• Borsa İstanbul’daki manipülasyon soruşturmasının ikinci dalga operasyonunda gözaltına alınan 11 kişiden 4’ü tutuklandı.
• Soruşturma, SPK’nın PAMEL hisselerinde tespit ettiği usulsüz işlemler üzerine genişletildi.
• 7 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, süreç sermaye piyasalarında güven tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Borsa İstanbul pay piyasasında bazı işlemlerde manipülasyon yapıldığı iddiasıyla yürütülen soruşturma, ikinci dalga operasyonla yeni bir boyut kazandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alınan 11 şüpheliden 4’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, 7 şüpheli ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Çağlayan Adliyesi’nde tamamlanan işlemler sonucunda A.K., B.Ç., E.Ö.K. ve H.G. tutuklanarak cezaevine gönderildi. S.D., K.D., E.Y., İ.K.B., K.B., K.İ.B. ve E.B. için ise yurt dışına çıkış yasağı ve imza yükümlülüğü gibi adli kontrol tedbirleri uygulandı.
Soruşturmanın fitilini ateşleyen gelişme, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) hazırladığı yeni rapor oldu. Raporda, Pamel Yenilenebilir Elektrik Üretim A.Ş. (PAMEL) hisselerinde yoğun ve olağan dışı fiyat hareketleriyle yatırımcıların yanıltıldığı, piyasada yapay arz-talep dengesinin oluşturulduğu tespit edildi. SPK’nın yazılı başvurusunun ardından savcılık harekete geçti ve İstanbul ile Van’da eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Savcılığın açıklamasında, soruşturmanın yalnızca tekil işlemlerle sınırlı olmadığı vurgulandı. “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” suçlamaları kapsamında dosyanın genişletildiği belirtildi. Bu çerçevede, piyasa manipülasyonunun organize bir yapıyla gerçekleştirildiği ve şüphelilerin elde ettikleri kazançların farklı hesaplar üzerinden aklandığı iddia ediliyor.
Borsa çevrelerinde operasyonun etkisi yakından takip ediliyor. Özellikle küçük yatırımcılar, son dönemde düşük hacimli hisselerde görülen sert dalgalanmalar nedeniyle mağduriyet yaşarken, bu tutuklamaların piyasa güvenini tesis etmede kritik bir adım olup olmayacağı tartışılıyor. Analistler, sermaye piyasalarında şeffaflığın sağlanması ve manipülatif işlemlerin caydırılması açısından operasyonların önemine işaret ediyor.
Sonuç olarak, ikinci dalga operasyonla birlikte hem yargı hem de düzenleyici otoriteler sermaye piyasalarında sıkı bir denetim sürecine girmiş durumda. Önümüzdeki dönemde benzer davaların artması beklenirken, yatırımcıların piyasaya olan güveni alınacak kararların şeffaflığı ve hızına bağlı olacak.