Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazzelileri binlerce yıllık vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 10-13 Şubat 2025 tarihlerinde Malezya, Endonezya ve Pakistan’a resmi ziyaret gerçekleştirecek. Erdoğan, Malezya ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündeminde Gazze’deki gelişmeler, Filistin meselesi ve Suriye krizi bulunan Erdoğan, İsrail’e ve ABD’nin bölge politikalarına sert eleştiriler yöneltti.
“Siyonist Lobinin Baskısı Etkili“
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ne dair dile getirdiği önerilere sert tepki gösteren Erdoğan, “Siyonist lobinin baskısıyla yeni Amerikan yönetiminin Gazze’yle ilgili gündeme getirdiği önerilerin bizim açımızdan konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur. Bunlar tamamen abesle iştigaldir, havanda su dövme çabalarıdır.” ifadelerini kullandı.
“ABD’nin Göç Planları Kabul Edilemez”
ABD Başkanı Trump’ın 1,8 milyon Gazzelinin başka ülkelere “göç ettirilebileceği” yönündeki sözlerine atıfta bulunan Erdoğan, bunun bir insanlık suçu teşebbüsü olduğunu belirterek, “Gazzelileri zorla yerinden etmeye yönelik hiçbir plan kabul edilemez, hayata geçirilmesi de mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs Filistinlilerindir”
Erdoğan, Filistin’deki son duruma ilişkin yaptığı açıklamada, “Gazzelileri binlerce yıllık ezeli ve ebedi vatanlarından çıkarmaya kimsenin gücü yetmez. Gazze’si, Batı Şeria’sı, Doğu Kudüs’ü ile Filistin, Filistinlilerindir.” ifadelerini kullandı. İsrail’in esir ve tutuklu takaslarına rağmen “sinsi ve insanlık dışı planlarının” olduğunu öne süren Erdoğan, ABD’nin yeni yönetimi tarafından gündeme getirilen teklifleri de “konuşulmaya değer hiçbir yanı yoktur” diyerek eleştirdi.
“Suriye’de terör örgütlerine yer yoktur”
Basın toplantısında Suriye’deki gelişmelere de değinen Erdoğan, Suriye lideri olarak nitelediği Faruk el Şara’nın “basiretli” tavrını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Erdoğan, “Ülkenin farklı yerlerinde kazılan toplu mezarlar bulundukça Esed rejiminin ve şebbihalarının kanlı yüzü ortaya çıkıyor. Suriye’de terör örgütlerine yer yoktur. Şu anda Sayın Şara’nın orada verdiği mücadele terör örgütlerine karşı verilen bir mücadeledir.” diye konuştu.
Erdoğan ayrıca, “Suriye’de kalıcı istikrarın sağlanması için oluşturulan özellikle Suriye ordusu dışında silahlı gruplar olmamalıdır.” ifadesini kullanarak, uluslararası toplumun da bu sürece destek vermesi gerektiğini vurguladı.
“Suriye’yi Bölmek İsteyenlere Karşı Durulması Şarttır”
Türkiye’nin Suriye politikasının “birlik ve bütünlük” esasına dayandığını söyleyen Erdoğan, “Suriye’nin Cumhurbaşkanı Şara’nın basiretli liderliği altında en kısa sürede istikrara kavuşacağına inanıyoruz.” dedi. Bu kapsamda, terör örgütleriyle mücadele konusuna atıfta bulunarak, “Suriye’yi bölmek, halkını binlerce yıllık yurdundan çıkarmak isteyenlere karşı durulması şarttır.” değerlendirmesini yaptı.
Muhalefete Eleştiri: “Filistin Hassasiyetimizi Sorgulamak Sizin Ne Haddinize?”
Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partisi CHP’ye de tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Trump’ın Gazze sözlerine Erdoğan neden sessiz kalıyor?” şeklindeki eleştirisine yanıt veren Erdoğan, “Filistin davasında şahsımızın ve hükümetimizin duruşunu sorgulamak sizin ne haddinize? Daha düne kadar Hamas’a terör örgütü yaftası vuran, işgal güçlerine şirin görünmek için direnişçileri suçlayan siz değil miydiniz?” sözleriyle yüklendi.
