TL’de değerlenme güven endekslerini yukarı çekti, devamlılığı G20 Osaka Zirvesi’ndeki gelişmelere bağlı

0
204

ABD ile süregelen S-400 krizi ve 23 Haziran seçimlerine yönelik belirsizlikler Mayıs ayı başında Dolar-TL kurunun 6,0 seviyesinin üzerine çıkmasına sebep olmuştu. ABD merkez bankası Fed’in faiz indireceğine yönelik artan beklentiler, Avrupa Merkez Bankasının (AMB) genişlemeci politika söylemlerine ağırlık vermesi ve 23 Haziran seçimlerinin sorunsuz sonuçlanmasıyla Dolar-TL kuru Haziran ayı başındaki 5,90 seviyelerinden Haziran ayı sonunda 5,70 seviyelerine kadar geriledi. Türk lirasında yaşanan değer kazancının etkisiyle de Haziran ayında güven endeksleri arttı.

Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre;

. Reel kesim güven endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre 4,9 puan artışla 99,6 seviyesine yükseldi,

. Hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endeksleri sırasıyla aylık 5,9, 3,3 ve 0,6 puan artışla sırasıyla 85,4, 93,2 ve 50,4 seviyelerine yükseldi,

. Tüketici güven endeksi aylık 2,3 puan artışla 57,6 seviyesine yükseldi.

Haziran ayı reel kesim güven endeksi verileri üretim maliyetlerinde ve istihdam beklentilerinde zayıflama ortaya koydu; üretim, sipariş ve yatırım alt endeksleri ise önceki aya göre güçlendi. Üretici fiyat endeksi için olumlu olsa da üretim ve yatırımlardaki iyileşmenin devamlılığı için soru işaretleri var.

Evet, 23 Haziran seçimleri sorunsuz sonuçlandı ancak ABD-Türkiye arasında yaşanan S-400 gerilimi ve Akdeniz’de yürüttüğümüz sondaj faaliyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile tansiyonu yükseltmesi Dolar-TL kurunun 5,70 seviyelerinin altına gerilemesine olanak vermiyor.

Mevduat ve kredi gelişmeleri ise mevcut risklerin tasarruf ve finansman üzerindeki ağırlığını korumaya devam ettiğini gösteriyor:

. Kur etkisinden arındırılmış verilere göre Haziran ayında tüketici kredilerinde bir önceki yıla göre yavaşlama devam ederken kurumsal kredilerde zayıflama ağırlığını artırıyor.

. Takipteki kredilerde devam eden artışı dikkate aldığımızda reel sektörde kan kaybı devam ediyor.

. Mevduat tarafında dış ve iç politikada yaşanan gerilimlerin etkisiyle yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı rekor seviyelere yükselmiş durumda.

. Mevduatların krediye dönüşme oranı 2018 ortasından bu yana düşüş eğilimini korurken tahvil ve bono portföyünde artış eğilimi devam ediyor. Diğer bir deyişle tasarruflar, reel sektöre değil yüksek getiri sunan sabit getirili varlıklara kayıyor. Elbette başta Avrupa olmak üzere küresel ekonomideki yavaşlama Türkiye’nin makro-ekonomik dinamiklerini aşağı çeken önemli bir faktör ancak TL’ye güven kaybının yarattığı yüksek maliyetli finansmana erişim zorluğu reel sektörün belini kırmış durumda.

Şimdi gözler 28-29 Haziran’da Osaka’da yapılacak G20 zirvesinde. ABD Başkanı Trump ile Çin lideri Xi Jinping’in 29 Haziran’da bir araya gelmesi bekleniyor. Bize göre en iyimser senaryo ABD ve Çin’in görüşmeleri tekrar başlatma kararı alması; en olası senaryo ise uzlaşma olmaması ki bu küresel yavaşlamanın devam etmesi demek.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump görüşmesi ise S-400 krizinin dolayısıyla da Türk lirasının akıbeti açısından kritik öneme sahip.

Dr. Fulya Gürbüz