Fenerbahçe’de Taht Kimin Olacak?

0
237

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tarihindeki en kritik seçimlerinden biri 8-9 Haziran 2024 tarihlerinde gerçekleşecek. Bu önemli seçimde, mevcut başkan Ali Koç ve eski başkan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin yeni başkanı olabilmek için yarışacak. İki güçlü aday, kulübün geleceği adına farklı vizyonlar ve stratejiler sunarak kongre üyelerinin oylarını almaya çalışacak. Fenerbahçe camiası, bu seçim sonucunda kulübün yeni liderinin kim olacağını büyük bir merak ve heyecanla bekliyor.

Fenerbahçe’de Şeffaflık ve Yönetim Tartışmaları: Ali Koç ve Aziz Yıldırım’ın Vizyonları

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yönetiminde şeffaflık ve mali disiplin konuları uzun süredir tartışılmakta. 2018-2021 döneminde Fenerbahçe Spor Kulübü Denetim Kurulu üyesi olarak görev yapan Oğuz Büktel, 2018 yılında Aziz Yıldırım’ın görevi bıraktığı dönemde Fenerbahçe Spor Kulübü’nün varlık ve yükümlülükleri konusunda X’da değerlendirmeler yapan ve futbolcu transferlerinde ödenen ücretlerin açıklanmaması konusunun Aziz Yıldırım döneminde başlatılan “önemlilik eşiği” uygulaması ile başladığına dikkat çeken Büktel, her iki başkan adayının kulüp için sunduğu vizyonları mercek altına alarak, şeffaflık ve finansal performans açısından karşılaştırmalar yapıyor. Sayın Büktel’in X platformunda paylaştığı yazıları sizler için derledik.

Transfer Ücretlerinde Şeffaflık ve Yönetim Politikalarının Karşılaştırması

Sevgili dost Murat Salar, Fenerbahçe yönetiminde Aziz Yıldırım listesinden aday olan üç arkadaşımızdan bir tanesi, kendisiyle CNBC-e döneminden muhabbetimiz de vardır, eğer Aziz Başkan seçilirse ekipte yer almasından son derece mutluluk duyacağım bir isim. Bu yayına katılmasına da oldukça sevindim.

Açıklamalarını şimdi dinleyebiliyorum, henüz bitirmedim. Ali Koç’un ilk döneminde denetim kurulu üyeliği yaptığım, öncesinde de Fenerbahçe Futbol AŞ ve Fenerbahçe SK bilançolarını ve mali tablolarını, tüm KAP açıklamalarını düzenli ve uzun süreli takip eden bir taraftar olarak, muhatabı ben olmasam da bahsettiği şeffaflık konusunda bir ekleme yapmak istedim.

Sevgili Murat soruyor, ki bence de çok haklı, futbolcu transferlerinde, ödenen ücretlerde neden şeffaflık yok, Dzeko ve Tadiç’e ödenen yıllık ücretler açıklanmışken Szymanski ve Fred’e ödenenler neden yok diye, kesinlikle katılıyorum. Ancak ardından yaptığı yorumu düzeltmek istedim, bu bedeller Aziz Bey döneminde açıklanıyordu demiş, evet başlangıçta açıklanıyordu, ancak 19 Haziran 2014’de KAP’a yapılan bir bildirimle Aziz başkan yönetimindeki Fenerbahçe Futbol AŞ, yapılan açıklamalarda bir önemlilik eşiği tespit edilmesine karar vermiş ve bu uygulamayı kendisi başlatmıştı, Ali Koç değil. Bunu hatırlatmak istedim. Ekte ilgili karar ve tarihi var.

Buna göre “Şirketimizce, işbu yönetim kurulu karar tarihi itibariyle, – Kurul tebliğleri uyarınca kamuya açıklanan son yıllık bilançodaki maddi olmayan duran varlıkların toplam net değerinin %25’ini veya aktif toplamının %5’ini aşan tutarda bonservis ödemelerine ve,- Yıllık garanti ücret ve azami maç başı ücretin brüt toplamı, Kurul tebliğleri uyarınca kamuya açıklanan son yıllık gelir tablosundaki satışların maliyetinin %5’ini veya aktif toplamının %5’ini aşan tutarda oyunculara yapılacak ödemelere, ilişkin sözleşme akdedilmesine yönelik işlemlerin Kamuyu Aydınlatma Platformunda açıklama yapılmasına karar verilmiştir.”

O dönemde Stoch transferinde ilk kez uygulanmış ve bedel açıklanmamıştı ve ben kısa bir yazı yazmıştım. (kaynak:https://sporekonomi.blogspot.com/2014/07/fenerbahce-stoch-transferiyle-ilgili.html ).

Son olarak, Ali Koç’un yönetiminde konsolide bilanço açıklamaları, divan kurulu toplantılarında mali konuların detaylı bir şekilde konuşulması gibi konularda ön ayak olan sevgili Burhan Karaçam’ın keşke bu konuyu da gündeme alıp (ticari sır olmayan bilgiler dışındaki) tüm bilgileri açıklama yönüne gitseydi, oldukça olumlu bir gelişme olurdu diye düşünüyorum.

Fenerbahçe’nin Finansal Durumu Üzerine Düşünceler

Sevgili ve değerli Murat Salar’ın bu videosunu ve spor dijitaldeki röportajını izledim ve Ali Koç’un yönetim tarzından çok hazetmesem de mevcut yönetimin finansal performansına ciddi bir haksızlık ediliyor görüşündeyim. Elbette yapılan bir sürü hata da vardır, boşa harcanan paralar da, ancak oldukça zor bir dönemden bizi rahatlatarak çıkarttıklarını düşünüyorum.

Öncelikle futbolcu yükümlülüklerinin artmış, evet, ama karşılığında (kendisinin de dediği gibi bilançonun solunda) bu yıl izlediğimiz ve gurur duyduğumuz bir takım var (Transfermarkt değeri 192 mn Euro). Yükümlülüklerin, hem de Euro bazlı artması elbette bir risktir, ama karşılığında değeri artan ve çok başarılı olan bir takım ortaya çıktı ve Avrupa’da ve ligde nefis maçlar oynadılar, rekorlar kırdılar.

(Murat Salar’ın deyişiyle -Aziz Bey’in yaptığı gibi- hem aktifleri, hem pasifleri büyütmüşler işte.) Üstelik sevgili Murat, yine borsacı yönüyle Arçelik’ten de bahsediyor, borçları büyütmek, bilançoyu büyütmektir diye, bu şirketin değerine değer katabilir örneğini vererek.

Keza, 15 mn Euro’ya Mourinho’yu getirseydi Aziz Başkan, yükümlülükler artmayacak mıydı ama bunu Fenerbahçe’yi büyütmek için yapmayacak mıydı?

Bu arada Salar’ın bahsettiği 3.6 milyar TL’lik yükümlülük yaklaşık 100 mn Euro ediyor bugünkü kurla. Aziz başkan bıraktığında da bu yükümlülük rakamı 60 milyon Euro imiş. Hangi takım daha iyidir, ben futboldan pek anlamasam da, bugünkü bana çok daha fazla keyif veriyor, onu bilirim.

Her şeyi bir tarafa bırakalım, Futbol AŞ’nin bilançosuna bakalım (Kulüp konsolide verileri daha doğru, çünkü kulübün de başta Futbol AŞ olmak üzere borçları var, evet aktifleri de var, ancak henüz konsolide rakamların güncel hali yok elimizde, belki cumartesi günü). 3 Temmuz öncesi sıfır olan Fenerbahçe Futbol A.Ş.’nin borcu (Aziz Yıldırım’ın Forbes dönemi, hepimizin ‘büyüyen güçlü Fenerbahçe’ ile gurur duyduğumuz günler) 3 Temmuz’da FETÖ’cülerden darbe yiyor, Fenerbahçe taraftarın büyük fedakarlığı ile ayağa kalkıyor, UEFA Fair Play kriterlerine Türkiye’nin tek uyan takımı oluyordu. Ama sonrasında gelen başarısızlıklar, özellikle 2016-2018 döneminde Aziz başkanın son derece kötü yönetimi ile Türkiye’nin en borçlu takımı oluyoruz.

2018’de Ali Koç yönetime geldiğinde banka faizlerinin neredeyse 2 katı maliyetle faktoring şirketlerine borcumuz var, neredeyse 40 mn Euro karşılığı TL cinsinden.

İlk dönemde şirket ve kulübe giren herhangi bir nakit neredeyse yok, o dönemde Burhan Karaçam’ın anlattığı üzere, tüm gelirler temlikli, yönetimin kulübe verdiği hibe, sonrasında yapılan sermaye artırımlarıyla, tüm bankalar ve faktoring şirketleriyle görüşülerek öncelikle yüksek faizli borçlar kapatılıyor, vadeler uzatılıyor, sonrasında %96’sı döviz cinsinden olan borçlar (Euro kuru 5.17 o dönemlerde) Ozan Korman Tarman rahmetli Şaban Erdikler ve diğer yöneticilerimizin öngörüleriyle TL’ye geçiyor, Murat Salar’ın aktardığı gibi 1.5 spreadle TL borçlanmasak ekte görselde verdiğim Futbol AŞ’nin borçları belki de bir 100 mn Euro daha artmış olacaktı.

Murat Salar video’da her şey temlikli diyor ya, 2018 yılını çok iyi hatırlıyorum, ben Burhan Karaçam’ın ilk Divan Kurulu’nda yaptığı sunumu saklamışım, şöyle bir ibare var: “Rekor Seviyede Kombine & Tüm Locaların Satışı (Ancak, verilen temlikler nedeniyle kullanılabilir nakit sağlanamamış, tüm tahsilat alacaklı bankaların risklerinin kapatılmasında kullanılmıştır.)”

Borçların dağılımına ilişkin yine Burhan bey’in sunumundan alıntı grafiği de koyuyorum görsellere, 3.2 milyar TL (620 mn Euro) içerisinde yaklaşık 400 mn TL peşin tahsil edilmiş giderler var, onu düşmek gerekir, maliyeti olan ve geri ödenecek bir borç değil, yükümlülük çünkü 2.8 milyar TL varsayalım, 543 mn Euro ediyor, burada Murat Salar haklı, gerçi Aziz Bey 330 mn Euro idi diye açıklama yapmış sanırım. Ama asıl olan borçların çok yüksek oranda kısa vadeli oluşuydu.

Öyle ki o dönemi Türkiye açısından 2023 Mayıs seçimlerinde durum nasılsa öyle görüyorum, deniz bitmişti, kulübün faaliyetlerini sürdürecek nakdi yoktu, nakti %50 küsur maliyetle (enflasyon o dönemde %20, yanlış anlamayın) faktoring şirketlerinden bulabiliyorduk. Hafızam ve notlarım sağolsun, unutmadım. Nitekim o nedenle olmalı ki, Aziz Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri bugün Murat Salar’ın söylediklerini o gün çıkıp SÖYLE-YE-MEDİLER, çünkü rakamlar ve içinde bulunduğumuz durumla ilgili değerlendirmeler doğruydu. Evet aktifler var, sol tarafta arsalar var, ama o gün edinim değerleri öyle düşüktü ki, kesinlikle borcun asıl nedeni onlar değildi. Umarım Murat’ın söylediği gibi değerleri bugün çok fazladır, yeni seçilen yönetim eğer Aziz Bey’in ekibi olmazsa bu vizyondan faydalanır ve onları en kısa sürede likide ederler.

Ben Murat Salar’ın finansçı yönüyle – her nedense Ali Koç yönetiminin bir türlü gündeme almadığı – belki de bilmediğimiz bir nedenle – son dönemde karlılığı giderek artan Fenerium’un olası halka arzından, kulübün üzerindeki borç yükünden (konsolide’de gözükmüyor ağırlıkla Futbol AŞ’ye olması nedeniyle), binbir zorlukla Aziz Yıldırım döneminde uğraşıp Ali Koç döneminde kulübe geçen (sanırım 30 yıllık kira sözleşmesinin birkaç yılı boşa geçti bile, hem de Kadıköy’de ve gayrimenkulun en pahalı olduğu yerde) Kenan Evren lisesi arazisinden, daha önce uygulanan borsada hisse satışıyla kaynak yaratıp sermaye artışında neden kullanılmadığından da bahsetmesini isterdim. Muhtemelen göreve gelirlerse bu konuların hepsinde ve bizim aklımıza gelmeyen başka alanlarda da önemli adımları atacaktır. Kendisine bu bağlamda gönülden başarılar diliyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz