TRUMP 2.0

0
72

“Güçlü ekonomilere yatırım yap, politik gürültüyü filtrele.”

Donald Trump’ın yeniden sahneye çıkması, küresel piyasalarda adeta bir domino etkisi yaratmaya başladı. Peki, bu geri dönüş, finansal dengeler üzerinde nasıl bir etki yaratabilir? Trump’ın ekonomi politikaları ve “Önce Amerika” söylemi, piyasalarda belirsizlik mi yoksa fırsatlar mı doğuracak? Bu yazımızda, Trump 2.0’ın etkilerini ekonomik büyümeden ticaret savaşlarına kadar farklı perspektiflerden değerlendiriyor ve yatırımcıların nelere dikkat etmesi gerektiğini inceliyoruz.

“Citi Group 2025 Beklentileri”

"Gelecek yıl için öngörümüze dönecek olursak, küresel ekonominin bu yılki performansla tam olarak eşleşecek şekilde %2,7 oranında büyümesini bekliyoruz. Tahminimizdeki en büyük joker, ABD ekonomisinin performansıdır. ABD ekonomi ekibimiz önümüzdeki çeyreklerde ABD büyümesinde belirgin bir düşüş olacağını tahmin etmeye devam ediyor; Bu çağrının gerekçesi olarak ABD işgücü piyasasındaki gevşeme işaretlerine işaret ediyorlar. ABD ekonomisinin karşılaştığı diğer zorluklar arasında hâlâ yumuşak olan konut piyasası ve zor durumdaki imalat sektörü yer alıyor."
Bunu aklımızda tutarak, ABD büyümesinde düşüşe ilişkin temel tahminimizin yanı sıra, ABD büyümesinin 2024'e göre bir kademe daha zayıf olan %2'nin biraz üzerinde kalacağı alternatif bir senaryoya bakıyoruz. Temel senaryoda, küresel büyüme 2024'e geriliyor sadece %2,2. Alternatif olarak, ABD'deki büyüme daha güçlü olacak ve Kanada, Meksika, Çin ve Euro Bölgesi'nde de büyüme hızlanacak. Bu, son iki yılın performansına benzer şekilde %2,6 oranında küresel büyüme sağlıyor.

IMF’den, Daha İyimser Bir Tahmin

IMF Baş Ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, “Çoğu ülkede enflasyon artık merkez bankalarının hedeflerine yakın seyrediyor. Enflasyon düşerken küresel ekonomi dirençli kaldı. Büyümenin 2025 yılında %3.2 seviyesinde istikrarını koruması bekleniyor,” dedi. Financial Times’tan Sam Fleming, IMF’nin tahminlerine atıfta bulunarak Trump politikaların 2025’te küresel büyümeyi %0.8 oranında azaltabileceğini öne sürüyor. Ancak bu politikaların hayata geçip geçmeyeceği belirsizliğini koruyor.

2025’e Giderken: Ekonomik Belirsizliklerin Gölgesinde

2025 yılı için küresel ekonomide %2,7 oranında büyüme öngörülüyor, bu da 2024 yılıyla aynı performansa işaret ediyor. Ancak, bu büyüme tahmini için en büyük bilinmeyen, ABD ekonomisinin gidişatı.

ABD ekonomisi için öne çıkan zorluklar:

  • Zayıflayan İşgücü Piyasası: İşgücü piyasasında gevşeme belirtileri, büyümenin yavaşlayabileceğine işaret ediyor.
  • Kırılgan Konut Pazarı: Konut sektörü hâlâ toparlanma mücadelesi veriyor.
  • Zorlanan Üretim Sektörü: İmalat sanayinde süregelen sorunlar, ekonomik büyüme üzerinde baskı yaratıyor.

Merkez Bankaları Görünümü: 2025’te Politika Nerede Şekillenecek?

Citigroup’un analizine göre, 2025 yılında geniş bir ülkeler grubunda para politikalarının daha da gevşemesi için alan var. Ancak, Trump yönetiminin değişken politikaları nedeniyle merkez bankalarının esnek kalması gerekiyor.

FED: Dengeyi Bulma Çabası

  • Şimdiye Kadarki Adımlar: Fed, toplamda 75 baz puanlık faiz indirimi yaptı ancak para politikası hâlâ sınırlayıcı bir seviyede.
  • 2025’te İndirim Beklentisi: Ekonominin gücü, enflasyonu hedefe geri döndürme ilerlemesi ve “nötr faiz oranı” üzerindeki yargılar, Fed’in 2025’te gevşeme eğilimini şekillendirecek.
  • Aralık Toplantısı: Bu dönemde faiz kararı, yakın bir mücadeleye sahne olabilir. Ancak genel eğilim, daha fazla gevşemeye işaret ediyor.

ECB: Daha Güçlü Gevşeme Gerekçesi

  • Euro Bölgesi’nin Durumu: Büyüme düşük trendde, enflasyon baskıları azalmaya devam ediyor.
  • Beklenti: ECB’nin agresif bir gevşeme rotasına girmesi olası.

Diğer Gelişmiş Ülke Merkez Bankaları

  • İngiltere Merkez Bankası (BoE): Brexit sonrası süregelen ekonomik zayıflık ve azalan enflasyonist baskılar nedeniyle gevşeme ihtiyacı doğabilir.
  • Kanada ve İsveç: Bank of Canada ve Riksbank için de benzer gevşeme senaryoları geçerli.
  • Japonya Merkez Bankası (BoJ): Yen’deki volatilite ve ekonomideki hassas toparlanma, BoJ’nin faiz artırımı konusunda temkinli davranmasını gerektiriyor.

Gelişmekte Olan Piyasalar: Karışık Görünüm

Emerging-market merkez bankalarının politikaları daha heterojen olacak. Ülkelerin ekonomik yapıları ve yerel faktörler, farklı stratejilere yol açabilir.

ABD Hisse Senetlerinde Birileri (!) Satıcılı Konumda

BofA

Geçtiğimiz hafta rekor seviyedeki hisse senedi girişlerinin ardından, ABD hisse senedi fonu akışları bu hafta önemli ölçüde negatife döndü (-35,32 milyar dolar, Aralık 2022’den bu yana en büyük çıkış, bir önceki haftaki rekor seviyedeki +62,45 milyar dolarlık girişten sonra).

İkinci Trump Dönemi: Ekonomik Belirsizlikler ve Etkiler

Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesi, ekonomik görünümdeki belirsizlikleri artırdı. Ancak geçmiş deneyimlere dayanarak, Trump’ın agresif retorik ve politikalarının genelde piyasaları ve ekonomiyi ciddi şekilde sarsmadan şekillendiğini hatırlatmak önemli. Bu bağlamda, “Trump Temel Senaryosu” şu unsurlardan oluşuyor:

1. Gümrük Tarifeleri: Küresel Ticaretin Denge Oyunu

  • Tarife Artışları: ABD’nin etkili tarife oranının 2025’te yaklaşık %5 artacağı, Çin için bu oranın %10-15 arasında olacağı öngörülüyor. Buna karşın diğer ülkeler ABD ürünlerine aynı oranda misilleme yapamayacak; zira ABD’nin ithalatı, ihracatından çok daha büyük.
  • Net Etki: ABD’de fiyatlar üzerinde yukarı yönlü, reel gelirlerde ise hem ABD hem de dünya genelinde aşağı yönlü baskılar yaratacak.

2. Vergi İndirimleri: Borç ve Büyüme İkilemi

  • Politikalar: 2017 Trump vergi indirimlerinin uzatılması ve olası yeni indirimler, özellikle kurumsal vergi oranlarının düşürülmesi ve bahşiş üzerindeki vergilerin kaldırılması gibi adımlar. Bu indirimlerin tarifelerden elde edilen gelirlerle ve maliyet kesintileriyle finanse edilmesi bekleniyor.
  • Net Etki: Makroekonomik etkiler sınırlı kalabilir, ancak ABD’nin yüksek kamu borcuna ilişkin endişeler devam ediyor.

3. Göç Politikaları: İşgücü Piyasasında Sıkışma Riski

  • Daha Sıkı Kontroller: Güney sınırında güvenlik artırılacak ve yasadışı göç akışı azalacak. Ancak yasal göç devam edeceğinden iş gücü arzında ciddi bir daralma beklenmiyor.
  • Net Etki: İlk birkaç yıl için makro etkiler muhtemelen sınırlı olacak.

4. Deregülasyon: Hızlı Ama Belirsiz Etkiler

  • Geniş Kapsamlı İptaller: Enerji, finans, istihdam ve tüketici koruma gibi alanlarda Biden dönemi düzenlemelerinin iptal edilmesi planlanıyor.
  • Net Etki: Kısa vadede büyüme ve enflasyon üzerinde pozitif etkiler görülebilir. Ancak uzun vadeli etkiler belirsizliğini koruyor.

5. “Animal Spirits”: Ekonomik Duyguların Etkisi

  • Artan Güven: Trump’ın seçilmesi sonrası piyasa güveni ve ekonomik iyimserlik arttı. Bu, daha hafif düzenlemeler ve düşük vergi beklentilerini yansıtıyor.
  • Net Etki: ABD ekonomisi için pozitif bir talep şoku yaratabilir, ancak bu iyimserliğin geçici olabileceği unutulmamalı.

Trump Göreve Gelirken Neler Olacak?

Donald Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması, hem hukuki hem de siyasi anlamda Amerika’da ciddi tartışmalar yaratıyor. Özel Savcı Jack Smith’in Trump’a yönelik federal davaları sonlandırma talebi ve The Hill gazetesinde Trump’ın göreve başlamasının engellenmesi çağrısını içeren bir makale, bu süreçte yaşanan karmaşayı daha da derinleştirdi. İşte tüm kritik detaylar:

Federal Davaların Düşürülmesi

Jack Smith, Trump’a karşı açtığı iki federal davanın düşürülmesi için mahkemelere başvurdu. Bu davalar, Trump’ın 2020 başkanlık seçimlerini bozmaya yönelik planları ve görev süresi bittikten sonra gizli belgeleri elinde tutma suçlamalarını içeriyordu. Ancak Smith, davaların düşürülmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu belirtti ve şu gerekçelere dayandı:

• Adalet Bakanlığı Politikası:

Görevdeki başkanların yargılanmasını yasaklayan bir politika gereği, suçlamaların düşürülmesi gerektiğini savundu. Bu politika, suçların ciddiyetine veya delil gücüne bakılmaksızın geçerli.

• Gelecek Dava Olasılığı:

Davaların “ön yargısız” şekilde düşürülmesi, Trump görevden ayrıldıktan sonra suçlamaların yeniden gündeme gelmesine olanak tanıyor. Ancak federal suçlar için geçerli olan beş yıllık zaman aşımı süresi bu durumu karmaşık hale getirebilir.

Smith’in İstifası

Trump’ın göreve başlamasından önce Jack Smith’in görevinden ayrılacağı sinyalleri, bu hukuki sürecin kapanışını hızlandırıyor.

The Hill’in Makalesi: Kongre’ye Trump’ı Engelleme Çağrısı

The Hill’de yayınlanan makale, Kongre’ye Trump’ın başkanlık görevine başlamasını engelleme çağrısında bulundu.

Bu çağrı, Anayasa’nın 14. Değişikliği’nin 3. Maddesi’ne dayanıyordu ve şu argümanları içeriyordu:

14. Değişiklik’in Yasal Dayanağı

Anayasa’nın ilgili maddesi, “isyana katılan” veya “düşmanlara yardım eden” kişilerin kamu görevine gelmesini yasaklıyor. Makale, Trump’ın 6 Ocak Kongre baskını ve diğer olaylarla bu tanıma uyduğunu savundu.

İkinci Azil Davası

Trump, “isyana teşvik” suçlamasıyla azledilmişti.

6 Ocak Kongre Baskını

Trump’ın, seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik yalanlar yaydığı ve destekçilerini şiddete teşvik ettiği iddiaları bulunuyor.

Colorado Yüksek Mahkemesi Kararı: Mahkeme, Trump’ın isyana katıldığı gerekçesiyle onu eyalet oy pusulasından çıkardı. Ancak bu karar, Yüksek Mahkeme tarafından yetki eksikliği nedeniyle iptal edildi.

Kongre’nin Yetkisi

Yazarlar, Seçim Kurulu oylarının sayılmasının Kongre’nin yetkisi olduğunu belirterek, Trump’ın oylarının reddedilebileceğini savundu.

Tepkiler ve Tartışmalar

Cumhuriyetçilerden Tepkiler

Trump kampanyası ve muhafazakar çevreler, bu girişimleri “demokrasiye tehdit” ve “seçimi çalma girişimi” olarak nitelendirdi. Bazı yorumcular, bu çağrıyı isyana teşvik olarak değerlendirdi.

Demokratlar İçindeki Tartışmalar

Bazı Demokratlar, bu tür girişimlerin partiyi daha da kutuplaştıracağını ve anayasal süreçlere zarar vereceğini savundu. Eski başkan adayı John Delaney, Trump’ın demokratik bir süreçle seçildiğini ve bu tür “saçmalıkların” reddedilmesi gerektiğini belirtti.

Şimdi Ne Olacak?

Kongre’nin, Trump’ın oylarını reddetme kararı alıp almayacağı, bu sürecin en kritik noktası. Ancak böyle bir karar, siyasi tansiyonu daha da artırabilir. Trump görevden ayrıldıktan sonra bu davaların yeniden açılması mümkün olabilir. Ancak zaman aşımı süresi ve siyasi dinamikler, bu olasılığı belirsiz hale getiriyor.

“Belirsizlikte Fırsatlar Yatıyor”
Trump’ın ikinci dönemi, tıpkı ilk döneminde olduğu gibi finansal piyasalar için riskler kadar fırsatlar da barındırıyor. Yeni vergi politikaları, jeopolitik hamleler ve ticaret stratejileri, yatırımcıların yakından takip etmesi gereken başlıklar arasında yer alıyor. BlackSwan Finans olarak, bu dinamik dönemde doğru hamleleri yapmak isteyen yatırımcılara stratejik rehberlik sunmaya devam edeceğiz. Unutmayın, belirsizlik, fırsatların en verimli kaynağıdır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz