Çiftçiler Ekim ayının ilk haftasında açıklanacak olan şeker pancarının alım fiyatını bekliyor ama şeker stoku yüzünden şekere zam yapmaları neredeyse imkânsız hale gelmiş olan şeker fabrikaları ise süreçte zam yönünde bir adım atamıyor.
Şeker pancarı fiyatı merakla bekleniyor.
Son günlerde tarlanın en önemli gündem konularından biri de şeker pancarı alım fiyatları olarak dikkat çekiyor. Türkşeker ve özel şeker fabrikalarının elinde 500 bin tonun üzerinde şekerin olduğunun ortaya çıkması, Türkşeker’in şeker fiyatlarında çok ciddi oranlarda indirime gitmesi ve şeker piyasasındaki sıkışma şeker pancarı üreticisini de olumsuz etkiliyor, zira şeker pancarı alım fiyatları bir türlü açıklanamıyor
Şeker stoku yüzünden şekere zam yapmaları neredeyse imkânsız hale gelmiş olan şeker fabrikaları, şeker pancarı alım fiyatlarına eğer çiftçinin beklentisinde bir zam verirlerse şeker üretiminde zarara uğramış olacaklar. Türkşeker’in zararı, Türk milletine yüklenebiliyor ama kooperatif fabrikaları ile özel fabrikaların böyle bir şansları da yok. Yıllarca şeker baskılanırken Konya Şeker’in o dönem başkanı Recep Konuk, farklı üretim kalemlerinden elde ettiği kârlarla şeker pancarı üretimini finanse ediyordu. Recep Konuk’un da Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanlığını bırakması sonrasında üretimin şekillenmesinin öneminin mevcut yönetimler tarafından tam anlaşılamaması, Konya Şeker’in sadece şeker pancarı üzerinden sistemi yürütmesini beraberinde getirdi, böylece de şeker satışında zarar edildiği anda sistem bir anda tıkanmış oluyor.
ALİ EKBER YILDIRIM ŞEKER PANCARI SEKTÖRÜNÜN SORUNLARINI YAZDI
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım da dün bir yazı kaleme alarak, şeker pancarı sektörünün sıkıntılarını yazdı. Ali Ekber Yıldırım’ın yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Hasat başlarken pancar ve şekerde neler yaşanıyor?
Türkşeker’den sonra en fazla şeker üretim kotasına sahip Kayseri Şeker’in Yönetim Kurulu Başkanı ve sektörü en iyi bilen isimlerden Hüseyin Akay’a sektördeki son durumu sordum. Uzun sayılacak sohbetimizi daha anlaşılır olması için maddeler halinde sıraladım. Akay’ın anlattıkları satır başları ile şöyle:
1-Fiyat açıklanmadı: Pancar alım fiyatı henüz açıklanmadı. Aslında fiyatların söküm başlamadan önce açıklanması gerekiyor. Fabrikalar çalışmaya başladı ürün sökümü başladı ama fiyat hala yok. Çiftçinin bu yıl diğer ürünlerden dolayı morali bozuk. Birçok üründen para kazanamadığını söylüyor. Bu nedenle çiftçi bir anlamda umudunu pancara bağladı. Ama fiyat açıklanmadı. Hani bu çiftçiyi tarımdan üretimden soğutmak mı istiyorlar diye düşünmeye başlıyor insan. Eğer diğer ürünlerdeki gibi bir durum olursa, yani fiyat düşük olursa gelecek üretim döneminde en az yüzde 50’si üretim yapmaz yapamaz. Çiftçi zaten kendi geçimleri için bu üretimi yapıyor ve bir yandan borç batağı içinde, bankalarla sorun yaşanıyor. Düşük fiyat olursa gerçekten çok büyük sıkıntı yaşanır.
2-Çiftçinin morale ihtiyacı var: Daha önce Mart’ta yapılan Pancar Şekeri Sektör Toplantısı’nda iki bakan yardımcımız da vardı. Bize “Türkşeker fiyat açıklamadan siz açıklamayın” dediler. Ama şu ana kadar Türkşeker de fiyatı açıklamadı. Bundan 15 gün önce kendilerini telefonla arayarak mevsimi geldi çiftçinin morali bozuk. Diğer ürünlerde zaten ciddi sıkıntı oldu, çiftçi bu yıl birçok üründen zarar ediyor ve fiyat geciktikçe endişeleniyor haklı olarak” dedim. Bakan yardımcımız çalıştıklarını söyledi. Ama nasıl bir çalışmaysa hala bitmedi bizden de rica ettiler o yüzden biz de fiyat açıklamadık. Ama bu durum bizi de çiftçimizi de huzursuz ediyor. Çiftçimize bir moral motivasyon vermek lazım.
3- Şeker fiyatı düşük olunca stok arttı: Biz de yakında alım kampanyamızı başlatacağız. Fiyatın gerçekten de açıklanması lazım yani deyim yerindeyse bıçak kemiğe dayandı. Pancar fiyatı olmayınca şeker maliyeti de hesaplanamıyor. Sektör aslında bir yıldan beri bir yandan da kaos içerisinde. Geçen yıl Ağustos‘ta 27 lira olan şekerin kilogram fiyatı Ekim’de 21 liranın altına kadar geriledi. Biz 6 ay şeker satamadık. Nisan sonu Mayıs gibi biraz sattık, Temmuz’da biraz daha satabildik. Şu anda Türkşeker’de 500 bin ton stok olduğu ifade ediliyor bizim de depolarımız da 200 bin ton stok var, tüccarın elindeki ile birlikte 800 bin ton stok var. Bunun bir bölümü satılmış ama depoda duruyor, bekliyor.
4- İthalat çok denetim yok: Fiyatlandırmada da sorun var. Şeker neden elimizde kaldı? 2020 -2021’de 400 bin ton ithalat için bir yetki çıkarıldı. Bugüne kadar yapılan ithalat 970 bin tona ulaştı. Yani 28 ayda bu kadar ithalat yapıldı. Ayrıca yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatı 3 bin ton kadar oluyordu. Bu da 5 bin tonu buldu. Yani 5 bin ton yüksek yoğunluklu tatlandırıcı dediğinizde bizim kooperatif fabrikalarının ürettiği 550 bin ton şekere denk geliyor. Nişasta bazlı şekerde 72 bin 750 ton kota var ama 1 milyon tonluk üretim kapasitesi var. Bu konuda da yeterli denetim yok. Burada üretilenin ihraç ediliyor olması lazım.
5- Açığa ekim haksız rekabet yaratıyor: Özelleştirilen fabrikaların bir kısmı açığa ekim yaptırıyor. Konya Karapınar‘da geçen sezon 2,5 milyon ton pancar açığa ekim yapıldı. Biz prim dahil pancarın tonunu 2 bin 100 liraya alırken açığa ekim yapanlardan pancarın tonu 800 liradan alındı. Bundan elde edilen şeker piyasaya girdi. Şeker Dairesi adeta uyuyor bir denetim yok. Ucuz ve kayıt dışı olduğu için sektör kaosa girdi. Kuralı ile kanuna uygun iş yapmak zor hale geldi ve okyanusta dalgalara karşı seyahat eden bir teknede gibiyiz.
6- Pancar üretimi yüzde 20 azaldı: Türkiye’nin şeker kotası 2 milyon 900 bin ton civarında. Bunlara baktığımızda pancar üretiminin bu sene 20 milyon ton civarında olması bekleniyor. Geçen sene 25 milyon ton seviyelerdeydik ki buna göre yüzde 20’lik bir düşüş var. Eğer bu yılki fiyat çiftçiyi tatmin etmezse 2021’deki gibi 16 – 17 milyon tona kadar geriler. Çiftçinin para kazanacağı bir fiyat mutlaka olması gerekiyor.
7- İhracat kısıtlaması sektöre zarar verdi: Şu anda stokta toplamda 800 bin ton civarında şeker olduğu tahmin ediliyor. Türkşeker, diğer fabrikalar ve tüccarın elinde bu kadar şeker varken şeker nasıl satılacak? İhracat yapacağımız zaman izin verilmedi. Şubat ayında Londra Borsası’nda şekerin tonu 670 dolardı. İhracat kısıtlamasının kaldırılması için çok uğraştık ama kaldırmadılar. Sonra fiyat 600 doların altına düştü. İhracat açıldığında fiyat 510 doların altındaydı. Bu fiyata şeker ihraç etmek karlı değil, mümkün de değil. Zaten müşteride kalmamıştı.
8- Emniyet stoğunun maliyeti yüksek: Fabrikalar kotalarının yüzde 5’i oranında emniyet stoku bulundurma şartı var. Bizim Kayseri Şeker olarak 25 bin ton emniyet stoğu tutmamız demek 725 milyon lirayı buraya bağlamamız demek. Bunun 1 yıllık faizi 350 milyon lira. Ülkede bir şeker sorunu yok, biz neden buna katlanıyoruz. Bu stoğu tutmak için kredi kullanıyoruz. En azından düşük faizli kredi verilsin diyoruz kabul edilmiyor. Bunun yüzde 5 yerine 2’ye düşürülmesini istiyoruz o da kabul edilmiyor.
9- Şeker için kritik yıl: Bu sene şeker açısından da çok kritik ve tehlikeli bir yıl. Kim şekeri kaça satacak hala bilmiyoruz.
Özetle, pancar üretimi ve şeker üretimi açısından çok önemli bir sezon daha başlarken üreticinin beklentisi pancar alım fiyatının bir an önce açıklanması. Açıklanan fiyatın da üretimi sürdürülebilir kılması. Şeker üreten kooperatif fabrikaları, şeker sanayicileri ise artan maliyetler karşısında şeker fabrikalarının üretimi sürdürebileceği bir fiyatın ve piyasanın oluşması. Tüketicinin beklentisi de uygun fiyata şeker tüketmek. Her kesimin bu beklentilerini karşılamak, dengelemek hükümetin işi. Bakalım bunu becerebilecekler mi?