Erdoğan, “Siz önce Filistin direnişine attığınız iftiralardan dolayı çıkın bir özür dileyin de ondan sonra konuşun. Bizim Filistin davası ve Gazzeli kardeşlerimiz için neler yaptığımızı, nasıl bir mücadele verdiğimizi, bu uğurda neleri göze aldığımızı başta Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere tüm dünya gayet iyi biliyor.” diyerek, Türkiye’nin Filistin’e yönelik destek ve yardımlarının herkesçe bilindiğini vurguladı.
“İkili münasebetleri güçlendirecek anlaşmalar imzalanacak”
Erdoğan, Malezya’nın yanı sıra ziyaret edeceği diğer dost ve kardeş ülkelerde de kapsamlı anlaşmalara imza atacaklarını belirtti. “Her 3 dost ve kardeş ülkeyi ziyaretimde, ikili münasebetlerimizi daha da güçlendirmeye yönelik birçok anlaşmayı da imzalayacağız.” diyerek, söz konusu ziyaretlerin ekonomik ve diplomatik alanda önemli sonuçlar doğuracağını aktardı. (Kaynak) (Kaynak)
Hakan Fidan: “Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmesi kabul edilemez“

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Filistin Televizyonu’na verdiği mülakatta Gazze’deki ateşkesin geleceği ve İsrail-Filistin meselesine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Fidan, ABD yönetiminin ve İsrail Hükümeti’nin bölgede ortaya koyduğu yaklaşımları eleştirerek “Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmesi” olarak nitelediği girişimlere tepki gösterdi.
“Kudüs’ün tek dinli bir yaklaşıma dönüştürülmesi kabul edilemez”
Filistin meselesinin çözümünde Kudüs’ün önemine dikkati çeken Fidan, İsrail’in Kudüs’ü tümüyle Yahudileştirmeye çalıştığı yönündeki girişimlerini şu sözlerle eleştirdi:
“Buranın üzerinde oynanan oyunlar, Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmesi, uluslararası, Müslüman ve Hristiyan kimliğinden çıkartılması ve buraya tek dinli bir yaklaşımın getirilmesi tabii ki kabul edilemez.”
Bakan Fidan, Türkiye’nin bu konuda Ürdün başta olmak üzere İslam ülkeleriyle yakın çalıştığını belirterek, İsrail’in provoke edici adımlarının yakından takip edildiğini ifade etti. Fidan, Kudüs’ün ortak bir barış ve buluşma şehri olması gerektiğini, ancak Müslümanlara ve Hristiyanlara ait sembolleri yok etme girişimlerinin kalıcı bir çatışma ortamı yarattığı uyarısında bulundu.
“Filistin tehciri kabul edilemez”
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki Filistinlilerin başka ülkelere gitmesine ilişkin sözlerine de değinen Fidan, “Filistin tehciri kabul edilemez. Bu türden tekliflerin ciddiye alınmaması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi. 1948 yılında Filistinlilerin tehcirine işaret eden Fidan, uluslararası toplumun ve Türkiye’nin her zaman iki devletli çözümden yana olduğunu hatırlatarak, “Bu kadar büyük bir genel kabule sahip iki devletli çözüm maalesef pratikte hayata geçirilemiyor.” şeklinde konuştu.
“İki devletli çözüm hayata geçmezse daha büyük bir savaşla karşılaşabiliriz”
Bölgedeki çatışmaların tekrar alevlenmemesi için iki devletli çözümün şart olduğunu vurgulayan Fidan, şöyle konuştu: “Ateşkes için arabuluculuk yaptık, ama kalıcı çözüm getirilemediği sürece daha büyük savaşlarla karşılaşacağız. Hem İsraillilerin hem Filistinlilerin güven içinde yaşayacağı iki devletli çözüm, bölgenin huzuru için tek yol.”
Bakan Fidan, İsrail’in barış görüşmelerini “yayılmacılık” politikasının bir aracı olarak kullanmasından endişe duyduğunu ve bu nedenle Filistin halkına yönelik zulmün devam ettiğini ifade etti.
“Filistin halkı ümitvar olsun”
Son olarak Filistin halkına seslenen Fidan, “Dünyanın sadece Müslüman ve Arap toplumları değil, vicdan sahibi tüm kesimleri bu davaya destek veriyor.” mesajını paylaştı. Fidan, uluslararası sahnede Filistin’i savunanların çoğaldığını ve bu zulmün sürdürülebilir olmadığını şu sözlerle vurguladı:
“Filistin halkı ümitvar olsun. Bu zulüm bu şekilde devam ettirilemez. Binlerce masumun kanı, başka yerlerde de büyük hayırlara vesile olacak. Bizler de Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde, Filistin davasına desteğimizi kararlılıkla sürdüreceğiz.” (Kaynak)
Netanyahu’nun “Suudi Topraklarında Filistin Devleti” Önerisine Riyad’dan “Alaska” Yanıtı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Suudi Arabistan’ın geniş topraklarında bir Filistin devleti kurulabileceğine dair sözlerine, Suudi Arabistan Şura Meclisi Üyesi Yusuf bin Tirad es-Sadun’dan dikkat çeken bir yanıt geldi. Sadun, “Trump önce İsraillileri Alaska’ya, ardından da Grönland’a yerleştirsin.” ifadelerini kullandı.
“Trump’ın Orta Doğu Politikası Tek Taraflı”
Suudi Arabistan’ın önde gelen gazetelerinden Ukaz’da bir makale kaleme alan Sadun, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’deki Filistinlileri diğer Arap ülkelerine sürme teklifini ve İsrail’le müttefiklerini sert sözlerle eleştirdi. Trump’ın yaklaşımını “dikkatsiz, uzman tavsiyesinden ve diyalogdan uzak, tek taraflı” olarak niteleyen Sadun, Suudi liderliğinin “medya baskısı ve siyasi manevralarla” manipüle edilemeyeceğini belirtti.
Sadun ayrıca, “ABD’nin politikası egemen toprakların hukuksuz işgali ve orada yaşayanların etnik temizliğini içeriyor. Bu, uluslararası hukuka göre insanlığa karşı suçtur” ifadesini kullandı.
Netanyahu’nun, “Filistin devleti isteniyorsa Suudi Arabistan’da kurulsun” şeklindeki açıklamasına atıfta bulunan Sadun, “Trump bölgede barış, istikrar ve refah peşindeyse sevdiği İsraillileri önce Alaska’ya yerleştirebilir, orayı ilhak edince de Grönland’a taşıyabilir.” diyerek tepki gösterdi.
“Filistinliler Birlik Olmalı”
Sadun, Filistinlilerin birlik içinde hareket etmesi gerektiğini, önümüzdeki süreçte daha büyük tehlikelerin kapıda olduğunu ifade etti. Suudi Arabistan’ın “başkenti Doğu Kudüs olan, uluslararası kararlara göre bağımsız bir Filistin devleti” kurulması şartını yinelediğini de hatırlattı.
Özel, İmamoğlu ve Yavaş, Ankara’da Bir Araya Geldi
CHP’de cumhurbaşkanı adayını ön seçim yöntemiyle belirleme kararının ardından gözler, 10 Şubat’ta yapılacak Parti Meclisi (PM) toplantısına çevrildi. Toplantıda ön seçim yönergesinin oylanması beklenirken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bugün Ankara’da bir görüşme gerçekleştirdi.
“Türkiye kazanacak”
Görüşmenin yeri basınla paylaşılmazken, buluşmada CHP’nin ön seçim süreci, aday belirleme takvimi ve süreçle ilgili ayrıntıların ele alındığı düşünülüyor. Özgür Özel, görüşme sırasında çekilen fotoğrafı sosyal medya hesabından,
“Erken seçim için aday erken belirlenir”
CHP Genel Başkanı Özel, daha önce TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Erken seçimin adayı erken belirlenir. Biz erkenden yola çıkacağız” demiş ve PM toplantısında ön seçim yönergesi üzerinde nihai kararın alınacağını duyurmuştu. Özel, dün de “Yarın (bugün) Ekrem Bey Ankara’ya gelecek. Mansur Başkan ile de görüşmüştük zaten. Bir üçlü toplantı yapmayı planladık. Burada geniş biçimde hem içinde bulunduğumuz durumu hem de önümüzdeki süreci konuşacağız.” ifadelerini kullanmıştı.
Yavaş: “Ön seçim sürecine başlanması erken”
Hafta başında Yavaş ile baş başa 1,5 saatlik bir görüşme yapan Özel, bu buluşmada da başkanlara ön seçimle ilgili değerlendirmelerini dinledi. Mansur Yavaş, daha önce yaptığı açıklamalarda, “Ön seçim sürecine başlanmasının erken olduğunu düşünüyorum.” diyerek görüşlerini dile getirmişti.
Parti Meclisi’nde yol haritası netleşecek
CHP’nin PM toplantısında, partinin Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu MYK Üyesi Gül Çiftçi tarafından yürütülen ön seçim yönergesinin ayrıntıları ele alınacak. Taslağa göre, yaklaşık 1 milyon 600 bin CHP üyesi, ilçe merkezlerinde kurulacak sandıklarda oylarını kullanabilecek. Dijital ortam yerine mühürlü oy pusulaları ve zarflarıyla sandık başında işlem yapılacak. Aday olabilmek için belirli bir oranda imza toplama şartının konulması planlanıyor. Öngörülen takvimin ise 30-35 gün içinde tamamlanması bekleniyor.
PM’de yapılacak bu oylama ve görüşmelerle, cumhurbaşkanı adayının nasıl belirleneceğine dair parti içi yol haritası netleşmiş olacak. Özel’in İmamoğlu ve Yavaş’la yaptığı son görüşmenin ardından, parti içi uyum mesajları dikkat çekerken, tüm sürecin “birlik ve bütünlük” çerçevesinde yürütüleceği belirtiliyor. (Kaynak)
Devlet Bahçeli’den Sağlık Durumuna İlişkin İlk Açıklama: “Hızla İyileşiyorum”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kalp kapakçığı değişimi operasyonu sonrası sağlığıyla ilgili ilk kez konuştu. Bahçeli, tedavi sürecinin sonuna yaklaştığını ve hızla iyileştiğini vurgulayarak, geçmiş olsun dileklerini iletenlere teşekkür etti.
“Herkesin Başına Gelebilecek Bir Rahatsızlık”
Bahçeli, “Her bireyin karşılaşabileceği bir sağlık problemi yaşadım, tedavi sürecim sonlanmak üzere ve hamdolsun hızla iyileşiyorum.” ifadelerini kullanarak, bu süreçte tüm imkanları seferber eden doktor ve sağlık çalışanlarına şükranlarını sundu.
“Beddua Edenleri Cenab-ı Allah’a Havale Ediyorum”
Kendisini arayarak geçmiş olsun dileklerini ileten, dua eden ve mesaj gönderen herkese teşekkür eden Bahçeli, “Beddua edenlere gelince, onların alayını Cenab-ı Allah’a havale ediyorum.” şeklinde konuştu.
“Üstlendiğim Tarihi Sorumluluğun Bilincindeyim”
Partisinin kuruluşunun 56. yıl dönümünü kutlayan MHP Lideri, “Bir Ülkücü olarak üstlendiğim tarihi sorumluluğun, başımın üstünde taşıdığım değer ve emanetlerin her zaman bilincinde oldum.” dedi. Bahçeli, tedavi süreci tamamlanır tamamlanmaz parti çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini ve ilerleyen dönemde kapsamlı değerlendirmelerde bulunacağını ifade etti. (Kaynak)
Bahçeli’ye Hakaret İddiasıyla Gözaltına Alınan Astrolog Hilal Saraç Tutuklandı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sosyal medya üzerinden hakaret ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan astrolog Hilal Saraç tutuklandı.
“Medikal Astroloji” Paylaşımları Dikkat Çekti
Saraç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuna ilişkin şöyle demişti: “Bence Devlet Bahçeli akciğerlerine baktırsın. Ben de ülkenin en iyi medikal astroloğuysam ki öyleyim, kendisinin çok ciddi akciğer sorunu ve nefes darlığı var. Çok büyük sağlık sorunları var. Saklarsanız saklayın aman, ben var diyorsam vardır. Valla seçimi görmez. Seçim de erken olacak zaten. Neyse kim olduğunu yazacak kadar cesur değilim ama siz anlayacak kadar zekisiniz bence “
Soruşturma Başlatıldı, Gözaltı ve Tutuklama
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “hakaret içerikli paylaşımlar” gerekçesiyle Hilal Saraç hakkında soruşturma başlattı. Ardından gözaltına alınan Saraç, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sevk edildiği İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi. Nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan Saraç, tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Astrolog Saraç’ın avukatı, tutuklama kararına itiraz edeceklerini belirtirken, hukuki sürecin takipçisi olacaklarını vurguladı. Savcılık soruşturması kapsamında, Saraç’ın paylaşımlarının “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla değerlendirileceği öğrenildi. (Kaynak)
Gazeteci Metin Cihan’ın X Hesabına Erişim Engeli: “İsrail’le Ticaret” İddiaları Gündemde
Gazeteci Metin Cihan’ın, Türkiye’nin İsrail’le ticareti kesmediğine dair paylaşımları nedeniyle sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerindeki hesabı Türkiye’den erişime engellendi. Karar, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle mahkeme tarafından alındı.
