• Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılırken, Kasımpaşa Spor Kulübü dahil Ciner Grubu’na bağlı 8 şirkete kayyum atandı.
• Soruşturma, Can Holding ve Ciner Grubu arasında “kara para aklama ve örgüt faaliyeti” şüphesiyle yürütülüyor.
• TMSF, CMK ve yeni düzenlemeler uyarınca şirketlerin yönetimine kayyum olarak görevlendirildi.
Ciner Grubu ve Can Holding Dosyası Büyüyor
Türkiye iş dünyasında sarsıcı bir gelişme yaşandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Turgay Ciner’in sahibi olduğu Kasımpaşa Spor Kulübü dahil Ciner Grubu’na bağlı sekiz şirkete kayyum atandı. Karar, Can Holding soruşturmasıyla bağlantılı olarak alınırken, savcılık iki grup arasında “kara para aklama ve örgüt faaliyeti” şüphesini gerekçe gösterdi.
Savcılığın açıklamasında, Can Holding ile Ciner Grubu’na bağlı Park Holding arasında mali ve ticari bağlar bulunduğu ve bu bağ üzerinden suç gelirlerinin aklandığı yönünde kuvvetli bulgulara ulaşıldığı ifade edildi. Daha önce el konulan 130 şirkete ek olarak, yapılan incelemeler sonucu yeni şirketlerin de örgüt faaliyetinde kullanıldığına dair tespitler yapıldı. Bu çerçevede Park Teknik, Park Elektrik, Konya Ilgın Elektrik, Park Sigorta, Ciner Turizm, Etz Maden, Söğütözü İthalat ve en dikkat çekici olarak Kasımpaşa Sportif Faaliyetler A.Ş. için kayyum kararı verildi.
TMSF, 04 Şubat 2025’te Resmî Gazete’de yayımlanan yasal değişiklik uyarınca kayyum sıfatıyla şirketlerin yönetimine atandı. Bu karar, yalnızca finansal operasyonlara değil, aynı zamanda Türkiye futbolunun Süper Lig ekiplerinden birine de doğrudan yansımış oldu. Kasımpaşa Spor Kulübü’nün bundan sonraki yönetim sürecinde TMSF belirleyici olacak.
Soruşturmanın ilk ayağında Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can ve çok sayıda şirket yöneticisi tutuklanmış, 121 şirkete el konulmuştu. Daha sonra bu listeye 9 şirket daha eklenmiş, toplam sayı 130’a ulaşmıştı. Şimdi ise Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkarılmasıyla birlikte soruşturma farklı bir boyuta taşınmış durumda.
Borsa ve iş dünyası çevrelerinde gelişme, yalnızca Ciner Grubu’nun enerji, madencilik ve medya varlıkları açısından değil, Türkiye’de şirket yönetimlerine kayyum atanmasının yarattığı belirsizlik açısından da tartışılıyor. Özellikle spor kulübü tarafındaki yansımalar, lig organizasyonlarının yönetimsel boyutunu etkileme potansiyeli taşıyor.
Sonuç olarak, Ciner ve Can Holding dosyası artık sadece finansal suç soruşturması değil, çok katmanlı bir ekonomik ve toplumsal mesele haline gelmiş durumda. Sürecin seyri, hem iş dünyasında hem de spor camiasında yakından izlenecek.