Trump’tan Kolombiya’ya Karşı İlk Ticaret Zaferi: Tarife Stratejisi İşe Yaradı mı?

0
54

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Pazar günü Kolombiya ile yaşanan kısa süreli ticaret geriliminde istediğini aldı. Kolombiya’nın geri adım atması, Trump’ın sıkça tartışılan tarife stratejisinin bir kez daha etkili olabileceği yönünde işaretler verdi. Ancak bu başarı, tarifelerin uygulanmasından çok, tehdit olarak kullanılmasından kaynaklandı.

Trump, tarifeleri uzun süredir ekonomik ve diplomatik hamlelerinde bir kaldıraç olarak kullanıyor. Pazar günü Kolombiya, ABD’den sınır dışı edilen göçmenleri taşıyan iki askeri uçağın inişini reddedince, Trump hızlıca tepki gösterdi.

“Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro’nun bu uçuşları reddetmesi, ABD’nin ulusal güvenlik ve kamu güvenliğini tehlikeye atmıştır,” diyen Trump, Kolombiya hükümet yetkililerinin vizelerini iptal etti, yaptırımları devreye soktu ve sınır güvenliği denetimlerini artırdı. Bununla kalmayarak Kolombiya’dan yapılan ithalatlara %25 oranında gümrük tarifesi koyacağını ve bir hafta içinde bu oranı %50’ye çıkaracağını duyurdu. “Bu sadece başlangıç,” diye ekledi Trump, açıklamasını Truth Social platformunda paylaştı.

Kolombiya Devlet Başkanı Petro ise Trump’ın hamlelerini “bir darbe” olarak nitelendirerek, ABD ithalatlarına %50 tarife koyarak karşılık verdi. Ancak, bu karşı hamle uzun sürmedi.

Geri Adım ve Anlaşma

Trump’ın sert tavrı sonrası yaklaşık altı saat içinde Beyaz Saray, Kolombiya’nın Trump’ın taleplerini kabul ettiğini ve tarifelerin “askıda” tutulacağını duyurdu. Ancak ABD, Kolombiyalı göçmenlerin sınır dışı edilmesi süreci başarıyla tamamlanana kadar vize kısıtlamaları ve artırılmış sınır kontrollerinin devam edeceğini belirtti.

Kolombiya Dışişleri Bakanı Luis Gilberto Murillo ise düzenlediği basın toplantısında iki ülkenin “krizi aştığını” ifade etti ve başkanlık uçağının göçmenleri taşımaya hazır olduğunu açıkladı.

Böylelikle, Trump’ın ikinci döneminin ilk ticaret savaşı kısa sürede sona ermiş oldu.

‘Deli Adam’ Stratejisi

Bu gerilim, ABD ve Latin Amerika’daki geleneksel müttefiklerinden biri olan Kolombiya arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası oldu. Trump’ın selefi Joe Biden, Kolombiya’yı “batı yarımkürenin kilidi” olarak tanımlamıştı.

ABD, 2022’de Kolombiya ile 3,9 milyar dolarlık bir ticaret fazlası verdi ve bu ülke ABD’ye en çok ham petrol, taze çiçek ve kahve ithal eden ülkelerden biri oldu. Ancak Trump, ticaret fazlalarını ve göç sorunlarını çözmek için Richard Nixon’ın ünlü “Deli Adam Teorisi”ni benimseyerek, ekonomik yıkım tehditlerini bir pazarlık unsuru olarak kullanmaya devam ediyor.

Daha önce Çin, Kanada ve Meksika’ya da benzer tarifeler uygulama tehdidinde bulunan Trump, şimdi de Avrupa Birliği’ni ABD’den daha fazla petrol ithal etmeye, Rusya’yı Ukrayna savaşını sonlandırmaya ve Çin’i sınır güvenliği konusunda taviz vermeye zorlamak için tarifeleri bir koz olarak öne sürüyor.

Trump’ın bu agresif stratejisi, kimi zaman olumlu sonuçlar getirirken, ABD tüketicileri için potansiyel maliyet artışlarını da beraberinde getiriyor. Öte yandan, etkilenen ülkelerin misilleme yapma olasılığı da ciddi bir risk oluşturuyor.

Bu durum, Trump’ın hamlelerinin sadece bir müzakere taktiği mi olduğu, yoksa gerçekten bir ticaret savaşına mı dönüşeceği sorusunu akıllara getiriyor.

Trump’ın Davos Forumu’ndaki Konuşmasından 4 Önemli Nokta:

1.Avrupa Birliği (AB) Vergileri

Trump, Avrupa Birliği’nin (AB) vergi ve düzenleme uygulamalarına yönelik eleştirisini yineledi; Trump AB bloğu Amerikan şirketlerini haksız yere hedef almakla suçladı. Özellikle, AB’nin milyarlarca dolarlık cezalara maruz kalan Apple (15 milyar ila 16 milyar dolar), Google ve Facebook’a karşı aldığı önlemlere değindi. Trump, ABD şirketlerini koruma ve ticaret dengesizliklerini azaltma çabalarının bir parçası olarak AB’ye vergi getirilmesinin olası olduğu konusunda uyardı. Duruşu, daha adil ticaret anlaşmaları çağrısında bulunduğu ve misilleme amaçlı tarifeler tehdidinde bulunduğu 2020 Davos konuşmasını yansıtıyor.

2.Enerji

Trump, yüksek enerji maliyetleri ve rekabet edebilirlik sorunlarıyla mücadele ederek Avrupa’nın enerji güvenliğini garanti altına alma sözü verdi. İç meselelere dönersek, ABD’de fosil yakıt üretimini artırarak, petrol rezervlerini yenileyerek ve enerji altyapısının inşasını hızlandırarak Biden dönemi iklim politikalarını tersine çevirmeye odaklandı. Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan ayrılma kararı, ABD’nin enerji bağımsızlığını küresel iklim taahhütleri yerine önceliklendirme arzusunu bir kez daha doğruluyor.

3.Kurumlar Vergisi

Trump, şirketlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde mal üretmesi durumunda kurumlar vergisi oranını %21’den %15’e düşürme niyetini açıkladı. Bu politika, süresi dolan vergi kesintilerini yenilemeyi ve ABD şirketlerine daha fazla teşvik sağlamayı amaçlıyor; bu duruş ona Wall Street ve Silikon Vadisi liderlerinin desteğini kazandırdı.

4.Jerome Powell ve Faiz Oranları

Trump, Jerome Powell yönetimindeki Federal Rezerv’i eleştirerek, Joe Biden döneminde yaşanan ekonomik zorluklardan yüksek faiz oranlarını sorumlu tuttu. Düşen petrol fiyatlarının ve enerji politikalarının enflasyonu düşüreceğini ve küresel faiz indirimlerine yer açacağını öne sürerek faiz oranlarının derhal düşürülmesini talep etti. Trump, yüksek oranları önceki yönetimin 8 trilyon dolarlık harcama açığına bağladı ve “ekonomik felaket” olarak adlandırdığı durumu tersine çevirme niyetinin altını çizdi.

Trump, Suudi Arabistan ve OPEC’i petrol fiyatlarını düşürmeye çağırma niyetini açıkladı ve ABD üretimini artırmaya yönelik adımlar attı. Aynı zamanda Çin, Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunarak küresel ekonomik büyüme ve petrol talebine ilişkin endişeleri artırdı. Arz tarafında, EIA verileri ABD ham petrol stoklarının geçen hafta 1 milyon varil düşerek art arda dokuzuncu düşüşe işaret ettiğini ve beş yıllık mevsimsel ortalamanın altına düştüğünü gösterdi.

ECB ve Fed Kararları Altın ve Euro İçin Yol Gösterici Olacak

Hafta içerisinde açıklanacak olan ECB ve Fed faiz kararları, başta sarı metal (altın) ve EUR/USD paritesi olmak üzere, küresel risk iştahı üzerinde kritik bir rol oynayacak. ECB’nin 25 baz puanlık faiz indirimi yapması beklenirken, Fed’in faiz oranlarını sabit bırakacağı öngörülüyor.

