Petrol fiyatı son zamanlarda en çok jeopolitik gelişmelerden etkileniyor. Bunu kabul etmek lazım. Oysa daha 2 hafta öncesine kadar neredeyse bütün yabancı raporlarında petrolde arz/talep dengesinin 2025’te arz daralması nedeniyle bozulacağını ve fiyatta baskı oluşacağı yazılıyordu. Ne var ki Citi’nin son raporunda 2025 için fiyat güncellemesi yukarı doğru oldu.
Aslına bakarsanız (analist arkadaşlarımız kızmasın) fiyatlar yukarı giderken revizelerin yukarı doğru, fiyatlar aşağı giderken revizelerin aşağı doğru olması yıllardır karşılaştığımız ve normal olan bir durumdur. Bu yüzden raporları çok dikkate almıyorum ama her zaman okuyup arkasındaki sebep-sonuç ilişkisini değerlendirmeye çalışıyorum.
Bu noktada jeopolitikayı çok fazla tartışmayacağım çünkü Ocak sonu itibarıyla küresel siyasette ve ticari ilişkilerde yeni bir dönem başlıyor olabilir. Değişim rüzgarının (fırtına da olabilir) ne getireceğini henüz bilmek zor. O nedenle de işin içine parasını basan ellerin neyi fiyatladığına bakmak istedim.
Sıklıkla türev piyasalardaki fiyat oluşumları bize donanımlı yatırımcıların ne tarafa meylettiğini gösterir. Bu türev piyasaların en başında da tabi ki opsiyonlar geliyor. Bilindiği üzere petrol piyasası her ay yenilenen vadelerde kontratlar üzerinden işlem görüyor. Bu nedenle petrol analizi yaparken sadece ilk vadeye değil, ilerleyen vadelerdeki duruma da bakmak daha doğru bir yaklaşım sağlar.
Sırayla bir kaç vadeye bakalım; 15 Ocak’ta biten petrol opsiyonlarında 14 Ocak itibarıyla açık pozisyon sayısını karşılaştırdığımızda 229,571 alım opsiyonu varken karşılığında da 213,188 satım opsiyonu bulunuyor. Yani en kısa vadede piyasa hafifçe alım tarafına yaslanmış durumda. Aynı şekilde bir sonraki vade olan Mart 2025 opsiyonlarına bakınca görüntü biraz değişmiş; 261,720 alım opsiyonu varken 275,623 adet satım opsiyonu var. Mayıs’ta ise 40,296 alım opsiyonuna karşılık 62,909 satım opsiyonu ile Aşağı yönlü görüşün hakimiyetinin biraz daha arttığını görüyoruz. Haziran daha yoğun bir ay ve 182,283 alım için 195,714 satım var. Yani piyasa yakın vadede net bir şekilde yükseliş beklerken daha sonraki vadelerde bu beklentinin solup gittiğini görüyoruz.
Bu düşüncemizi başka bir yerden destekleyebilir miyiz acaba? Genel kural olarak tek faktörle yönsel tayin yapmak zaman zaman almak istemeyeceğimiz risklere bizi götürebileceği için finansal piyasada gerçek fiyatlamanın döndüğü vadeli kontratlara bakalım. İlk olarak; yakın ayların fiyatının $80’ın hemen altında gezinirken gelecek ayların kontratlarında ilerledikçe fiyatın aşağı geldiğini görüyoruz. Her ayın fiyat seviyesinin birleştirilmesiyle oluşan çizgiye vade eğrisi diyebiliriz. Bu bilgiden sonra, fiyatın ileri vadelerde aşağıya kaymasından daha önemli olan gelişme 1 hafta önce aynı eğriye baktığımızda vadeler arasındaki farkın anlık eğride çok daha fazla açık olmasıdır. Yani Şubat – Mart vade arası fark 1 hafta önce 68 cent iken şimdi $1.5’a çıkmış durumda. Mart – Nisan, Nisan – Mayıs arasındaki fiyat farkları da aynı şekilde açılmış vaziyette. Aşağıdaki görsel durumu daha rahat anlatıyor.
Bu grafikteki beyaz noktaların oluşturduğu çizgi cari durumda her vadedeki petrol fiyatının birleştirilmesi ile ortaya çıkıyor. Mavi ise 1 hafta önceki durumu gösteriyor. En alttaki mavi histogram her ikisi arasındaki farkları gösteriyor. Buradan da anlaşılacağı üzere son haftada yakın vadelerde jeopolitik risk fiyatlaması yapılmış.
Trump’ın koltuğa oturmasıyla savaşların bitme ihtimali bu görünümde ciddi bir değişikliğe neden olabilir ve fiyatların tekrar aşağı döndüğünü görebiliriz. İzleyelim bakalım, neyse halimiz çıksın falımız.