● TÜİK, TÜFE’nin temel yılını 2003’ten 2025’e güncelliyor; Avrupa Birliği ile tam uyum 2026 Ocak’ta başlayacak.
● Yeni sistemle birlikte enflasyon hesaplamasında madde ağırlıkları, harcama kalıpları ve fiyat sepeti baştan tasarlanacak.
● Bu adım, veri serilerinde kırılma yaratacağı için piyasa analistleri ve yatırımcılar açısından yeni referans dönemi anlamına geliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) temel yılını 2003’ten 2025’e güncelleme kararı aldı. Bu kapsamlı revizyon, Avrupa Birliği ile veri uyum sürecinin bir parçası olarak 2026 yılı Ocak ayından itibaren yürürlüğe girecek.
TÜİK açıklamasında, “Avrupa Komisyonu kararları gereğince AB üye ülkelerinin tamamı 2026 yılı itibarıyla 2025=100 temel yılına geçecektir” ifadesine yer verildi. Türkiye, bu düzenlemeyi AB ülkeleriyle eş zamanlı olarak uygulayacak.
Kurum, son iki yıldır bu geçiş için planlı bir hazırlık süreci yürüttüğünü, yeni endeksin yalnızca baz yılı değil, hesaplama yöntemini ve harcama gruplarının ağırlıklarını da güncelleyeceğini bildirdi.
Hayatımıza Yansıyan Değişiklikler Neler Olacak
1. Enflasyon artık farklı görünebilir
TÜİK, 2003’ten bu yana aynı “harcama sepeti” ve “madde ağırlıkları” üzerinden TÜFE hesaplıyordu.
Ama son 20 yılda tüketim alışkanlıkları, enerji kaynakları, teknoloji, hizmet ekonomisi çok değişti.
- Yeni bazla birlikte, yapay zekâ, dijital abonelikler, yenilenebilir enerji, online eğitim, sağlık harcamaları gibi yeni kalemler sepetin içine girecek.
- Eski tüketim kalıplarının (örneğin beyaz eşya veya benzin ağırlığının) etkisi azalacak.
🔸 Sonuç: “Hissedilen” enflasyon ile resmi enflasyon arasındaki fark bir süre değişebilir — bazı kalemlerde daha düşük, bazılarında daha yüksek rakamlar görebiliriz.
2. Kira, maaş ve sözleşmeler yeniden şekillenecek
Türkiye’de milyonlarca sözleşme (memur maaşı, kira artışı, tahvil getirisi, BES endeksi vs.) TÜFE’ye endeksli.
Baz yılı değişince, yeni seriye geçişte:
- Kira sözleşmelerinde baz dönüşüm katsayısı kullanılacak.
- TÜFE’ye endeksli tahvillerin (örneğin TÜFE 1826) hesaplama yöntemi yeni seriye bağlanacak.
- Reel faiz hesabı, nominal–enflasyon farkı üzerinden yeniden kalibre edilecek.
🔸 Yani, yatırımcılar, fon yöneticileri, tahvil ve BES yatırımcıları için endeks değişimi, fiyatlamalarda küçük kırılmalar yaratabilir.
3. Yatırımcı için veri kıyasları değişecek
Borsa, altın, mevduat ya da döviz getirileri genellikle “reel” bazda (yani enflasyona göre arındırılmış) ölçülür.
Yeni seriye geçilince:
- 2003=100 dönemiyle yeni 2025=100 dönemi arasında kırılma olacak.
- Eski veriler “uyum katsayıları” ile taşınacak ama uzun vadeli grafikler ve karşılaştırmalar bozulacak.
- Bu nedenle 2026’dan itibaren analizlerde “yeni seriye göre yıllık TÜFE” ifadesiyle ayrı çizgiler kullanılacak.
🔸 Kısaca, ekonomistlerin ve finansçılarının grafiklerini, modellerini ve veri setlerini yeniden kalibre etmesi gerekecek.
4. AB ile veri uyumu ve yatırımcı güveni
Bu geçiş, yalnızca teknik değil uluslararası güven açısından da önemli.
Türkiye, Eurostat standardına geçerek:
- AB ile veri karşılaştırılabilirliğini sağlayacak,
- Uluslararası yatırım fonlarının kullandığı Harmonised Index of Consumer Prices (HICP) ile aynı standarda geçecek.
🔸 Bu, yabancı yatırımcı açısından “veri şeffaflığı” anlamına geliyor.
Yani “Türkiye’nin enflasyon verisi artık AB standardında ölçülüyor” ifadesi, ülke risk primine olumlu katkı yapabilir.
5. Vatandaş için görünür fark
Günlük yaşamda etkisi kısa vadede hissedilmeyecek, ama 2026 itibarıyla:
- TÜİK’in enflasyon tablosu, grafikler ve sepet içeriği tamamen değişecek.
- Yeni sepetle birlikte, örneğin “gıda” ağırlığı azalırken “konut ve hizmet” artabilir.
- Bu da resmi oranların vatandaşın hissettiği fiyat artışına daha yakın (ya da bazı kalemlerde uzak) hale gelmesine neden olabilir.
Özetle:
Bu değişiklik paranın alım gücüyle ilgili ölçüm sisteminin yeniden kalibrasyonu.
- Ekonomistler için: Yeni dönem başlıyor.
- Yatırımcı için: Yeni referans seti oluşuyor.
- Vatandaş için: Enflasyon hesabı artık 2020’lerin harcama alışkanlıklarını yansıtacak.

