Ekonomim yazarı Yener Karadenizin yaptığı habere göre2022 sonunda 48 bin 660 olan 3 ve üzerinde şubesi olan toplam market sayısı, 2023 sonu itibariyle 52 bini aştı. İndirim marketleri, 2023’ün başından bu yana 3 bine yakın yeni şube açarak toplamda 41 bin şubeye ulaştı. Bu büyümeyle birlikte pazardan aldıkları pay %80’e yaklaştı. En fazla şubeye sahip indirim marketi markası A101 olup, 13 binin üzerinde şubesiyle lider konumda. A101’i, BİM, Şok ve Seç Marketler izliyor. PERDER Başkan Yardımcısı Faruk Güzeldere, discount marketlerin kontrolsüz büyümesinin ekonomiye ve yerel işletmelere tehdit oluşturduğunu ve sektördeki tekelleşmenin olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtti. İndirim marketlerin büyümesiyle yerel markaların ve küçük esnafın zor durumda kaldığı, yerel ürünlerin bu marketlerin raflarında ne kadar yer bulabildiği sorgulanıyor. Güzeldere, yerel zincirlerin şube açılışının yavaşlamasıyla birlikte konsolidasyonun yaşanacağını ve bu süreçte marka sayısının azalacağını, yerel marketlerin gross formatına kayışının görüldüğünü ifade etti.
Belediye Seçimlerinde Tarım Politikalarının Önemi
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak olan mahalli idareler seçimleri kapsamında, tarımsal projelerin yerel siyasette daha fazla önem kazanıyor.
- Belediyelerin Tarımsal Projelere İlgisi: 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile belediyelere, tarım ve hayvancılığı destekleme yetkisi verilmiş, bu alanda faaliyet göstermeleri teşvik edilmiştir. Sürdürülebilir kalkınma ve çevre koruma odaklı projeler ön plana çıkıyor.
- Kent Tarımının Yükselişi: Artan lojistik ve enerji maliyetleri nedeniyle, özellikle taze meyve ve sebzenin tüketiciye ulaştırılmasında yaşanan zorluklar kent tarımı projelerini öne çıkarıyor. Dikey tarım, topraksız tarım, tarım fabrikaları, hidroponik tarım ve kent bahçeleri gibi kavramlar popülerleşiyor.
- Jeotermal Isıtmalı Sera Projeleri: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın jeotermal enerji kullanımı ile sera tarımını teşvik eden projeleri, kaynak yönetimi ve sürdürülebilir tarım açısından önem taşıyor.
- Güç Birliği ve Etkin Kaynak Kullanımı: Tarım ve Orman Bakanlığı, üniversiteler, özel sektör, sivil toplum ve yerel yönetimlerin kent tarımı projelerinde iş birliği yapması, gıda güvencesi ve sağlıklı kentler için kritik öneme sahip.
Yerlisi Yetmedi İthal Danalarımız Geldi
Et ve Süt Kurumu (ESK), Türkiye’nin besilik dana ihtiyacını karşılamak amacıyla Uruguay’dan ithal ettiği ilk besi danalarının üreticilere dağıtımını gerçekleştirdiğini duyurdu. İthal edilen hayvanların nakliye işlemleri Mersin Taşucu Limanı’nda gerçekleştirildi. Üreticiler, ithal edilen besilik danaları teslim alarak memnuniyetlerini dile getirdi
Tarımsal Girdi Maaliyetleri Artıyor
Ocak ayında tarımsal girdi fiyatları yıllık bazda %45,11, aylık bazda ise %7,51 arttı. Yıllık bazda en yüksek artış %167,95 ile veteriner harcamalarında görüldü. Bu artışı, %47,37 ile enerji ve yağlayıcılar, %35,72 ile hayvan yemi, %20,76 ile tarımsal ilaçlar ve %15,29 ile gübre takip etti. Aylık bazda en fazla artış %29,35 ile yine veteriner harcamalarında oldu. Hayvan yemi %6,48, tohum ve dikim materyali %5,71, tarımsal ilaçlar %2,56 ve gübre ve toprak geliştiriciler %1,51 oranında artış gösterdi.
Paris Anlaşmasının Epey Uzağındayız
- Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu şekilde elektrik sistemlerinden fosil yakıtları çıkarma taahhütleri ve gaz endüstrisinin genişleme planları arasında ciddi bir zıtlık bulunuyor. 12 Avrupa ülkesi, 2035’e kadar bu hedeflere ulaşmayı taahhüt etmişken, planlanan genişlemeler bu hedeflerle çelişiyor.
- Avrupa’nın mevcut doğalgaz santrali kapasitesinin %98’i için herhangi bir emeklilik planı bulunmuyor. Ayrıca, 72 GW yeni santral kurulum planıyla, gelecek 10 yıl içinde gaz santrali kapasitesinin %27 artması öngörülüyor.
- Mevcut ve planlanan gaz santral kapasitesi açısından İtalya, Birleşik Krallık ve Almanya dikkat çekiyor. Bu ülkeler, aynı zamanda “2035’e kadar tamamen veya ağırlıklı olarak karbonsuzlaştırmayı” taahhüt eden G7 bildirisini imzalayanlar arasında yer alıyor.
- Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2035, Avrupa ülkelerinin elektrik sistemlerini karbonsuzlaştırmaları ve Paris Anlaşması’nın hedeflerini yerine getirmeleri için mümkün olan en geç tarih. Bu hedefe ulaşabilmek için, söz konusu ülkelerin 2030’a kadar kömürden tamamen çıkmaları ve 10 yıllık bir sürede yenilenebilir enerjiye dayalı, fosil yakıtlardan arınmış bir elektrik sistemi kurmaları gerekiyor.
- Fosil Yakıtların Ötesi Kampanyacısı Alexandru Mustata, Avrupa’nın 2035’e kadar fosil gazı enerji sistemlerinden çıkarma konusunda fikir birliği olduğunu ancak gaz endüstrisinin genişlemeci planlarının bu hedefle uyumlu olmadığını belirtiyor.
- Mustata, sektörün planlarının iklim değişikliğiyle mücadeleyle uyumlu olmamasının, yenilenebilir enerjiye geçişi gereksiz yere maliyetli ve kaotik hale getireceğini ifade ediyor.
- Avrupa gaz endüstrisinin genişleme planlarının, iklim krizini hızlandırmanın yanı sıra enerji güvenliğini zayıflattığı ve kıtayı değişken elektrik fiyatlarına maruz bıraktığı vurgulanıyor. Mustata, hükümetlerin 2035’e kadar yenilenebilir enerjiye dayalı bir elektrik sistemine sorunsuz bir geçiş sağlamak için net mesajlar göndermeleri ve kararlı adımlar atmaları gerektiğini belirtiyor.