Eylül ayında tüketici enflasyonu (TÜFE) bir önceki aya göre %6,30, bir önceki yılın aynı ayına göre %24,52 artış kaydetti. TÜFE’nin yıllık %21 civarında artması bekleniyordu. Gıda fiyatları aylık %6,4, yıllık %27,7 yükseldi.
Çekirdek enflasyon ise artışını sürdürerek beklentilerin üzerinde %24 seviyesine yükseldi.
Yurt içi üretici fiyatları da hız kesmiyor: aylık artış %10,88, yıllık artış %46,15 oldu. Aylık bazda en yüksek artış %40,21 (yıllık %71,88) ile elektrik ve gaz sektöründe yaşandı. Ana sanayi gruplarında aylık en fazla artış ise %25,55 ile enerjide gerçekleşti.
Çekirdek enflasyondaki yükselişin Ekim ayında daha ılımlı artmasını bekliyoruz.
Enflasyon verisi sonrasında Dolar/TL 6 seviyesinin hemen altından 6.0972 seviyesine yükseldi. Kur, TSİ 1135 itibariyle 6,0301 seviyesinde.
Türk ekonomisini kur artışına bağlı enflasyon yükselişi, enflasyon yükselişine bağlı faiz talebi, faiz baskısının yerine getirilmemesinin yarattığı tekrar kur artışı sarmalından kurtarmanın yolu ileriye dönük politikalar konusunda daha açık, net ve tek sesli olmaktan geçiyor.
Beklentilerin düzeltilmesi noktasında elbette uluslararası siyaset çok önemli bir yer tutuyor. Bununla birlikte tekrar Avrupa Birliği çıpasının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir büyüme noktasında bütçe açığının kontrol edilmesi hayati önem taşıyor.
Son olarak yeni dönemde yani hem ekonomik durgunluk hem de arz yönlü şoklar sebebiyle fiyatlardaki artış, stagflasyona uygun bir para politikası ve maliye politikasını gerektiriyor. Şirketler açısından da bu yeni dönemi anlamak ve buna göre uygun pozisyon almak çok ama çok önemli. Unutmayalım ki stagflasyon önümüzdeki dönemde sınırlı da olsa -talep düşük de olsa- eninde sonunda tüketici fiyatlarını vuracak. ÜFE artçı TÜFE deprem.