● TCMB’nin ekim anketine göre vatandaşın 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yeniden yükseldi.
● Hanehalkı enflasyonu yüzde 54,4, piyasa katılımcıları yüzde 23,3, reel sektör ise yüzde 36,3 bekliyor.
● Beklentilerdeki ayrışma, ekonomik aktörlerin “fiyat istikrarı algısında” artan kutuplaşmaya işaret ediyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ekim ayı Sektörel Enflasyon Beklentisi Anketi, ekonomi aktörleri arasındaki enflasyon beklentilerinin belirgin biçimde ayrıştığını ortaya koydu. Ankete göre, hanehalkı ve piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentileri yükselirken, reel sektörde hafif bir gerileme kaydedildi.
Verilere göre, piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası yıllık enflasyon beklentisi 1,01 puan artışla yüzde 23,26’ya yükseldi. Hanehalkı tarafında artış daha sert: 1,40 puanlık sıçramayla yüzde 54,39 seviyesine çıktı. Buna karşılık, reel sektörün 12 ay sonrası beklentisi 0,50 puan düşüşle yüzde 36,30 oldu.
TCMB verileri, üç grubun da fiyat istikrarı algısında farklı yönlere savrulduğunu gösteriyor. Hanehalkı tarafındaki yükseliş, tüketici fiyatlarının kalıcılığına dair endişelerin azalmadığını; reel sektör tarafındaki düşüş ise üretici fiyatları ve talep görünümüne dair “kontrollü iyimserliği” yansıtıyor.
Ayrıca, gelecek 12 ayda enflasyonun düşeceğini bekleyen hanehalkı oranı yüzde 26,5’e gerileyerek bir önceki aya göre 0,85 puan azaldı. Bu veri, toplumun dörtte üçünün hâlâ fiyat artışlarının süreceğini düşündüğünü ortaya koyuyor.
Ekonomistler, bu tabloyu “politika kredibilitesinin testi” olarak değerlendiriyor. TCMB’nin sıkı duruş mesajlarına rağmen vatandaşın beklentisinde görülen yükseliş, para politikasının iletişim etkisinin henüz tam olarak oturmadığına işaret ediyor.
Analistler, hanehalkı ile piyasa arasındaki bu makasın, önümüzdeki aylarda faiz kararları ve ücret politikalarıyla birlikte daralabileceğini, ancak bunun sadece fiyat değil, güven istikrarı gerektirdiğini vurguluyor.
Türkiye ekonomisi açısından tablo net: Enflasyon sadece bir veri değil, bir beklenti yönetimi meselesi. Ve bu yönetim, şu anda üç farklı ekonomik dünyanın üç ayrı enflasyon hikâyesini anlatıyor.

