- Özel tüketimin çeyreklik büyümeye negatif katkı verdiği, net ihracatın ise güçlü şekilde pozitif katkı sunduğu ifade ediliyor.
- Üretim yönünden, hizmetler sektörünün yıllık büyümenin ana kaynağı olmaya devam ettiği; 2024’ün son çeyreğinde iç talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bulunduğu kaydediliyor.
- 2024 yılı sonunda perakende ve ticaret satış hacim endeksleri çeyreklik bazda artsa da altın hariç bakıldığında artışın daha sınırlı olduğu vurgulanıyor.
- Sanayi üretimi kasım ayı itibarıyla toparlanma gösterse de yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında daha ılımlı bir iyileşme olduğu değerlendiriliyor.
Cari Denge ve Dış Ticaret
Hizmet gelirlerindeki güçlü performansa rağmen dış ticaret açığının artışı, 2024 yılının son çeyreğinde cari işlemler dengesindeki iyileşmenin duraksamasına neden olmuş durumda.
- Üçüncü çeyrekteki azalışın ardından, dördüncü çeyrekte ithalatın artmasıyla dış ticaret açığının genişlediği belirtiliyor.
- 2024 son çeyreğinde tüketim malı ithalatının yükseldiği, mücevher ithalatının ise yılın başında sert düşüş göstererek 0,1 milyar dolar seviyesine indiği ifade ediliyor.
- Raporda, dördüncü çeyrekte finansman tarafında hisse senedi ve DİBS girişlerinde azalma olmasına karşın uzun vadeli kalemlerin ağırlığının arttığı ve rezerv birikiminin sürdüğü vurgulanıyor.
Sonuç itibarıyla TCMB’nin yayınladığı ilk enflasyon raporu, küresel riskler ve jeopolitik belirsizliklerin izlenmesi gerektiğini vurgularken, yurt içi talep ve kredi gelişmelerinin kontrol altında tutulmasıyla birlikte dezenflasyon sürecinin kademeli olarak devam edeceği mesajını veriyor. Raporda, 2025 yılı için öngörülen yüzde 24’lük enflasyon tahmininin güncel gelişmelere bağlı yukarı yönlü revize edildiği ancak orta vadede fiyat istikrarına ulaşılacağına dair kararlılığın sürdüğüne dikkat çekiliyor.