“İsrail’le Ticaret Sürüyor” İddiası
Uzun süredir Türkiye-İsrail arasındaki ticari ilişkilerin kesilmediğini savunan Cihan, özellikle savunma ve inşaat malzemelerinin de dahil olduğu ihracat verilerini paylaşarak bu konuyu gündeme taşıyordu. Hükümet kanadı ise resmî açıklamalarda ticaret hacminde bir kesinti olduğunu veya işlemlerin “asgari düzeyde” seyrettiğini öne sürmüştü.
ZIM Konteynerleri ve Protestolar
Cihan’ın paylaşımları, Kasım ayı başında Ambarlı Limanı’nda görüldüğü belirtilen İsrail merkezli ZIM firmasına ait konteynerlere de dikkat çekiyordu. ZIM’in, İsrail Devleti ile yakın ilişkileri bulunduğu ve uzun süre devletin hissedar olduğu bir şirket olduğu biliniyor. Söz konusu konteyner görüntülerinin ardından liman bölgesinde çeşitli protestolar düzenlenmiş, hükümete yakın iş insanlarının da bu ticaret sürecinde rol aldığı iddiaları basına yansımıştı.
Şirketlere Yönelik Belgeler
Cihan, sosyal medya hesabında Türkiye’deki bazı firmaların, İsrail ordusuna dikenli tel, çimento, petrol ürünleri ve kablo gibi malzeme tedarik ettiğine dair belgeler yayımladı. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) üyesi bazı şirketlerin de bu ticari ilişkilerde yer aldığına işaret eden Cihan, özellikle Pamukkale Kablo’nun “İsrail Ordusu’nun bir numaralı tedarikçisi” olduğunu ileri sürdü.
Erişim Engeli ve Cihan’ın Tepkisi
Kararın ardından sosyal medya hesabına Türkiye’den ulaşılamayan Metin Cihan, Bluesky hesabı üzerinden bir açıklama paylaştı. Erişim engelinin haksız olduğunu savunan gazeteci, “Resmî ticaret verilerini kamuoyuyla paylaşmak dışında bir şey yapmadım. İnsanların bu belgelere ulaşmasını engellemek istiyorlar, fakat ben susmayacağım” ifadelerini kullandı. (Kaynak)
BirGün Gazetesinden Üç Gazeteci Serbest Bırakıldı
Sabah gazetesinin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yaptığı ziyareti haberleştirdikleri gerekçesiyle gözaltına alınan BirGün gazetesi internet sitesi Yayın Koordinatörleri Uğur Koç ve Berkant Gültekin ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yaşar Gökdemir, adliyeye sevk edildikten sonra serbest bırakıldı. Gazetecilerden Berkant Gültekin savcılık ifadesinin ardından, Uğur Koç ve Yaşar Gökdemir ise adli kontrol şartıyla serbest kalmış oldu.
“Terörle Mücadelede Görev Alan Kişileri Hedef Göstermek” İddiası
BirGün gazetesi internet sitesi editörleri ve yöneticileri, Sabah gazetesinin de daha önce duyurduğu bir haberi yeniden gündeme taşıdıkları gerekçesiyle “Terörle Mücadelede Görev Almış Kişileri Hedef Gösterme” suçlamasıyla gözaltına alındı. Üç gazeteci, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından sağlık kontrollerinden geçirildi ve Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
“Haberde Suç Unsuru Yok”
BirGün’ün aktardığına göre gazeteciler, emniyette verdikleri ifadelerinde, “haberde herhangi bir suç unsuru bulunmadığını” ve “kimseyi hedef gösterme niyetinde olmadıklarını” belirtti. Ayrıca, konunun kamuoyuna ilk olarak Sabah gazetesinde yayımlanan haberle duyurulduğuna da dikkat çektiler.
Gözaltılara Tepkiler
Gazetecilerin gözaltına alınması kamuoyunda geniş tepkiye yol açtı. Basın meslek örgütleri, sendikalar ve siyasi parti temsilcileri, destek vermek amacıyla İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelme çağrısı yaptı.
- Sol Parti, “Basın özgürlüğüne, BirGün’e ve arkadaşlarımıza sahip çıkıyoruz” açıklamasını yaptı.
- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Sabah Gazetesi’nde yayımlanıp suç olmayan haber, BirGün emekçilerine nasıl suç olabilir?” sözleriyle gözaltılara tepki gösterdi.
- Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), “Soruşturma dahi açılmaması gereken bir haberden dolayı gece yarısı meslektaşlarımızı gözaltına aldırmakla bizi yıldıramayacaksınız” dedi.
- Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, “Bu olayda ortada suç değil, haber vardır. Gazetecilerin evlerinden ve iş yerlerinden gözaltına alınması uygulamaları kabul edilemez” mesajını paylaştı.
- İstanbul Barosu Basın ve İletişim Hukuku Komisyonu, “Basın mensuplarının yanındayız ve basın özgürlüğünün korunması için mücadelemizi sürdüreceğiz” açıklamasında bulundu.
Gazeteciler Serbest
Savcılıktaki ifadelerinin ardından Berkant Gültekin doğrudan, Uğur Koç ve Yaşar Gökdemir ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gazeteciler hakkında ileriye dönük bir yargılama süreci olup olmayacağına ilişkin net bir bilgi paylaşılmadı. Basın meslek örgütleri ve gazetecilik camiası ise konuyu yakından takip edeceklerini belirtti. (Kaynak)
Çin’den ABD’ye 14 Milyar Dolarlık Misilleme Vergileri Devrede

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e karşı yeniden başlattığı ticaret hamleleri, iki ekonomi devi arasında tansiyonu tekrar yükseltti. Pekin, ABD’nin ek gümrük vergisi kararına misilleme olarak 14 milyar dolar tutarındaki ABD menşeli ürünlere ilave vergiler uyguladığını duyurdu. Böylece, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret savaşının önlenebileceğine dair umutlar zayıfladı.
ABD’den “Açılış Hamlesi”, Çin’den Yanıt
Geçtiğimiz hafta Trump yönetimi, Çin’den ithal edilen bazı ürünlere %10 oranında ilave vergi getireceğini açıklamıştı. ABD Başkanı Trump bunu “Çin’e karşı yeni bir ticaret taarruzunun açılış hamlesi” olarak nitelendirdi. Bunun üzerine Pekin hükümeti de sıvılaştırılmış doğalgaz, kömür, ham petrol, tarım ekipmanları ve otomotiv gibi çeşitli kalemlerde %10 ila %15 arasında değişen misilleme vergileri uygulamaya başladı.
Bazı uzmanlar, Çin’in attığı adımları “tam kapsamlı” bir ticaret savaşının önüne geçmek için bir tür müzakere zemini olarak yorumluyor. Ancak açıklanan ek vergiler Pazar gününden itibaren resmen yürürlüğe girdi ve iki taraf arasında kısa vadede bir uzlaşı sağlanamadığı bildirildi.
Nadir Toprak Elementleri ve Yeni Kısıtlamalar
Pekin, savunma sanayi, yenilenebilir enerji ve yüksek teknoloji ürünlerinde kritik önemde olan bazı madenlerin (nadir toprak elementleri) ABD’ye ihracatını sınırlayacağını duyurarak bu alandaki küresel tedarik zincirine hâkimiyetini bir kez daha hatırlattı. Ayrıca Çinli düzenleyiciler, arama motoru engelli olan Google ve ABD’li biyoteknoloji şirketi Illumina hakkında anti-tröst soruşturmaları başlattı. Calvin Klein ve Tommy Hilfiger markalarının çatı şirketi de kara listeye eklendi.
Fentanil ve Ticaret Anlaşmasının İlk Aşaması
Trump yönetimi, Çin’i fentanil ve türevi kimyasalların ABD’ye ulaşmasını engellememekle suçlamaya devam ediyor. Ayrıca, 2020’deki ilk döneminde imzaladığı ve Çin’in daha fazla Amerikan ürünü almayı taahhüt ettiği birinci aşama ticaret anlaşmasına Pekin’in uyup uymadığını soruşturması için ABD Ticaret Temsilcisine talimat verildi. Uzmanlar, bu soruşturmanın sonuçlarının 1 Nisan’da raporlanmasının ardından yeni bir gerilimin doğabileceğini öngörüyor.
“Çin Bu Kez Daha Hazırlıklı Olabilir”
Çin’in ABD ithalatındaki payının, Trump’ın ilk dönemindeki vergilerden bu yana düştüğüne dikkat çeken analistler, Pekin’in yeni yaptırımlara karşı daha dayanıklı hale geldiğini iddia ediyor. HSBC Asya Baş Ekonomisti Frederic Neumann, Çin’in ihracat fiyatlarının son iki yılda rakiplerine göre daha fazla düştüğünü belirterek, %10 düzeyindeki ek gümrük vergisinin Çinli üreticiler tarafından “kısmen tolere edilebileceğini” savunuyor.
Bununla birlikte, uzmanlar asıl endişenin bu önlemlerin daha geniş kapsamlı bir ticaret çatışmasına kapı aralayıp aralamayacağı olduğu görüşünde birleşiyor. İki ülke arasında yaşanan gerilimin yakın gelecekte nasıl şekilleneceği ise başta küresel ekonomi olmak üzere tüm piyasalarda dikkatle takip ediliyor. (Kaynak)
Trump Yönetimi’nden ABD’deki Tüketici Koruma Kurumuna “Faaliyetlerini Durdur” Emri
ABD’de Donald Trump yönetimi, 2008’deki ekonomik kriz sonrasında tüketicileri finansal risklere karşı korumak amacıyla kurulan Tüketici Finansal Koruma Bürosu’na (CFPB) neredeyse tüm çalışmalarını durdurması yönünde talimat verdi.
“Tüm Denetim ve İnceleme Faaliyetleri Dursun”
Beyaz Saray Yönetim ve Bütçe Ofisi Müdürü Russel Vought, CFPB yetkililerine gönderdiği resmi talimatta, “tüm denetim ve inceleme faaliyetlerinin durdurulmasını” istedi. Vought ayrıca, kesinleşmiş ancak henüz yürürlüğe girmemiş tüm kuralların yürürlük tarihlerinin askıya alınmasını ve tüketici hakları alanında devam eden soruşturmaların durdurulması ile yeni soruşturmaların açılmamasını talep etti.
“Bu Musluk Şimdi Kapatılıyor”
Vought, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ise CFPB’nin artık Federal Banka’dan (Fed) kaynak kullanamayacağını ve mevcut 711,6 milyon dolarlık finansmanının “zaten aşırı” olduğunu ifade ederek, “Uzun süredir Tüketici Finansal Koruma Bürosu’nun hesap vermemesine katkıda bulunan bu musluk şimdi kapatılıyor.” dedi.
2008 Krizinden Sonra Kuruldu
Tüketici Finansal Koruma Bürosu, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, 2008’deki ekonomik krizin ardından kapsamlı mali reform paketi çerçevesinde kurulmuştu. Kongre’nin onayıyla oluşturulan kurumun kapatılması için yeniden Kongre’nin ayrı bir yasa çıkarması gerekiyor. Dolayısıyla, Trump yönetiminin “faaliyetleri durdur” talimatı, CFPB’nin varlığını değil ancak fiilen işlevlerini kısıtlamayı hedefliyor. (Kaynak)
2025 Yılında En Yüksek Savunma Bütçelerine Sahip Ülkeler Belli Oldu
Dünya genelinde ülkelerin savunma harcamalarına yönelik 2025 yılı verileri açıklandı. Listenin başında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yer alırken, onu Çin ve Rusya takip etti. İşte en yüksek askeri bütçeye sahip 50 ülke:
En Yüksek Savunma Bütçeleri (2025)
- ABD – 895 milyar dolar
- Çin – 266,85 milyar dolar
- Rusya – 126 milyar dolar
- Hindistan – 75 milyar dolar
- Suudi Arabistan – 74,76 milyar dolar
- Birleşik Krallık – 71,50 milyar dolar
- Japonya – 57 milyar dolar
- Avustralya – 55,70 milyar dolar
- Fransa – 55 milyar dolar
- Ukrayna – 53,70 milyar dolar
Listede yer alan diğer ülkeler arasında Almanya (50 milyar dolar), Polonya (48,70 milyar dolar), Türkiye (47 milyar dolar), Güney Kore (46,30 milyar dolar) ve Kanada (41 milyar dolar) da dikkat çeken ülkeler arasında bulunuyor. (Kaynak)
Özellikle Avrupa ve Asya’daki ülkelerin askeri harcamalarında artış gözlemlenirken küresel güvenlik ortamının etkisiyle birçok ülke savunma bütçelerini yükseltmeye devam ediyor.
