Ukrayna Petrol ve Diplomatik Satranç: Barışın Bedeli Ne Olacak?

0
53

Barışa Son Veren Barış (The Peace That Ended Peace), tarihçi Margaret MacMillan’ın Birinci Dünya Savaşı’nın kökenlerini ele aldığı önemli bir eser. Savaşın sona erdirilmesi için atılan adımların, nasıl yeni ve daha büyük çatışmaların zeminini hazırladığını anlatıyor. Bugün Ukrayna’da da benzer bir süreç işliyor olabilir mi? Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirme hamlesi, gerçekten barış getirebilir mi, yoksa yeni bir dengesizlik mi yaratacak?

ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’daki savaşı hızla bitirmek için girişimlerde bulunuyor. Ancak bu süreç, bir dizi risk ve belirsizliği de beraberinde getiriyor. Barış sürecinin şekillenmesine yönelik önemli adımlar atılsa da, Kremlin’in nasıl bir tavır alacağı ve Ukrayna’da yapılması konuşulan seçimlerin nasıl sonuçlanacağı gibi konular belirsizliğini koruyor.

Geçtiğimiz hafta Trump, 80 yaşındaki emekli General Keith Kellogg’u Ukrayna ve Rusya özel temsilcisi olarak atadı. Kellogg’un ilk icraatlarından biri, 14-16 Şubat tarihleri arasında Münih Güvenlik Konferansı’nda müttefikleriyle Ukrayna’daki barış süreci hakkında görüşeceğini duyurmak oldu. Ardından, Ukrayna devlet medyasının bildirdiğine göre, 20 Şubat’ta Kiev’i ziyaret etmesi bekleniyor.

Trump’ın attığı bu adımlar, ABD’nin Ukrayna savaşına yönelik yaklaşımında önemli bir değişiklik sinyali mi veriyor? Kremlin ve Kiev taraflarının bu süreçte nasıl konumlanacağı büyük önem taşıyor. Üstelik Ukrayna’da yapılması gündeme gelen seçimler, savaşın seyrini tamamen değiştirebilir.

Trump-Putin Görüşmeleri ve Barış Çabaları

Donald Trump, süreci hızlandırmak için geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda görüştüğünü açıkladı. Ancak bu görüşmenin detaylarına dair herhangi bir bilgi verilmedi. Kremlin, böyle bir görüşmenin gerçekleştiğini doğrulamaktan kaçınırken, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise, “Böyle bir görüşme olmuş olabilir ama bundan haberim yok” şeklinde bir açıklamada bulundu.

Savaşın sona erdirilmesi için uluslararası alanda diplomatik girişimlerin artması beklenirken, bu sürecin ne kadar ciddi olduğu ve gerçekten bir barış anlaşmasıyla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı belirsizliğini koruyor.

Kellogg’un Barış Planı: Ateşkes, Seçimler ve Avrupa Barış Gücü

Kellogg’un barış planı aslında yeni değil; Nisan 2024’ten bu yana kamuoyunda tartışılıyor. Plana göre, Ukrayna’ya daha fazla askeri yardım sağlanacak ancak bunun müzakerelere başlanması şartına bağlanacağı öngörülüyor. Bir ateşkesin sağlanması durumunda ise cephe hattına Avrupa’dan barış gücü askerlerinin yerleştirilmesi fikri gündeme gelebilir.

Kellogg’un önerdiği barış sürecinin bir diğer kritik unsuru ise Ukrayna’da seçimlerin yapılması. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, seçimlerin şu an için mümkün olmadığını belirtiyor. Savaş koşullarında seçim yapılmasının ciddi riskler barındırdığına dikkat çeken Kiev yönetimi, bu öneriyi reddetti.

Bununla birlikte, bazı Ukrayna kaynakları, seçimlerin yapılmasının Kremlin’i masaya çekmek için bir taviz olarak sunulabileceğini öne sürüyor. Öte yandan, Zelenski’nin görevden aldığı eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’nın, olası seçimlerde güçlü bir aday olabileceği konuşuluyor. Eğer Zalujnıy gibi yeni bir lider göreve gelirse, savaşın müzakereyle sonlanması ihtimali artabilir.

Ukrayna’daki Seçim Tartışmaları ve Olası Senaryolar

Şu anda Ukrayna’da sıkıyönetim nedeniyle seçimlerin yapılması mümkün değil. Ancak bir ateşkes sağlanırsa, ülkenin savaş ortamından çıkmaya başlamasıyla birlikte seçimlerin düzenlenmesi yeniden gündeme gelebilir. Bunun, hem Ukrayna iç siyaseti hem de küresel diplomasi açısından önemli sonuçları olabilir.

Ancak seçim sürecinin de çeşitli riskler taşıdığı ortada. Özellikle Rusya’nın seçim sürecine siber saldırılarla müdahale edebileceği veya bazı adayları destekleyerek Ukrayna siyasetinde kendi çıkarlarını koruyabileceği ihtimaller arasında. Ayrıca, seçimler sırasında yaşanabilecek siyasi belirsizlik, savaşın seyrini etkileyebilir ve Ukrayna’da iç gerilimleri artırabilir.

Rusya Barışa Hazır mı?

Rusya’nın gerçekten bir barış anlaşmasına yanaşıp yanaşmayacağı büyük bir soru işareti. Son dönemde Rus kuvvetleri sahada ilerlemeye devam ediyor. Özellikle Doğu Ukrayna’daki Toretsk şehrini ele geçiren Rus ordusu, şimdi Pokrovsk’u da almak üzere. Bu bölgenin kontrol altına alınması halinde, Rus birlikleri için Dnipro ve Zaporijya gibi stratejik şehirlere ilerlemek daha kolay hale gelecek.

Bu noktada, Rusya’nın neden savaşın mevcut seyrini durdurmak isteyeceği konusu belirsiz. Rus birlikleri sahada avantaj sağlıyorken, Kremlin’in bir ateşkese yanaşması için somut kazanımlar elde etmesi gerekiyor.

Barış Mümkün mü?

Önümüzdeki günlerde, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik çeşitli diplomatik hamlelerin daha fazla konuşulması bekleniyor. Ancak sürecin nasıl işleyeceği ve tarafların bu sürece nasıl yaklaşacağı büyük önem taşıyor.

Trump yönetimi, Ukrayna savaşını bitirmek için hızlı ve agresif adımlar atıyor gibi görünüyor. Ancak bunun gerçekten kalıcı bir barış mı yoksa geçici bir siyasi manevra mı olduğu henüz net değil.

Zelenski için kritik bir dönem başlıyor: Ukrayna’nın kaderi yalnızca savaş meydanında değil, aynı zamanda diplomatik ve siyasi arenada da belirleniyor. Eğer Ukrayna’da seçimler yapılırsa, savaşın yönetiminde tamamen yeni bir süreç başlayabilir. Ancak bu sürecin sancılı olacağı ve büyük riskler taşıdığı da unutulmamalı.

Küresel dengeler açısından Ukrayna’daki savaşın nasıl sonlanacağı, sadece bölgesel güvenliği değil, aynı zamanda Avrupa ve hatta Asya’daki jeopolitik istikrarı da etkileyecek. Çin’in Tayvan konusundaki hamleleri bile, Ukrayna savaşının nasıl sonuçlanacağına bağlı olabilir.

Önümüzdeki haftalar, savaşın gidişatı açısından kritik gelişmelere sahne olacak. Barış ihtimali masada olsa da, bu sürecin kolay olmayacağı ve birçok risk barındırdığı açık.

Kaynak:CNN

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz