
● Türkiye, 2025 dış finansman programı kapsamında 11 yıl vadeli 2,25 milyar dolarlık yeni tahvil ihracını %6,80 kuponla tamamladı.
● ABD tahvillerine ek olarak ödenen 280 baz puanlık risk primi, mevcut 260 CDS seviyesi için “piyasa açısından makul” sayılıyor.
● Toplam dış borçlanma 13 milyar dolara ulaşarak yıllık hedefi aştı; Hazine, dış finansmanda planın üzerinde kaynak sağladı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2025 yılı dış borçlanma programı çerçevesinde 2036 vadeli dolar cinsi tahvil ihracını tamamladı. JP Morgan, Morgan Stanley, SMBC Nikko ve Société Générale aracılığıyla gerçekleştirilen ihraç, 2,25 milyar dolar tutarında oldu ve 4 Kasım’da hesaplara girecek.
Tahvilin kupon oranı %6,80, yatırımcıya %6,89 getiri sağlıyor. Bu oran, ABD Hazine tahvillerine göre yaklaşık 280 baz puanlık (2,8 puan) ek getiriye karşılık geliyor. Türkiye’nin CDS primi 260 baz puan civarındayken, bu fark piyasa koşulları açısından “normal” fiyatlama olarak değerlendiriliyor.
İhraç, küresel yatırımcı tabanından güçlü talep gördü. 180 yatırımcı yaklaşık ihraç tutarının üç katı kadar talep gösterdi. Katılımın %39’u Birleşik Krallık, %22’si ABD, %16’sı Avrupa, %14’ü Türkiye, %7’si Orta Doğu ve %2’si diğer bölgeler kaynaklı. Bu kompozisyon, Türkiye’nin uluslararası piyasadaki kredi algısının son çeyrekte toparlandığını gösteriyor.
Bu son tahvil satışıyla birlikte Türkiye’nin 2025 yılında uluslararası piyasalardan sağladığı dış finansman tutarı 13 milyar dolara yükseldi — böylece yıl başında belirlenen 11 milyar dolarlık hedef aşıldı.
Hazine’nin 2025 programı, küresel faiz ortamının hâlâ sıkı olduğu bir dönemde “zamanlama avantajıyla” öne çıktı. CDS seviyesinin 240–260 bandında seyrettiği bu ortamda %6,8’lik getiri, yatırımcı açısından yüksek, Hazine açısından ise kabul edilebilir bir maliyet. Türkiye, yılın son çeyreğine dış borç cephesinde planın üzerinde nakit tamponuyla giriyor; ancak 2026 vadeleri için aynı maliyet seviyesini koruyabilmek, hem kur istikrarına hem de enflasyon görünümüne bağlı olacak.