Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, doların küresel piyasalardaki yükselen değeri. ABD’de uygulanacak gümrük tarifeleri, Şimdiden ABD’nin Diğer ülke piyasalarına olan baskısı iyice arttı. Bu durum, Türk Lirası üzerinde ek baskı yaratabilir ve enflasyonla mücadele eden Türkiye ekonomisi için yeni bir sınav anlamına gelebilir.
Ancak Trump’ın dış politikada daha izolasyonist bir çizgiye kayması, Türkiye’nin bölgesel güç olma hedeflerine katkı sağlayabilir. Özellikle Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de ABD’nin daha az aktif olması, Türkiye’nin bu bölgelerdeki etkinliği büyük gelişmelere sebebiyet verebilir.
Suriye, Kürtler ve Trump: Türkiye-Amerika İlişkilerinin Geleceği
ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden Beyaz Saray’a dönme ihtimali, Türkiye’nin Suriye politikası ve Kürt meselesi üzerinden ABD ile ilişkilerini nasıl etkileyecek? İşte uzmanların görüşleri ve olası senaryolar…
Kürt meselesi, Türkiye’nin dış politikasında, özellikle ABD ile ilişkilerinde ve Suriye’deki gelişmeler bağlamında kritik bir rol oynuyor. ABD, IŞİD’e karşı yürüttüğü terörle mücadele kampanyasında Suriye’deki PKK bağlantılı güçlerle iş birliği yaparken, Türkiye bu grupları devletin güvenliği için bir tehdit olarak görüyor. Peki, Suriye’de Beşşar Esad rejiminin zayıflaması ve Donald Trump’ın yeniden başkan olması, Türkiye-ABD ilişkilerini düzeltebilir mi?
Trump ve Erdoğan: Yeni Bir Başlangıç Mümkün mü?
Donald Trump’ın ilk başkanlık döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, inişli çıkışlı bir seyir izledi. F-35 projesinden çıkarılma, S-400 krizi ve Suriye’deki YPG/PKK desteği gibi konular, iki ülke arasında gerilim yarattı. Ancak Trump’ın yeniden başkan olması, bu ilişkilerde yeni bir sayfa açılmasına olanak sağlayabilir.
Türkiye’nin Jeostratejik Önemi ve ABD İçin Anlamı
Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü’nden Mehmet Yegin ve Salim Çevik ise bu iyimserliğe temkinli yaklaşıyor. Uzmanlar, Türkiye’nin ABD için jeostratejik öneminin azaldığını ve bu nedenle ilişkilerdeki iyileşme potansiyelinin sınırlı olacağını savunuyor.
Özellikle Suriye’deki gelişmeler ve Kürt meselesi, iki ülke arasındaki temel anlaşmazlık noktaları olmaya devam ediyor. ABD’nin YPG’ye verdiği destek, Türkiye’nin güney sınırlarını güvence altına alma çabalarıyla çelişiyor. Bu durum, Trump’ın yeniden başkan olması halinde bile kolayca çözülebilecek bir sorun değil.
Suriye’deki Gelişmeler ve Türkiye’nin Rolü
Suriye’de Beşşar Esad rejiminin zayıflaması, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendiriyor. Türkiye, hem Suriye’deki Kürt grupların oluşturduğu tehdidi bertaraf etmek hem de mülteci sorununu çözmek için aktif bir politika izliyor. ABD ise IŞİD sonrası dönemde bölgedeki varlığını azaltma eğiliminde.
Trump’ın izolasyonist dış politika anlayışı, Türkiye’nin Suriye’deki hareket alanını genişletebilir. Ancak bu durum, iki ülke arasındaki iş birliği ihtiyacını ortadan kaldırmıyor. Özellikle terörle mücadele ve bölgesel istikrar konularında, Türkiye ve ABD’nin ortak çıkarları bulunuyor.
İlişkilerde Denge Arayışı
Donald Trump’ın yeniden başkan olması, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatabilir. Ancak bu dönemin başarılı olması, iki ülkenin Kürt meselesi ve Suriye politikası gibi temel anlaşmazlıkları aşabilmesine bağlı.
Uzmanlar, Türkiye’nin jeostratejik öneminin azalmasına rağmen, bölgesel istikrar ve güvenlik konularında ABD ile iş birliğinin devam edeceğini belirtiyor. Trump ve Erdoğan’ın kişisel ilişkileri de bu süreçte kritik bir rol oynayabilir.(Kaynak:https://on.ft.com/40tlfi3)
Suriye’de Yeni Bir Dönem: Ahmed al-Sharaa Demokrasi Vaat Ediyor ve Başkanlık Seçimleri Sözü Veriyor
Suriye’nin yeni devlet başkanı Ahmed al-Sharaa, göreve gelmesinin ardından ilk röportajını The Economist’e verdi. Al-Sharaa, ülkeyi demokrasiye doğru götüreceğini ve başkanlık seçimlerinin düzenleneceğini taahhüt etti. Bu açıklamalar, uzun yıllardır iç savaş ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan Suriye için yeni bir umut ışığı olarak yorumlanıyor.
Demokrasiye Geçiş ve Ekonomik Reformlar
Ahmed al-Sharaa, röportajında Suriye’nin geleceğine dair iddialı hedefler ortaya koydu. Ülkenin demokratik bir yönetime geçiş sürecini başlatacağını belirten al-Sharaa, “Halkın iradesini yansıtan şeffaf ve adil bir seçim süreci için çalışacağız” dedi. Bu açıklama, özellikle uluslararası toplumun Suriye’ye yönelik ambargo ve yaptırımlarının hafifletilmesi yönünde bir adım olarak görülüyor.
Ekonomik reformlar da al-Sharaa’nın öncelikleri arasında yer alıyor. Suriye’nin yeniden inşası ve ekonomik kalkınma için uluslararası yatırımlara ihtiyaç duyduğunu vurgulayan yeni lider, “Yabancı yatırımcılar için güvenli ve istikrarlı bir ortam sağlamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, özellikle finansal piyasalar ve uluslararası iş dünyası tarafından dikkatle takip ediliyor.
Başkanlık Seçimleri ve Siyasi İstikrar
Al-Sharaa, başkanlık seçimlerinin önümüzdeki yıl içinde yapılacağını duyurdu. Seçimlerin şeffaf ve adil olması için uluslararası gözlemcilerin davet edileceğini belirten yeni lider, bu adımın Suriye’nin uluslararası arenada yeniden saygınlık kazanmasına yardımcı olacağını savunuyor.
Ancak, uzmanlar al-Sharaa’nın bu vaatlerini hayata geçirmesinin kolay olmayacağı konusunda uyarıyor. Suriye’nin halen birçok bölgesinde silahlı grupların varlığı, ekonomik yaptırımlar ve ülke içindeki siyasi muhalefet, demokrasiye geçiş sürecini zorlaştırabilir. Ayrıca, uluslararası toplumun al-Sharaa yönetimine ne kadar destek vereceği de belirsizliğini koruyor.
Bölgesel ve Küresel Etkiler
Suriye’de yaşanacak siyasi ve ekonomik değişimler, bölgesel dengeleri de etkileyebilir. Özellikle Türkiye, İran ve Rusya gibi ülkelerin Suriye’deki çıkarları, al-Sharaa yönetiminin atacağı adımlarla doğrudan ilişkili. Türkiye’nin Suriye’deki mülteci krizi ve sınır güvenliği konularında yeni yönetimle iş birliği yapıp yapmayacağı da merak konusu.
Ontario, Starlink ile 100 Milyon Dolarlık Sözleşmeyi İptal Etti: Trump’ın Gümrük Vergilerine Tepki
Kanada’nın Ontario eyaleti, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’dan yapılan ithalata %25 gümrük vergisi uygulama kararına tepki olarak, Elon Musk’ın sahibi olduğu Starlink ile yapılan 100 milyon dolarlık sözleşmeyi iptal etti. Bu hamle, iki ülke arasındaki ticari gerilimi daha da artırarak, uluslararası ticaret ve teknoloji sektörlerinde yankı uyandırdı.
Starlink Sözleşmesinin İptali ve Arka Plan
Ontario Başbakanı yaptığı açıklamada, ABD’nin Kanada’ya yönelik gümrük vergilerinin “kabul edilemez” olduğunu belirterek, eyaletin bu karara misilleme olarak Starlink ile yapılan sözleşmeyi sonlandırdığını duyurdu. Sözleşme, Ontario’nun kırsal bölgelerine yüksek hızlı internet erişimi sağlamayı amaçlıyordu. Ancak, ABD’nin ticari hamleleri nedeniyle bu proje askıya alındı.
Starlink, Elon Musk’ın uzay tabanlı internet hizmeti sağlayan şirketi olarak biliniyor. Ontario’nun bu projesi, özellikle kırsal alanlarda internet altyapısının geliştirilmesi için büyük önem taşıyordu. Sözleşmenin iptali, hem Ontario’nun dijital dönüşüm hedeflerini hem de Starlink’in Kanada’daki pazar genişleme planlarını olumsuz etkileyebilir.
ABD-Kanada Ticaret Savaşının Yansımaları
ABD Başkanı Donald Trump’ın Kanada’dan yapılan ithalata %25 gümrük vergisi uygulama kararı, özellikle çelik ve alüminyum sektörlerini hedef alıyor. Bu karar, Kanada’nın ABD’ye olan ihracatını ciddi şekilde etkileyebilir ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha da gerginleştirebilir.
Ontario’nun Starlink sözleşmesini iptal etmesi, ABD’nin ticari politikalarına karşı bir misilleme olarak görülüyor. Bu adım, diğer Kanada eyaletlerinin de benzer hamleler yapabileceği yönünde spekülasyonlara neden oldu. Ayrıca, uluslararası şirketlerin ticaret savaşlarının ortasında kalarak zarar görebileceği endişelerini artırdı.
Teknoloji Sektörü ve Yatırımlar Üzerindeki Etkiler
Starlink gibi teknoloji devlerinin uluslararası projeleri, ticaret savaşlarından doğrudan etkilenebiliyor. Ontario’nun sözleşmeyi iptal etmesi, Starlink’in Kanada’daki pazar payını ve itibarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, bu durum diğer teknoloji şirketlerinin de benzer risklerle karşılaşabileceğini gösteriyor.
Öte yandan, Ontario’nun kırsal bölgelerine yönelik internet altyapısı projeleri sekteye uğrayabilir. Bu durum, eyaletin dijital dönüşüm hedeflerini geciktirebilir ve ekonomik kalkınma üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.