PwC, Eylül-Ekim 2018 döneminde 90 farklı ülkeden 1378 CEO’nun katıldığı 22.ci Küresel CEO Anketi 2019 yılı sonuçlarını yayınladı.
Anket sonuçlarına geçmeden önce PwC geçmiş anket sonuçlarını analiz ederek CEO’ların (icra kurulu başkanlarının) tahmin gücünü ölçtüklerini ve sonuç olarak CEO’ların önümüzdeki sene için şirket gelir tahminleri ve gerçekleşen küresel GSYH büyümesi arasında güçlü bir korelasyon (ilişki) olduğunu belirtiyorlar. Diğer bir deyişle CEO’ların gelir güvenleri küresel ekonominin gidişatı konusunda öncü bir gösterge olarak dikkate alınabilir.
Anket sonuçları şöyle sıralanıyor:
. Küresel ekonomik büyümeye yönelik kötümserlik arttı… 2018 yılı anketinde CEO’ların %5’i küresel ekonomik görünüm konusunda kötümserken bu oran 2019 yılı anketinde %30’a yükseldi. 12-ayı kapsayan kısa vade ve 3-yılı kapsayan orta vade için CEO’ların şirket gelir beklentileri geriledi. Yukarıda bahsi geçen korelasyonun geçerliliğini koruması halinde küresel ekonomik büyüme 2019 yılında yavaşlayacak.
. CEO’lar güçlü milliyetçi ve popülist dalgaya uyum sağlamaya çalışıyor… CEO’lar geçen yıldan farklı olarak terör ve iklim değişikliğinden daha az rahatsızlık duyarken faaliyet gösterdikleri pazarlarda aşırı düzenleme, politika belirsizliği, kilit becerilerin eksikliği, ticaret anlaşmazlıkları gibi konuların iş yapma kolaylığı önünde daha büyük tehdit oluşturduklarını düşünüyorlar. CEO’lar cazip yabancı pazarlara yatırım yapma ve risk alma konularında isteksizken yurt içi pazarda gelir artışı arayışındalar.
. Milyarlarca dolarlık yatırımlara rağmen CEO’ların ihtiyaç duyduğu bilgi ile elde ettikleri arasındaki fark son on yılda kapatılamadı… Bunda veriyi temizleme, entegre etme ve değer elde etme konusunda yetenekli çalışan eksikliğinin payı bulunurken şirketler elde ettikleri veriyi daha iyi karar vermeye dönüştürmekte zorluk yaşıyorlar.
PwC Küresel Başkanı Bob Moritz büyüme potansiyellerini artırmak amacıyla şirketlerin yapay zeka gibi dijital teknolojilere yöneldiklerini, bunu doğru yapmaları halinde yapay zekanın 2030 yılında küresel GSYH’ye katkısının 15,7 trilyon dolar olacağını tahmin ettiklerini belirtiyor.
Moritz, dijital transformasyon projelerinde insan faktörünün kilit öneme sahip olduğunu, bu sebeple şirketlerin çalışanlarına dijital yeteneklerini geliştirme konusunda eğitimler verdiklerini, ancak gerçek inovasyona geçmek için
. İş dünyasının liderlerinin şimdiki ve gelecekteki iş gücünün becerilerini yükseltmeye devam etmeleri,
. Yaratıcılık, problem çözme ve empati gibi kurumsal becerileri kurum kültürlerinde geliştirmeye devam etmeleri,
. Eğitim kurumlarının, yaşam boyu teknik becerilerin gelişmesini ve yaratıcı problem çözmeyi teşvik etmesi gerektiğini;
. İnsanlar ve malların ulusal sınırların ötesine geçmeye devam edeceğinden, devletler ve işletmeler arasında küresel ölçekte işbirliğine yönelik artan bir ihtiyaç olduğunu savunuyor.