Yazı, dünya siyasetinde ve ekonomisinde güç mücadelesinin farklı aktörler üzerinden nasıl şekillendiğini ele alıyor. Trump, Musk, Soros ve Gates gibi isimler, küresel düzenin yeniden yapılandırılmasında kritik rollere sahip. Pandemi, göç ve sosyal medya gibi unsurlar üzerinden, kapitalizmin geleceğine dair önemli sorular gündeme getiriliyor.
TRUMP VS Küreselciler MUSK vs SOROS
Kaliforniya Yangınları ABD Tarihindeki En Maliyetli Afet Olabilir
Vali Gavin Newsom, Trump’ın İddialarını “Dezenformasyon” Olarak Nitelendirdi
Kaliforniya tarihinin en yıkıcı yangınlarından biriyle mücadele ederken, Vali Gavin Newsom bu felaketin ABD tarihinde kaydedilen en maliyetli doğal afetlerden biri olabileceğini belirtti. Başkanlık seçimini kazanan Donald Trump’ın eyaletin acil müdahale süreçlerini “yetersiz” olarak eleştirmesine yanıt veren Newsom, Trump’ın açıklamalarını “dezenformasyon” olarak nitelendirdi.
Ekonomik ve İnsani Kayıplar Artıyor
Yangınlar şu ana kadar binlerce evi kül ederken, milyonlarca dönüm araziyi harap etti. İlk tahminlere göre yangınların Kaliforniya ekonomisine maliyeti, sigorta ödemeleri ve altyapı onarımları da dahil olmak üzere, 100 milyar doları aşabilir. Binlerce kişi tahliye edilirken, bölgede ciddi bir insani kriz yaşanıyor.
“Tüm Ulus Etkilenecek”
Vali Newsom, yangınların etkilerinin yalnızca Kaliforniya ile sınırlı kalmayacağını, tarım ve enerji sektörleri üzerindeki yıkıcı etkilerin tüm ABD ekonomisinde hissedileceğini belirtti. Kaliforniya, ülkenin en büyük tarım üreticisi olarak gıda arzında kritik bir role sahip.
Trump’ın Eleştirileri ve Newsom’un Yanıtı
Başkanlık seçimlerini kazanan Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Kaliforniya’nın yangın yönetimini “beceriksiz” olarak nitelendirerek, federal fonların kullanımını sorguladı. Newsom ise Trump’ın bu açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Bu süreçte tüm kurumlarımız son derece özverili bir şekilde çalışıyor. Trump, bu kriz anında ülkeyi birleştirmek yerine bölmeye çalışıyor” dedi.
İklim Krizi ve Politik Çatışma
Yangınlar, Kaliforniya’nın her yıl daha şiddetli ve sıklaşan doğal afetlerle karşı karşıya kalmasına neden olan iklim krizi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Newsom, iklim değişikliği ile mücadelede daha kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı ve federal hükümeti bu konuda sorumluluk almaya çağırdı.
ÜFE VERİSİ ÖNCESİ JP MORGAN VE GOLDMAN SACHS:Fed, Haziran 2025’e Kadar Faiz İndirimine Gitmeyecek
Goldman Sachs ve JP Morgan tarafından yapılan son tahminler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikası konusunda piyasalardaki beklentileri yeniden şekillendirdi. İki finans devi, Fed’in 2025 yılına kadar faiz indirimlerine gitmeyeceğini öngörüyor. Özellikle Haziran 2025’ten önce herhangi bir faiz indirimi ihtimalinin düşük olduğu belirtiliyor. Bu tahmin, piyasalar için “siyah kuğu” etkisi yaratabilecek potansiyele sahip.
Ekonomik Veriler ve Politika Eğilimi
Goldman Sachs, Fed’in enflasyon hedefleri doğrultusunda sıkı para politikası duruşunu koruyacağını belirtiyor. Şirketin analizine göre, ABD ekonomisi şu anki faiz seviyelerini sürdürebilecek dayanıklılıkta olsa da, enflasyonun Fed’in hedef seviyesine yaklaşması zaman alacak.
JP Morgan ise benzer şekilde, güçlü iş gücü piyasası ve dirençli tüketici harcamalarının Fed’i daha uzun bir süre boyunca faiz oranlarını yüksek tutmaya teşvik edeceğini vurguluyor. Özellikle, Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarında “enflasyon risklerini minimize etme” konusundaki kararlılığının altı çiziliyor.
14 Aralık TSİ ile 16:30’da Açıklanacak Enflasyon verisi Öncesi Piyasalar:
ONS ALTIN:
Geçtiğimiz hafta boyunca ons altın, 2.700 dolar ile 2.760 dolar aralığında işlem gördü. ABD’den gelen ekonomik veriler, Fed’in para politikası beklentileri ve jeopolitik gerginlikler, fiyatların yönünü belirleyen ana unsurlar olarak öne çıktı.
Altının yükseliş trendi, yatırımcıların “güvenli liman” arayışına girmesiyle daha da güçleniyor. Özellikle ABD’nin enflasyon verileri ve Fed’in faiz artırımı politikalarına dair belirsizlikler, altına olan talebi artırdı.
ABD 10 YILLIK TAHVİL FAİZLERİ:
ABD 10 yıllık Hazine tahvil getirileri, dikkat çekici bir yükseliş trendi sergileyerek %4,79 seviyesine ulaştı. Bu hareket, finansal piyasalar ve ekonomi çevrelerinde geniş çapta tartışılıyor. Tahvil faizlerindeki bu artış, yatırım kararlarını ve piyasa dinamiklerini etkilemeye devam ediyor.
Sterlin Tüccarları Yeni Bir Düşüşe Hazırlanıyor: %8’lik Değer Kaybı Beklentisi
Piyasalarda sterlinin üzerindeki baskı artmaya devam ediyor. Son piyasa çöküşünün ardından bazı yatırımcılar, İngiliz sterlininin 1,12 dolar seviyesinin altına düşeceği ve bunun son iki yılın en düşük seviyesi olacağı yönünde pozisyon alıyor.
Sterlinin Zayıflamasının Nedenleri
- Ekonomik Veriler ve Resesyon Riski
Birleşik Krallık ekonomisi, zayıf büyüme oranları ve yüksek enflasyonla mücadele ediyor. Artan enerji fiyatları ve tüketici güvenindeki düşüş, sterlin üzerinde olumsuz bir baskı yaratıyor. - Merkez Bankası Politikaları
İngiltere Merkez Bankası (BoE), faiz artırımlarını sürdürmesine rağmen, sterlin üzerindeki baskıyı hafifletmekte zorlanıyor. Diğer büyük merkez bankalarının daha agresif para politikaları, sterlini dolar ve euro karşısında daha savunmasız bir konuma getiriyor. - Jeopolitik Belirsizlikler
Avrupa ve Birleşik Krallık arasında Brexit sonrası ticaret anlaşmazlıklarının devam etmesi, sterlinin değer kaybında etkili bir faktör olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, küresel risk iştahındaki azalma sterlin gibi riskli varlıkları olumsuz etkiliyor.