PPK’dan Çıkan Karar: “Paran Olmayınca Talimat Tavsiyeden Öteye Geçmez”

0
210

Geçen hafta sonu Merkez Bankası Kur Korumalı Mevduat (KKM) için yeni bir tebliğ yayınlayarak bankalardaki Kur Korumalı Mevduat’tan, TL Mevduata kademeli şekilde dönüş yapılmasını istedi. Elbette bu kararın uygulanabilmesi, bankaların mevduat faizlerini artırması ile mümkün olabilirdi.

2021 yılı Aralık ayında hayatımıza giren KKM, o dönem kur fiyatlarındaki yükselişi frenlemek için ortaya konulan bir yöntemdi. Hükümet “belli” oranda isteğini alınca KKM’nin süresi uzatıldı da uzatıldı, yetmedi vergisi sıfırlandı.

Derken, KKM büyüdü, serpildi ve artık kontrolü güçleşmeye başlayıp astarı yüzünden pahalı hale geldi. Öyle ki 2022’de 92.5 milyar, 2023’ün yedi ayında 60 milyar civarında maliyet yükledi devlete. Ağustos itibariyle toplam büyüklüğü 120 milyar dolara kadar dayandı.

Merkez Bankası’nın yayınladığı tebliğde TL dönüşümlü KKM hesaplarından %50 oranında TL mevduat hesabına, döviz dönüşümlü KKM hesaplarından da %5 oranında TL mevduat hesabına dönüştürülmesi istendi. Ancak bankalar bu fikre pek sıcak yaklaşmadı ve İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “mudilerimize KKM önermeye devam edeceğiz” söylemiyle Merkez Bankası taşın altına elini koymadan bu virajı dönemeyeceğini görmüş oldu.

Merkez Bankası 24.08.2023 tarihli PPK toplantısında piyasaların yaygın beklentisinin aksine, politika faizinde 750 baz puanlık artış kararı aldı.

Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından geçen iki yıldan sonra politika faizi ilk kez bu seviyeye yükseldi.

Peki, deyim yerindeyse bu “retro” faiz politikası kararları arasında geçen zaman diliminde tarihinin en yükseklerinden olan alım gücü kaybı, servet transferi, fakirleşme ile kısa zamanda düzelmeyecek ekonomik ve ahlaki çöküntünün bir hesabı olacak mı?

Hafıza kaydımız çok kısa süreli olduğu için elbette olmayacak. Devam edelim.

Merkez Bankası’nın politika faizi kararından hemen sonra bankaların TL mevduatlar için verdiği faiz oranının %35 ile %40 seviyesine yükseldiğini gördük.

İki gün önce bu seviyede faiz vermeyen bankaların bugün bu şekilde davranması bize şunu net olarak gösterdi ki: “Paran olmayınca vermiş olduğun talimat, tavsiyeden öteye geçmiyor.”

Merkez Bankası’nın politika faizini beklenmedik miktarda artırmasının akabinde hem borsa hem dolar/TL paritesinde ciddi dalgalanmalar oldu. Dolar/TL 25,20’lere kadar sarktı ancak bunun gerçek nedeni ertesi gün öğrendik.

Aynı zamanda 5 yıllık CDS (Kredi Risk Primi) de 400’lü seviyelerin altına kadar geriledi.

Bir Kırlangıçla Bahar Gelmez

Merkez Bankası ve Mehmet Şimşek’in son hamlelerinden sonra piyasalarda ve ekonomi uzmanlarında bir umut ışığı olduğu alınan doğru kararın pozitif yansımaları olacağı söylemleri arttı.

Şimdi, bu alınan faiz kararının altının doldurulması, reformlarla desteklenmesi gerekiyor.

BDDK faiz kararının hemen ardından aldığı karar ile mevcutta evi olup ikinci ev alımında kullanılacak kredi miktarının, en fazla evin değerinin %22.5’i kadar olabileceğini açıkladı. Evin bir yatırım aracı olmaktan çıkıp barınma yeri olduğu gerçeğinin kabul edilmesi için güzel bir başlangıç olabilir.

Eylülün ilk haftalarında ayında açıklanacak OVP (Orta Vadeli Program) daha da önem kazandı. Ardından Mehmet Şimşek’in 19-20 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Goldman Sachs’ın ev sahipliğinde düzenlenecek 13. Türkiye Yatırım Konferansına katılımını takip edeceğiz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz