- 2021–2025 arasında dolar 4,7 kat, krediler 5,3 kat, M3 para arzı 6 kat arttı; ekmek ve motorin gibi temel tüketim kalemleri ise 7–8 katına çıktı.
- Aynı dönemde İstanbul kiraları 10,6 kata ulaşarak fiyatlama dinamiklerinin reel gelirden çok daha hızlı yükseldiğini gösterdi.
- Enflasyon ölçümlerinde fark büyük: TÜİK 5,9x, İTO 8,0x, ENAG 13,2x artış hesapladı; bu, kurumlar arası güven tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor.
Eylül 2021 ile Eylül 2025 arasındaki dört yıllık dönemde Türkiye ekonomisinin temel göstergeleri dramatik bir şekilde büyüdü. Dolar kuru 8,9’dan 41,7’ye yükselerek yaklaşık 4,7 kat artış gösterdi. Banka kredileri 5,3 katına çıkarken, geniş tanımlı para arzı (M3) 6 katına ulaştı. Enerji ve gıda tarafında tablo daha sert: Elektrik fiyatı 91 TL’den 389 TL’ye çıkarak 4,3 kat artarken, bir ekmek 2 TL’den 15 TL’ye yükselerek 7,5 katına çıktı. Motorin 7,30 TL’den 54,5 TL’ye, elma fiyatı ise 7 TL’den 60 TL’ye çıkarak yaklaşık 8,5 kat artış kaydetti.
En dikkat çekici sıçrama ise kira piyasasında yaşandı. İstanbul’da konut kiraları, popüler ilan sitelerinin verilerine göre 10,6 kata ulaştı. Bu, gelirlerin ötesinde, barınma krizini derinleştiren bir tabloyu işaret ediyor.
Resmi ve bağımsız enflasyon ölçümlerinde de benzer uçurumlar görülüyor. TÜİK, bu dönemde fiyat seviyesinin yaklaşık 5,9 kat arttığını ölçerken, İstanbul Ticaret Odası (İTO) 8,0 kat, bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) ise 13,2 kat artış hesapladı. Bu farklar, sadece metodoloji değil aynı zamanda kamuoyunda güven sorunu tartışmalarını da yeniden alevlendirdi.
Sonuç olarak, fiyatlamalardaki geniş bant artış, Türkiye’de enflasyonun sadece resmi oranlarla değil, halkın günlük yaşamında hissettiği maliyetlerle ölçülmesi gerektiğini ortaya koyuyor.