“Dükkanı Açtık”ta Öne Çıkanlar – 15 Şubat 2024

0
234

Artunç Kocabalkan’ın sunduğu Dükkanı Açtık programının bugünkü bölümüne, İnfo Yatırım Satış ve Pazarlama Direktörü Sertaç Ekeke ile Boğaziçi Üniversitesi’nden Gökhan Özertan katıldı.

Sertaç Ekeke, konuşmasında, 2008 ekonomik krizi ve ardından pandemi döneminin yaşanmasının, dünya tarihinde görülmedik emisyon hacmine ulaşılmasına yol açtığını belirtti.

Bunun, ciddi anlamda enflasyonist ortam yarattığına işaret eden Ekeke, “Bu tabii şunu da getiriyor; enflasyon, gerekli kötülüklerden biri haline dönüştü. Bu yüzden faiz indirimleri de çok sert gelmeyecek” dedi.

Borsada hikaye devam edecek mi?

Ekeke, sağlıklı yükseliş için borsadaki düzeltme hareketlerinin normal karşılanması gerektiğine değinerek, şunları söyledi:

“Daha önceki zirve 313 dolarlara doğru yaklaştıkça patinajlar geliyor. Fakat önemli kısım, bu hikaye devam edecek mi? Benim tahminim, bu hikayenin devam edeceği yönünde. Çünkü Türkiye’nin, Rusya ve Çin’in olmadığı bir dönemde yabancının ilgisinin artacağı patikaya gireceğini düşünüyorum.”

Bankacılıktan gelen endeks hareketiyle 11 bin hedefi

Sertaç Ekeke, Türkiye’deki fiyatlamaların, rakip borsalara göre düşük kaldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Bankacılık başta, bizim gerçekten çok önemli olan finansal hizmetler kasamız var. Bankacılık tarafı, yabancı yatırımcının tanımadığı bir coğrafya değil. Bankacılıktan gelen endeks hareketiyle 11 binlere doğru yükseliş görebileceğimizi düşünüyoruz.”

Sektörlere göre 2024 yılı portföy tavsiyesi

Borsada holdinglerin önemini, “Hiç bilmeden borsaya giren birisi için Koç Grubu şirketleri, benim paramı benden daha iyi yönetebilecek yapılardan bir tanesi” ifadesiyle açıklayan Ekeke, şunları kaydetti:

“Uzun vadede hikayesini bilebileceğimiz kağıtlar, temettü verenlerde de büyümeyi hedefleyenler tercih edilmeli. Yüzde 70, büyük kağıtlarda kalmalıyız. En önemlisi portföyün ana dinamiğinin, bankacılık ve holdingler olması lazım. Sağlıklı portföy oluştururken bu yüzde 50’lik kısma, finansal hizmetler kalemlerinden aracı kurumlar, sigortalar, leasing ve faktoring şirketleri, biraz daha küçük kaldığı için serpiştirilir. Kalan yüzde 50’lik kısmında da ulaştırma, otomotiv, enerji, perakende, savunma ve telekomünikasyon şeklinde bir sepete gidilmesi lazım.

Eskiden böyle tek hisse senedi ya da trade önerebiliyorduk ama dönem, o dönem değil. Hisse senetlerinin geneline yayılan bir yükseliş hareketinden hala söz edemiyoruz. Belli sektör yukarıya giderken belli bir sektör geriliyor. O yüzden böyle sakin bir şekilde sepeti takip edip, yıllık bazda getirilere dikkat etmekte yarar var.”

Sertaç Ekeke, borsadaki geri çekilmelerde yerli yatırımcının paniğe kapıldığını, bunun da yabancılara yatırım fırsatı yarattığını belirterek, “Buradaki ana konu, buralarda belirli oranlarda tabii ki kar satışları yapılabilir ama asla hisse senedinden tamamen çıkmamak lazım yani. Biraz orta-uzun vadede düşünmemiz lazım” dedi.

Halka arz edilen şirketlerin belli büyüklükte olması gerektiği için eskisi gibi 10-15 tavan beklenmemesi gerektiğine işaret eden Ekeke, bu şirketlerin birkaç bilanço döneminden sonra portföylere eklenmesinin daha sağlıklı olabileceğini ifade etti.

“Tağşişin tarımda en çok kullanıldığı 3 başlık; zeytinyağı, bal ve süt”

Prof. Dr. Gökhan Özertan da tüketicinin evine giren gıdanın yüzde 33’ünün çöpe gittiğini belirtti.

Gıda güvenliğinin, kamu ve özel sektörün bütüncül şekilde denetleme görevini yerine getirmesiyle sağlanabileceğini anlatan Özertan, şunları kaydetti:

“Tağşişin tarımda en çok kullanıldığı 3 tane başlık; zeytinyağı, bal ve süt. Markette, açık ya da kapalı satılan bu ürünlerin içinde ne olduğunu bilmeniz mümkün değil. Dolayısıyla sağlıklı yapının kurulması lazım. Bunu nasıl yapabilirsiniz? Denetim işin bir tarafı. Ama burada her şeyi kamuya bırakmamak lazım. Özel sektördeki firmaların ürününün arkasında durması gerek. Bu, teknolojiyle olabilir.”

“Problemler çözülmezse gıda fiyatlarındaki yükseliş sürer”

Özertan, dünya genelinde gıda emtiasındaki düşüşe rağmen Türkiye’deki artışı ilişkin ise şunları ifade etti:

“Çok ciddi finansman, pazarlama, bunların birleştiği örgütlenme problemi var. Gelişmiş ülkeler, bu problemlerin çoğunu çözmüş durumda. Tedarik zincirlerini daha sağlıklı çalıştırıyor. Örgütlenme, başlı başına başka durumda. Bunları iyileştirirken zaten fiyatları kontrol edilebilir ya da indirilebilir hale getiriyorsun. Bunları iyileştirmez isen de malum tablo devam etmek zorunda kalır.”

İş Dünyası Neden Kaygılı? manşetinin de ele alındığı yayının tamamını, şuradan izleyebilirsiniz:

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz