A milli takımımız ile Hollanda arasında yapılan EURO 2024 çeyrek final maçı 2-1 Hollanda lehine sonuçlandı. Gol beklentisi (1.32 TR – 1.09 NL) ve 2 adet kaçan net gol istatistiğimiz ile belki de turnuvadaki en iyi maçımızı oynadık fakat turu atlamayı başaramadık. Yarı finale bu kadar yaklaşmışken elenmek bizleri hüzünlendirse de, bazen geriye bir tık fazla yaslandığımız ve biraz geciken değişiklikler gibi küçük eleştiriler yapılabilse de; turnuvanın açık ara en renkli takımı olduğumuz, teknik ekibimiz ve milli takımımızın bizleri gururlandıran gayreti gösterdikleri gerçeğini değiştirmez. Peki, turnuva öncesinde ciddi bir beklenti olmayan milli takımımızın yarı finali kıl payı kaçırması başarısına niye mutlu olamıyoruz?
Konuyu Dr. Artunç Kocabalkan’ın tweetinden alıntılayarak yanıtlayalım.
Artunç Bey’in yazdığı yazı çok katmanlı bir yapıda, dilerseniz göz gezdirelim:
“Birleşmiş Milletler’in 143 ülke arasında yaptığı değerlendirmeyle belirlediği Dünya Mutluluk Raporu’nda Türkiye 98. sıraya yükseldi. Rapora göre en mutsuz ülke Afganistan oldu. Türkiye aynı listede geçen yıl 106. sıradaydı. Buna mı sevinelim.” (Artunç Bey’in tweetinden alıntı)
BM mutluluk raporuna göre ilk 25 aşağıdaki gibidir:
Türkiye’nin sırası ise çok aşağılarda 98. sırada. Türkiye’nin sıralamasına en yakın ülkeler arasında Gine Senegal, İran, Kamerun, Nijerya gibi ülkeler bulunmaktadır.
Peki gelişmekte olan bir diğer iki ülke olan Polonya ve Güney Kore eklenerek baktığımızda mutluluk endeksi değişimi nasıl olmuş?
Sanırım; Neoklasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım mutluluk endeksine de yansımış. 🙂
“Bir yanım MŞ ekonomiyi düzeltsin diye isterken diğer yanımın, yahu bu ekonomiyi zaten bu siyasi yapının baş ekonomisti bu hale getirdi ne bekliyorsun demeyi.” (Artunç Bey’in tweetinden alıntı)
Bizzat cumhurbaşkanı tarafından yapılan, nas ekonomisi zamanı ve nas ekonomisi sonrası açıklamaları sırasıyla aşağıdaki haberlerden bulabilirsiniz. Artunç Bey’in tespitini doğrular nitelikte…
Nas ekonomisi sonrası yapılan:
“Bir yanım VM milli takımı finale çıkarsın diye isterken, diğer yanımın MB’nin siyaset bulaştırdığı federasyon yapısından kurtulmak istemeyi.” (Artunç Bey’in tweetinden alıntı)
“Sayın Erdoğan ya bırakın seçimi, tekrar aday olacağım diye kasmayı, anayasa referandumu falan diye uğraşmayın, 22 sene yönettiniz de bakın ekonomi ne halde siz ekonomist olduğunuza emin misiniz desek? Ya da Mehmet Bey sizin yurt dışı harcı kaç para? Çerez parası dediğiniz arabaları dün gece viskinin yanında yemişsiniz sonra da 24 milyon TL’lik tuvalete sıçmışsınız doğru mu diye sorsam? İzahı olmayanın mizahı olur diyelim. Diyelim de izahı var aslında. Gitmeyecen abi maça. Karışmayacaksın her bota. Davos’a 100 kişi Berlin’e 600 kişi gitmeyeceksin.” (Artunç Bey’in tweetinden alıntı)
İzahı olmayanın mizahı oluyor cidden. Konu ile alakalı Sayın Tunç Şatıroğlu’nun tweetleri:
Yazarın yorumu:
Bir Türk genci olarak; Ata’mızdan miras kalan ülkemizi çok seviyor ve bilimin ışığında, zamanın gerçeklerine uygun, mutlak doğruya ulaşmayı amaçlayan uygulamalar ile muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı; hatta muhasır medeniyetlere örnek olmayı amaçlıyoruz. Bu amacı da bizzat nutuktan, gençliğe hitabeden ve damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz.
Biz istikbali göklerde aramamız gerekirken parasıyla astronot gönderilince, ekonomide önden koşmak vizyonu yerine kitabın A’sıyla B’siyle kavga edildikçe, rasyonelleşiyorum deyip Tüik verisinin güvenilirliği tartışıldıkça, Prof. Dr. Ahmet Kasım Han’ın belirtişiyle kötünün iyisine bir ehvenişer gibi tamah etmek zorunda kaldıkça, hukuk reformu veya herhangi bir yapısal reform gelmedikçe mutlu olamıyoruz. Çünkü mutlak doğru hedeflenmeden gelen başarının kalıcı olmayacağını görüyoruz. Bu tutarsızlıkların ülkemize zaman kaybettirdiğini görüyoruz. Bu yüzden de mutlu olamıyoruz…
Her şeye rağmen umudumuzu kaybetmememiz, değiştirebileceğimiz şeylere odaklanıp en iyisi olmak için çalışmamız gerekiyor. Biz Bsfinans olarak bu vizyon ile, en dürüst şekilde, bilimin ışığında, mutlak doğruyu ve muhasır medeniyet seviyesini talep etmeye devam edeceğiz!
Güzel bir Pazar günü dileriz.