Daha dün rahmetli Özkan’ın yoğun bakımda bile gösterdiği nezaketinden bahsetmişken geceyi yüksek ateşle geçirdim. Fazla spor, biraz al biraz kol ve klima derken şifayı kaptık.
Çok sıcak havada ateşli hastalık çekilmiyor.
Sonrasında ateşi düşürmek, vücudu soğutmak ne rahatlattı!
Türk ekonomisi de aynı böyle. Çok ısınmıştı. Şimdi makattan buz sokuyorlar.
Yoğun bakımlar çok soğuk olur. Faiz yükseltir, krediyi kısarsın. Gazı çıkarmak için yanına iş adamlarını alıp Körfez’e yürüyüş yaparsın.
Buraya kadar tamam da hastane yemeği diye de bir gerçek vardır. Manda yoğurdu yemeyi bırakır, diyet yaparsın, tasarruf edersin. O nerede?
Ben müneccimbaşı değilim. Fatih İstanbul’u almadan önce bana sormadı. Ya da Roma İmparatoruna yıkımın Hristiyanlar yüzünden olacağını söyleyen kahin de değilim.
Ama zaten ekonominin nereye gittiğini bilmek için müneccim, ülkeyi karıştıracakların da nüfusun %20’sine ulaşan sığınmacılar olduğunu söylemek için de kahin olmaya gerek yok.
Etrafımda gençler, yaptığı işten zevk alanlar, kendimi Bodrum’a attım. Bu doğalgaz zamlarından sonra sanırım bir daha İstanbul’a uçmayacağım.
Artunç Kocabalkan yazdı.