• Bankalardaki altın mevduatı bir yılda neredeyse iki katına çıkarak 2,7 trilyon lirayı aştı; toplam mevduat içindeki payı %8’den %11’e yükseldi.
• Artışın lokomotifi İstanbul, Ankara ve İzmir olurken; en sert oransal yükseliş %178 ile Rize’de görüldü.
• Altın hesaplarının %91’i gerçek kişilerin elinde; yurt dışı yerleşiklerin altın mevduatı da %141 artarak 87,5 milyar liraya ulaştı.
Türkiye’de altına talep tekrar patlama boyutuna ulaştı. BDDK verilerine göre bankacılık sektöründeki altın mevduatı geçen yılın üçüncü çeyreğinde 1,36 trilyon lirayken bu yıl aynı dönemde 2,71 trilyon liraya çıktı. Yıllık bazda %99,1’lik artış, altının mevduat tarafında neredeyse tam bir “ikinci dalga” yarattığını gösteriyor.
Bu hızlı büyüme, toplam mevduat kompozisyonunu da değiştirdi. Geçen yıl %8 olan altın hesaplarının mevduat içindeki payı bu yıl %11’e yükseldi. 24,8 trilyon liralık toplam mevduatın 2,7 trilyon lirası artık altın hesaplarında duruyor. Bu, Türk hanehalkının tasarruf tercihinde altına yönelişin hızlandığını ortaya koyuyor.
Şehir bazlı dağılımda tablo beklenenle uyumlu:
– İstanbul 907 milyar liralık altın mevduatıyla açık ara lider.
– Ankara 310 milyar lirayla ikinci, İzmir 159 milyarla üçüncü sırada.
– Antalya, Bursa ve Kayseri gibi illerde de hızlı bir genişleme dikkat çekiyor.
Ancak asıl çarpıcı veri oransal artışta görülüyor. Altın mevduatları Rize’de bir yılda %178 arttı. Rize’yi sırasıyla Ankara (%108), İstanbul (%106), Antalya (%104) ve Kayseri (%103) izledi. Tasarrufların “güvenli limana” kayışının bölge farkı gözetmeden genişlediği net şekilde görülüyor.
Gerçek kişilerin altın hesapları toplam altın mevduatının %91,3’ünü oluşturuyor. Bu, altın talebinin kurumsal değil bireysel motivasyonlarla yükseldiğini gösteren önemli bir veri. Bireyler 2,48 trilyon liralık altın tutarken, şirketlerin altın mevduatı 235 milyar lirayı buldu.
Yurt dışı yerleşiklerde de dikkat çekici bir hareket var. Geçen yıl 36,2 milyar lira olan altın mevduatı %141 artarak 87,5 milyar liraya çıktı. Bu hesapların %94’ü gerçek kişilere ait. Toplam mevduat içindeki payları ise %2,7’den %5,4’e sıçradı.
BS Ekonomi Yorumu
Türkiye’de altın talebi bir süredir yüksek enflasyon, negatif reel faiz ve TL’nin değer kaybıyla birlikte yeniden “tasarruf standardı” hâline dönüyor. Mevduat tarafındaki bu sert artış iki önemli sinyal veriyor:
- Güven ve reel getiri arayışı: Hanehalkı, TL enstrümanlarında kalıcı getiri görmediği sürece altına yönelmeye devam edecek.
- Bankacılık sisteminin kompozisyon değişimi: Altın mevduatının payının %11’e çıkması, mevduat vadesi, likidite yönetimi ve bilanço yapısı açısından sektöre yeni bir denge ihtiyacı getiriyor.
Altında bu ikinci büyük dalga, Türkiye’de tasarruf davranışlarının hâlâ “güvenli liman merkezli” olduğunu ve finansal sistemin ana yönlendiricisinin enflasyon beklentileri olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