USAID’in 2023 Yılı Yardım Dağılımında İse Birinci Sıra Açık Ara Ukrayna’nın
ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından 2023 mali yılında sağlanan uluslararası yardımların dağılımı verilerine göre, en fazla yardım alan ülke Ukrayna olurken çeşitli krizlerden etkilenen diğer ülkeler de milyarlarca dolarlık destek aldı.
En Fazla Yardım Alan Ülkeler:
- Ukrayna: 16,021 milyar dolar
- Etiyopya: 1,676 milyar dolar
- Ürdün: 1,195 milyar dolar
- Afganistan: 1,089 milyar dolar
- Somali: 1,047 milyar dolar
- Demokratik Kongo Cumhuriyeti: 936 milyon dolar
- Suriye: 895 milyon dolar
- Nijerya: 824 milyon dolar
- Yemen: 812 milyon dolar
- Güney Sudan: 740 milyon dolar
Son verilere göre, USAID’in küresel yardım politikası kapsamında insani krizler, savaş ve ekonomik zorluklarla mücadele eden ülkelere önemli miktarda destek sağlandığı görüldü. (Kaynak)
Macron’un 109 Milyar Euro’luk Yapay Zeka Yatırımına BAE’den 30 Milyar Euro’luk Destek
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan, iki ülke arasındaki işbirliğini görüşmek üzere Fransa’yı ziyaret etti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Al Nahyan’ı dün Paris’teki Elysee Sarayı’nda verdiği akşam yemeğinde ağırladı.
Fransa ve BAE tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, taraflar yapay zeka alanında işbirliği konusunu ele aldı. Görüşmeler sonucunda iki ülke arasında teknoloji alanında “ortak çerçeve anlaşmasına” varıldı ve bu kapsamda Fransa’da yapay zeka odaklı bir teknoloji kampüsü kurulması kararlaştırıldı.
İki lider, yapay zeka alanında stratejik ortaklık kurma isteklerini dile getirerek bu alanda değer zincirinin gelişmesini desteklemeye yönelik işbirliği projelerini ve yatırımları araştırmayı taahhüt etti. Bu doğrultuda yapay zeka yatırımları, son teknolojiye sahip çiplerin ve veri merkezlerinin satın alınması gibi çeşitli adımların atılması bekleniyor.
Yapay Zeka Alanında 30 Milyar Avrodan Fazla Yatırım
Fransa Dışişleri Bakanı Barrot, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, BAE’nin Fransa’daki yapay zeka odaklı kampüse 30 milyar avrodan fazla yatırım yapacağını duyurdu. Fransız basını ise kampüs bünyesinde 1 gigavata kadar hesaplama kapasitesine sahip dev bir veri merkezi bulunacağını bildirdi.
İki lider, yapay zeka alanındaki işbirliği projelerinin gelişimini önümüzdeki aylarda yakından takip etme konusunda mutabık kaldı.
Fransa, Yapay Zeka Yatırımları İçin 109 Milyar Euro Ayıracak
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’te düzenlenen Yapay Zeka Zirvesi’nde ülkenin önümüzdeki yıllarda yapay zeka (AI) alanına 109 milyar euro yatırım yapacağını duyurdu.
Macron, Fransa’nın teknoloji ve yapay zeka alanındaki küresel rekabette öncü bir rol üstlenmeyi hedeflediğini belirterek, yatırımların araştırma, geliştirme ve inovasyon alanlarına yönlendirileceğini ifade etti.
Bu büyük yatırım paketiyle Fransa, yapay zeka ekosistemini güçlendirmeyi ve dijital dönüşümde öncü ülkelerden biri olmayı amaçlıyor. (Kaynak) (Kaynak)