Cuma günü, Mehmet Şimşek’in istifa edeceği yönündeki dedikodular, borsada sert bir düşüşe neden oldu. Son dönemlerde yaşanan düşüşlerin ardından yükseliş beklentisi oluşmuşken, bu ani düşüş yatırımcıları ciddi şekilde endişelendirdi. Ancak, Şimşek’in Twitter üzerinden istifa etmediğini açıklaması üzerine, pazartesi günü piyasada bir toparlanma bekleniyordu. Ne var ki, pazartesi günü de piyasaların ekside kapanması, halkın ekonomi ve piyasalara olan güveninin ne kadar sarsıldığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Bazı ekonomistler, son 6 yılda 4 bakanın görevden alınmasını, bunlardan üçünün sansasyonel şekilde işine son verilmesini ve istifalarının sosyal medyadan duyurulmasının amatör bir yaklaşım olduğunu hatırlattı. Aynı dönemde, 6 Merkez Bankası başkanının değişmesi ve sadece birinin görev süresini tamamlayabilmesi, yönetimle ilgili ciddi güven sorunlarının halkın bilinçaltına kazındığını gösteriyor.
Pazartesi günü, Colendi yayınında Dr. Artunç Kocabalkan’ın da belirttiği gibi, “Belki de şafak sökmeden önceki zaman en karanlık zamandır.” ve dünkü alımlar, borsadaki rallinin başlangıcı olabilir mi sorusunu akla getiriyor. Ama çok temkinli olmakta fayda var. Ayrıca, piyasalarda dalgalanmaların devam edebileceği, özellikle perşembe günü ay sonuna odaklanmak gerektiğini ve bu günün birçok şey hakkında bize önemli bilgiler vereceği birçok ekonomist tarafından belirtilmiş durumda. Özellikle, short pozisyonda olan büyük kurumların tersine dönüp dönmeyeceğini de bu süreçte görmüş olacağız.
Ancak şu anki gidişatta Şimşek’in uyguladığı programın tek getirisi, halkın alım gücünü daha da düşürmek oldu. Yapısal reformlar hâlâ hayata geçirilmedi. Yapılan analizler doğrultusunda, halkın ve şirketlerin enflasyon beklentileri hâlâ yüksek seviyelerde. Bu koşullar altında, piyasalarda ya da borsada kalıcı bir refahın sağlanması mümkün görünmüyor.