- Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı Atça, Türkiye’nin ilk planlı modern yerleşimlerinden biri olarak kabul ediliyor.
- 1924’te planlanan ve 1926’da uygulamaya konan şehir, Paris’ten ilham alan dairesel planıyla “Türkiye’nin küçük Paris’i” olarak biliniyor.
- Atça’nın planlı şehir modeli bugün sürdürülebilir kentleşme, afet güvenliği ve kamu vizyonu açısından hâlâ güçlü mesajlar içeriyor.
Savaştan çıkan, ekonomik kaynakları sınırlı ve yeniden inşa mücadelesi içinde olan bir ülke… Yıl 1924. Cumhuriyet henüz 1 yaşında. O yıllarda Anadolu’nun birçok köyünde hâlâ yıkık yapılar varken Aydın’ın küçük bir kasabasında modern şehircilik uygulaması hayata geçiyor: Atça.
Bugün hala korunan özgün şehir planı ile Atça, şehircilik tarihinde sembolik bir yere sahip. Plan, bir merkezden 8 ana cadde ile yayılan dairesel bir model üzerine kurulmuş durumda. Bu yönüyle Fransa’nın başkenti Paris’teki Etoile Meydanı (Charles de Gaulle/Zafer Takı Meydanı) düzenini hatırlatıyor.
Cumhuriyet’in erken dönem şehircilik politikalarında “örnek kalkınma merkezleri” oluşturma fikrinin ilk karşılıklarından biri olan Atça, planlanarak kurulan ilk modern yerleşim olma unvanını taşıyor.
Savaş Yorgunu Bir Ülke Neden Planlı Bir Şehre Yatırım Yaptı?
Atça’nın hikâyesini anlamak için dönemin ruhunu hatırlamak gerekiyor:
Milli Mücadele yıllarında büyük yıkım yaşayan bölge, Yunan işgalinden sonra yakılıp yıkılan yerlerden biriydi. Bu yıkım, Atça’nın yeniden inşasında fırsata dönüşüyor: “Hazır yeniden yapıyoruz, çağdaş şehircilikle yapalım.”
Şehir, 1924’te harita mühendisi Tahsin Önalp’ın liderliğinde planlandı. Projenin arkasında dönemin bilimsel şehircilik anlayışını savunan kamu aklı vardı. Atça’nın planı iki kritik amaca dayanıyordu:
- Erişilebilirlik ve merkezilik: Ticaret, eğitim ve yönetim merkezi herkes için yürüyüş mesafesinde olsun.
- Afet dayanıklılığı: Geniş ve keskin hatlarla tasarlanan yollar sayesinde olası yangınlar ve felaketler büyümeden kontrol edilsin.
Bugün “modern şehircilik”, “planlı kentleşme”, “artan afet riskleri” konuşulurken, Atça neredeyse 100 yıl önce bu ihtiyaçlara cevap veren bir model üretmişti.
Atça Bugün Ne Anlatıyor?
Atça bir şehirden öte, bir zihniyeti temsil ediyor: Planlama, vizyon ve kamu aklının buluşması. Kaynakların kıt olduğu bir dönemde bile geleceği düşünen şehir tasarımı yapılabildiğinin kanıtı.
Ekonomik açıdan bakıldığında Atça modeli, şehir planlamasının kalkınmanın temeli olduğunu hatırlatıyor. Bugünün büyükşehir sorunları düşünüldüğünde (trafik, düzensiz yapılaşma, altyapı krizleri), Atça’nın dersi açık:
Güçlü şehirler büyük bütçelerle değil, doğru planlamayla kurulur.