Dolar Belirsizliği ve Trump Politikalarının Etkisi

Trump yönetiminin piyasa destekleyici politikalarının, Fed ile karşı karşıya gelme potansiyeli, dolar tarafında belirsizlik yaratıyor. Bu durum, özellikle Euro ve ons altın fiyatlamalarında yukarı yönlü hareketlere yol açabilir.

Ham Petrolde Ateşkes Etkisi

Karşılıklı müzakerelerin ılımlı geçmesi ve ateşkesin sağlanması, ham petrol piyasasında kademeli bir gerileme yaratıyor. Raporu kapsayan haftada, spot piyasada ham petrol fiyatlarında aşağı yönlü bir trend dikkat çekiyor.

Büyük Teknoloji Şirketlerinin Kazançları ve FOMC Kararının Piyasa Üzerindeki Etkisi

Ocak ayının son haftası, hem büyük teknoloji şirketlerinin kazanç açıklamaları hem de önemli ekonomik verilerin açıklanmasıyla piyasalar için oldukça hareketli geçecek. Tesla (TSLA), Meta (META) ve Microsoft (MSFT), 29 Ocak Çarşamba kapanış sonrası kazançlarını açıklayacak. 30 Ocak Perşembe sabahı, bu şirketlerin sonuçlarının piyasalarda önemli bir etki yaratması bekleniyor. Özellikle, aynı gün Apple (AAPL), Intel (INTC) ve Visa’nın (V) da bilançolarını açıklayacak olması, Perşembe günü piyasa hareketliliğini artırabilir.

Fed ve PCE Verilerinin Piyasa Beklentileri

29 Ocak Çarşamba günü, Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısından çıkacak kararlar da yatırımcıların radarında olacak. CME Fed Funds futures verilerine göre, 19 Mart 2025 FOMC toplantısında 25 baz puanlık faiz indirimi ihtimali şu an için %27 seviyesinde. Ancak bu ihtimalin, Çarşamba öğleden sonra FOMC kararı ve 31 Ocak Cuma günü açıklanacak Aralık PCE (Kişisel Tüketim Harcamaları) ve Çekirdek PCE verileriyle yeniden şekillenmesi bekleniyor. Konsensüs, Aralık Çekirdek PCE’nin %0,2 artış göstereceği yönünde.

Neo Portföy Araştırma ve Kurumsal iletişim Direktörü Şebnem Ayabakan, piyasaların özellikle Çarşamba günü geç saatlerde ve mesai sonrası dönemlerde ilginç trade fırsatları yaratabileceğini belirtiyor. Ayabakan’a göre, “Tesla, Meta ve Microsoft gibi üç büyük büyüme devinin sonuçları, yatırımcıların 2025 yılındaki teknoloji hisselerine yönelik algısını yeniden şekillendirebilir.” Ayabakan ayrıca, 2025’te beklenen Fed fonlarındaki düşüş ve enflasyondaki yavaşlama dikkate alındığında, Hazine getiri eğrisinin uzun ucunda yatırımcılar için ‘adding duration’ fırsatlarının hala cazip göründüğünü vurguluyor.

Apple, Intel ve Visa’nın Raporları Kritik Olacak

Apple (AAPL), Intel (INTC) ve Visa (V), bilançolarını 30 Ocak Perşembe günü piyasa kapanışı sonrası açıklayacak. Özellikle Apple’ın kazanç raporu, teknoloji sektörünün genel performansına ilişkin önemli sinyaller verecek. Bu şirketlerin sonuçlarının, Ocak ayının son iş gününde piyasalarda önemli hareketlilik yaratması bekleniyor.

FOMC ve Ekonomik Verilerin Etkisi

FOMC kararının yanı sıra, Aralık PCE ve Çekirdek PCE verileri Cuma günü sabah saatlerinde açıklanacak. Yatırımcılar, bu verilerin Fed’in politika yol haritasını nasıl etkileyebileceğini dikkatle takip edecek. Özellikle, Fed’in faiz indirimi ihtimali üzerindeki etkiler, piyasaların yönünü belirlemede önemli bir rol oynayabilir.

TL Mevduatta Stopaj Şoku: Vergi Yükü Artıyor!

31 Ocak 2025 itibarıyla TL mevduat stopaj oranlarının artırılması gündemde. Cumhurbaşkanlığı kararıyla daha önce vadelerine göre 2,5 puan artırılan oranların, yeni düzenlemeyle tekrar yükseltilmesi bekleniyor. 6 ay vadeli stopaj oranının %10’dan %15’e çıkabileceği belirtiliyor. Detaylı bilgi yazımızda.

Mevcut Düzenleme Neleri Kapsıyor?

Vade SüresiEski Oran1 Kasım 2024 Sonrası Oran
6 aya kadar%7,5%10
1 yıla kadar%5%7,5
1 yıldan uzun vadede%2,5%5

Yurt İçi Yerleşiklerden Rekor Yurt Dışı Portföy Yatırımı: 20 Milyar Dolar Aşıldı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, yurt içi yerleşiklerin yurt dışı piyasalarda yaptıkları menkul kıymet yatırımları hızla artarak Kasım 2024 itibarıyla 12 aylık bazda 20,8 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı. Bu artışın dikkat çekici bir kısmı, son beş ayda yaklaşık 10 milyar dolarlık ek yatırım ile gerçekleşti.

Yerli yatırımcıların ağırlıklı olarak yurt dışına yönelmesinin arkasında, yurt içindeki piyasalarda kalıcı bir güven eksikliği ve sürdürülebilir bir trendin henüz oluşmaması yatıyor. Uzmanlar, bu yatırımcı kitlesinin en azından bir kısmını Borsa İstanbul’a geri çekebilmek için piyasalarda uzun vadeli ve güçlü bir momentumun gerekli olduğuna dikkat çekiyor.

Özellikle artan küresel rekabet ve gelişmiş piyasalardaki fırsatlar, yerli yatırımcıların tercihlerinde yurt dışını ön plana çıkarıyor. Ancak BIST’te daha istikrarlı ve cazip bir ortam sağlanmadığı sürece, bu trendin devam etmesi bekleniyor.

Kalıcı Çözümler Şart

Analistler, yurt içindeki yatırımcıların ilgisinin yeniden BIST’e çekilmesi için ekonomide güven artırıcı politikaların ve piyasalarda pozitif bir ivmenin oluşturulmasının şart olduğunu vurguluyor. Özellikle yabancı yatırımcıların ilgisini artırmaya yönelik adımların atılması, BIST’in uluslararası yatırımcılar için de cazibesini yükseltebilir ve yerli yatırımcıların yurt dışı portföy yatırımlarına olan ilgisini dengeleyebilir.

Görünüşe göre, hem yerel hem de global dinamikler yerli yatırımcıların yurt dışına yönelmesinde etkili olmaya devam ediyor.

ABD, Tayvan’dan Yarı İletken ve İlaç İthalatına Ek Vergi Getiriyor

ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan’dan ithal edilen tüm yarı iletken ve ilaç ürünlerine çok yakında ek gümrük tarifesi uygulanacağını duyurdu. Trump, kararın ABD ekonomisini ve yerel üretimi koruma amacı taşıdığını belirterek, “Amerikan endüstrisinin çıkarlarını savunmak bizim önceliğimizdir” dedi.

Bu hamle, küresel teknoloji ve ilaç tedarik zincirlerini etkileyecek önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle Tayvan, dünya yarı iletken üretiminde lider konumda bulunuyor ve ABD pazarına büyük bir ihracat gerçekleştiriyor.

Uzmanlar, bu kararın teknoloji ve sağlık sektöründe maliyetleri artırabileceği konusunda uyarıyor. Çin ve diğer Asya ülkelerinin bu gelişmeye nasıl yanıt vereceği ise merak konusu.

Tayvan yarı iletkenleri, ABD ithalat vergisi, ve Trump’ın ticaret politikaları gibi aramalar için bu haberin dikkat çekeceği öngörülüyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz