• Altın fiyatlarının rekor yükselişiyle ABD Hazine rezervleri ilk kez 1 trilyon doları geçti.
• Ticaret savaşları, jeopolitik riskler ve finansman krizi endişeleri güvenli liman talebini artırdı.
• Artunç Kocabalkan’ın “altınlarınıza yapışın” mesajı, hem iç hem de dış piyasalarda yaklaşan türbülansa dikkat çekti.
ABD Hazine Bakanlığı’nın altın rezervleri tarihi bir eşiğe ulaştı. Ons fiyatının 3.828 doları aşmasıyla birlikte, dünyanın en büyük altın rezervi ilk kez 1 trilyon doları gördü. Bu rakam, ABD hükümet bilançosunda resmi olarak görülen değerin 90 katından fazla.
Altın bu yıl yüzde 45 yükselirken, yatırımcı ilgisi üç kanaldan beslendi: jeopolitik gerilimler, Washington’da finansman krizine dair artan endişeler ve Fed’in yeniden faiz indirimlerine dönmesi. Özellikle ticaret savaşları ve Gazze hattındaki gelişmeler, güvenli liman arayışını tetikledi. ETF girişleriyle desteklenen bu hareket, altının sadece değer saklama değil, aynı zamanda stratejik rezerv gücü olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
ABD’nin rezerv yönetimi çoğu ülkeden farklı işliyor: Altın doğrudan hükümetin elinde tutuluyor, Fed ise bu rezervlere karşılık altın sertifikaları çıkararak Hazine’ye dolar aktarıyor. Bugünkü fiyatlarla yapılan değerleme, teorik olarak Hazine’nin kasasına yaklaşık 990 milyar dolar ek kapasite sağlıyor.
Tam da bu noktada, piyasaları uzun süredir yorumlayan isimlerden Artunç Kocabalkan sosyal medya hesabında şu dikkat çekici uyarıyı yaptı: “Altınlarınıza yapışın! Düşüş yakın olsa da her düşüşte alın…” Kocabalkan’ın mesajı, sadece yurtdışı değil yurt içi piyasalarda da yeni bir oyuna işaret etti.
Kısacası, ABD’nin altın rezervlerindeki 1 trilyon dolarlık eşik, yatırımcılar için sembolik bir dönüm noktası. Ancak bu rakamın gölgesinde, Washington’daki bütçe sıkışıklığı, Gazze diplomasisi ve küresel riskler birleştiğinde altın piyasası önümüzdeki dönemde daha da sert hareketlere sahne olabilir. “Altınınıza yapışın” çağrısı bu yüzden sadece bir yatırım önerisi değil, aynı zamanda piyasa psikolojisinin de özeti.