Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayı para politikası toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %14’ten %12’ye indirdi.
Basın duyurusunda faiz indirimine yönelik mevcut ekonomik görünüm şöyle özetleniyor:
. Ekonomide toparlanma eğilimi devam ediyor ancak yatırımlar hala zayıf.
. Enflasyonda ve enflasyon beklentilerinde iyileşme devam ediyor.
. Makro-ekonomik göstergelerdeki iyileşme ülke risk primindeki düşüşü desteklerken maliyet unsurlarının ılımlı seyretmesine katkıda bulunuyor.
. Rekabet gücü korunuyor ancak küresel büyüme görünümündeki zayıflık dış talebi kısmen yavaşlatıyor, net ihracatın büyümeye katkısı geriliyor.
Önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler ise şöyle sıralanıyor:
. Enflasyondaki düşüş süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanma devam edecek.
. İyileşen cari işlemler dengesi önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izleyecek.
. Küresel ekonomi ve enflasyonda zayıflık, gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici para politikalarını sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendiriyor.
TCMB’in risk primi vurgusu…
TCMB, “enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir” yorumunu yapıyor.
Gelin, enflasyon, politika faizi, faiz oranları ve risk primi arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışalım.
Aşağıdaki grafik politika faizi ve enflasyon düşük kalsa bile risk priminin yükselebildiğini gösteriyor.
Grafikte de görüleceği gibi enflasyonda düşük seyir korunurken bile risk priminde sert artışlar olabiliyor. Sebebi güven, mali, siyasi, politik ve/veya küresel olabilir. Dolayısıyla güven kazandırıcı para, maliye ve siyasi politikaların devamlılığı ile sürdürülebilir büyümeyi getirecek başta eğitim sektörü olmak üzere yapısal reformların gerekliliğini vurgulama fırsatı veren TCMB’ye teşekkürler.
Dr. Fulya Gürbüz