Gündem Gıda #2

0
205

ÜRETMEZSEK TÜKENİRİZ

Mersin’de düzenlenen “Üretmezsek Tükeniriz/Küresel İklim Değişikliği Sürecinde Tarımsal Planlama” toplantısında, beş önemli sivil toplum kuruluşu bir araya geldi. Küresel iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkileri ve bu bağlamda tarımsal planlamanın önemi bu yılki toplantının temel konusuydu. Konferansta, küresel iklim değişikliğinin tarım sektörüne olan etkileri ve bu değişimlere adapte olmak için yapılması gereken stratejik planlamalar üzerinde duruldu. Özellikle kadın çiftçilerin toplantıya yoğun katılımı, onların tarımdaki önemini ve bu alandaki etkilerini gözler önüne serdi.

Mersin’in geniş bir tarım yelpazesine sahip olduğunu belirten Seçer, şehrin meyvecilik, sebzecilik, seracılık, açık tarla ziraatı ve hayvancılık gibi tarımın çeşitli alanlarında faaliyet gösterdiğini ifade etti. Seçer, belediye olarak özellikle küçük üreticilere odaklandıklarını ve onların ihtiyaçlarına yönelik destekler sağladıklarını açıkladı. Bu yaklaşımın, Tarım Bakanlığı’nın makro düzeydeki planlamalarından farklı olarak yerel düzeyde yapılandırıldığını vurguladı. Bu desteklerin, Mersin’in yerel ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uygun şekilde planlandığını belirtti.

Mersin Büyükşehir Belediye son 4 yılda toplamda 125 milyon lira tarıma ayırdı. 2024 yılı için hazırlanan belediye bütçesinde, tarımsal desteklemeler için ayrılan miktarın 119 milyon liraya çıkarıldığı açıklandı. Seçer, tarımsal desteklemelerde özellikle üretici kadınlara odaklandıklarını vurguladı.

Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim Proje kapsamında, her üreticiye 25 küçükbaş hayvan (1 tanesi erkek) veriliyor. Ayrıca, 1 yıllık yem desteği ve 1 yıllık ücretsiz veteriner hizmeti sağlanıyor. Seçer, tarımın olmazsa olmaz bir sektör olduğunu ve üretimin devamlılığının hayati öneme sahip olduğunu “Üretmezsek Tükeniriz” mottosuyla vurguladı.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, tarım sektöründe farklı koşullara adapte olabilen ürün çeşitleri, ilaçlama, gübreleme ve sulama alanlarında önemli gelişmelerin kaydedildiğini belirtti. Değişen iklim koşullarına yönelik yapılan çalışmaların hâlâ çok sınırlı olduğunu vurguladı ve bu sorunla etkin bir mücadele için geç kalındığını ifade etti. Tarımsal faaliyetlerde sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamaların önemini vurgulayarak, bu alanlarda stratejik planlamaların ve politikaların geliştirilmesinin zorunluluğunu dile getirdi. Tarım alanında araştırma ve geliştirme çalışmalarını destekleyecek agroparkların önemini belirtti. Mersin Agropark’ın bu alanda Türkiye’de bir ilk olduğunu ve burada İklim Değişikliği Adaptasyon Merkezi’nin kurulduğunu ifade etti.

Toplantıda çiftçiler güncel sorunları olarak, özellikle limon ve narenciye ürünlerinin dalında kalarak satılamaması gibi güncel sorunları dile getirdi ve bu konuda destek talep ettiler.

Ali Ekber Yıldırımın kaleme aldığı yazıyı daha detaylı okumak için ????????

ABD TÜRKİYE NARENCİYE RAPORU

Türkiye’nin narenciye sektörü ile ilgili öne çıkan bazı önemli noktalar:

  1. Yüksek Girdi Maliyetleri: Türkiye’nin narenciye üretiminde yüksek girdi maliyetleri ile karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Bu, üreticilerin kar marjlarını azaltabilir ve rekabeti zorlaştırabilir.
  2. Düşük Fiyatlar ve Kesilen Ağaçlar: Düşük narenciye fiyatları nedeniyle üreticilerin limon ve mandalina ağaçlarını kesmeye başladığı ifade ediliyor. Bu durum, üreticilerin daha karlı ürünler yetiştirmeye yönelmesine neden olabilir.
  3. Üretim Artışı ve İklim Sorunları: 2023/2024 sezonunda narenciye üretiminin yaklaşık yüzde 90 artması bekleniyor. Ancak, bu artışa rağmen olağan dışı iklim koşulları nedeniyle kalite ve meyve iriliği sorunları yaşanıyor.
  4. Soğuk Zincir Lojistiği Sorunları: Soğuk zincir lojistiğinin yetersizliği nedeniyle yüzde 10-15 civarında verim kaybı yaşandığı belirtiliyor. Bu, ürünlerin kalitesini olumsuz etkileyebilir.
  5. İhracat Sorunları: Türk narenciye üreticilerine göre, artan üretim maliyetleri, ihracat pazarlarındaki ekonomik belirsizlikler ve rakip pazarlardaki verim artışları nedeniyle ihracat fiyatlarının düşmesi sektörü olumsuz etkiliyor.

Raporun detaylı analizini okumak için ????????

TZOB

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından yapılan saha çalışması sonucunda, temel tüketim maddelerinden 6 ürünün farklı marketlerdeki fiyatlarında yaşanan değişkenlikler belirtilmiştir.

Çalışmanın özetlenmiş hali ve ürün bazında fiyat farkları:

Süt:

  • Aynı markanın aynı gramajdaki sütün fiyatı, farklı marketlerde yüzde 32’ye kadar değişmektedir.
  • Fiyat bandı: 29.50 TL/38.95 TL olarak gözlemlenmiştir.

Beyaz Peynir:

  • 900 gram beyaz peynirin fiyatı, farklı marketlerde yüzde 27’ye kadar farklılık göstermektedir.
  • Fiyat bandı:125.90 TL/159.95 TL olarak gözlemlenmiştir.

Zeytinyağı:

  • 1 litre zeytinyağının fiyatı, farklı marketlerde yüzde 24.7’ye kadar değişmektedir.
  • Fiyat bandı: 319.90 TL/398.90 TL olarak gözlemlenmiştir.

Kuru Fasulye:

  • 1 kilogram Dermason çeşidi kuru fasulyenin fiyatı, farklı marketlerde yüzde 18.4’e kadar farklılık göstermektedir.
  • Fiyat bandı: 75.90/89.90 TL olarak gözlemlenmiştir.

Şeker:

  • 1 kilogram toz şekerin fiyatı, farklı marketlerde yüzde 17.9’a kadar değişmektedir.
  • Fiyat bandı: 27.90 TL/32.90 TL olarak gözlemlenmiştir.

Kırmızı Mercimek:

  • 1 kilogram kırmızı mercimeğin fiyatı, farklı marketlerde yüzde 17.2’ye kadar değişmektedir.
  • Fiyat bandı: 40 TL/46.90 TL olarak gözlemlenmiştir.

TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, üretim maliyetlerindeki artışın ve yüksek fiyat farklarının hem üreticileri hem de tüketicileri olumsuz etkilediğini vurgulamış ve tavan fiyat uygulamasının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

HİLELİ BAL İHRACI

  • Çin, Türkiye ve İngiltere’den ithal edilen ballar, kalite testlerinde en kötü performansı gösterdi.
  • Çin’den ithal edilen 89 numuneden 74’ü, Türkiye’den gelen 15 numuneden 14’ü bal niteliği taşımıyor.
  • Britanya’ya gönderilen 10 bal numunesinin tamamı, AB standartlarına uymuyor.
  • Britanya’ya ithal edilen ballarda Meksika, Brezilya ve Ukrayna’dan gelen bal karışımları tespit edildi, bu durum kaliteyi etkileyebilir.
  • 2022 yılında Türkiye, 59 ülkeye toplamda 45 milyon 984 bin 609 dolar değerinde bal ihraç etti.
  • Türkiye’den en fazla bal ihracatı yapılan ülkeler: ABD, İspanya ve Almanya.

Limon sosu satışına yasak

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz