Londra’ya Selam TL’ye Devam

0
67

BofA’dan TL’ye Güven: “Dolar ve Euro Sat, TL Al!”

Bank of America (BofA) ise Türkiye piyasaları için daha iyimser bir tablo çiziyor. BofA, dolar-euro sepetine karşı Türk Lirası alımını tavsiye etti. Raporda, enflasyonun yavaşlaması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politikalarının etkisiyle TL’nin güçlendiği belirtildi. Buna göre, TÜFE’ye göre reel değer bakımından Şubat 2021‘den bu yana en yüksek seviyesine ulaşan TL, yatırımcılar için cazip bir yatırım aracı haline geldi.

BofA stratejistleri, özellikle 3 aylık vadeli işlemlerde dolar-euro sepetine karşı TL alımını önerdi. Mikhail Liluashvili liderliğindeki strateji ekibi, “Reel faizlerin pozitif kalmasını bekliyoruz, bu da döviz yerine TL tercihini artırabilir” açıklamasında bulundu. (Kaynak)

İsrail – Hamas Ateşkesi Tehlikede

Ortadoğu’da 15 aydır devam eden ve on binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açan çatışmaları sona erdirmek amacıyla Çarşamba gecesi açıklanan Gazze ateşkesi, şimdiden belirsizliğe sürüklenmiş durumda. Savaşın bitirilmesi yönünde ilk ve temkinli bir adım olarak değerlendirilen bu anlaşma, İsrail’in aşırı sağ partileri tarafından tepkiyle karşılanıyor ve “anlaşmayı bozmanın yollarının arandığı” iddia ediliyor.

Anlaşmanın bu noktaya gelmesi, henüz göreve başlamamış olan ABD Başkanı Donald Trump’ın yarattığı “Trump etkisine” bağlanırken mevcut Başkan Joe Biden da anlaşmanın hazırlanmasına yaklaşık altı ay önce öncülük etmesi nedeniyle bir başarı elde ettiği yorumları yapılıyor.

İsrail Hükümeti Oylamayı Erteledi

İsrail hükümeti, Gazze ateşkesi ve esir değişimi anlaşmasına ilişkin kabine oylamasını erteledi. Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı son dakika talepleriyle anlaşmayı zorlaştırmakla suçluyor ancak Hamas bu iddiaları reddediyor. Netanyahu, bir yandan halkın rehinelerin derhal serbest bırakılması yönündeki talepleriyle karşı karşıya kalırken, diğer yandan aşırı sağ koalisyon ortakları daha fazla taviz verilmesi halinde hükümeti düşürmekle tehdit ediyor.

Anlaşmanın Kapsamı ve Muhalefet

Çarşamba günü açıklanan ateşkes, altı hafta sürmesi planlanan çatışmasızlık süreciyle birlikte karşılıklı esir değişimini öngörüyor. Buna göre, Gazze’de rehin tutulan İsrailli esirler serbest bırakılacak; karşılığında da İsrail yüzlerce Filistinli mahkumu bırakmayı kabul edecek. Ancak Hamas, kalıcı bir barış için tüm esirlerin serbest bırakılmasını ve İsrail’in tamamen çekilmesini talep ediyor.

Bombardıman Devam Ediyor

Anlaşmaya yönelik tartışmalar sürerken Gazze’de perşembe günü düzenlenen İsrail hava saldırılarında en az 77 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Sağlık Bakanlığı verileri, bölgedeki insani krizin giderek derinleştiğini ortaya koyarken ateşkesin ne zaman yürürlüğe gireceğine dair net bir takvim henüz bulunmuyor. Mısır, Katar ve ABD arabulucularının, anlaşmayı uygulamaya koymak ve olası pürüzleri gidermek için görüşmelere devam ettiği belirtiliyor. (Kaynak 1, Kaynak 2)

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’den Erdoğan Açıklaması

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye’nin Hamas ile ilgili anlaşma sürecindeki rolüne dair açıklamalarda bulundu:

“Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’ye gittik. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Hamas’ı masaya yeniden getirmek ve anlaşmayı sonuçlandırmak için ağırlığını ve etkisini kullanmasını görüştük. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu yaptı. Hamas da masaya geri döndü.”

Blinken, Türkiye’nin bu süreçteki diplomatik çabalarını öne çıkarırken Hamas ile yürütülen müzakerelerde ilerleme sağlandığını belirtti. (Kaynak)

ABD’nin Suriye Politikası: Marco Rubio’dan Net Mesajlar

ABD’nin yeni dışişleri bakanı olarak göreve başlaması beklenen Marco Rubio, ABD Kongresi’nde düzenlenen oturumda Suriye politikasıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Rubio, Amerikan yönetiminin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) desteğini sürdüreceğini ve IŞİD ile mücadelede Kürtlerle çalışmaya devam edeceğini açıkça ifade etti.

Rubio: “Erdoğan’ın Suriye Hedeflerini Engellemeliyiz”
Rubio, oturum sırasında Türkiye’nin Suriye’deki hedeflerine karşı ABD’nin tutumunu da netleştirdi. “Erdoğan’ın Suriye hedeflerini engellemeliyiz” diyen Rubio, Türkiye’nin bölgedeki politikalarına yönelik eleştirilerini dile getirerek, Amerikan çıkarlarının bu politikalarla uyumlu olmadığını belirtti.

Trump’ın Kabinesiyle Görüşmeler Devam Ediyor
Başkan Seçilen Donald Trump, son bir ayda gelecekteki kabinesiyle düzenli toplantılar yaparak dış politika önceliklerini şekillendirdi. Bu süreçte Rubio’nun sözleri, Trump yönetiminin Suriye’ye yönelik politikalarının selefiyle büyük ölçüde benzer olacağını işaret ediyor. Daha önce “Suriye’den asker çekeceğiz” söylemiyle gündeme gelen Trump’ın bu kez farklı bir yaklaşım sergilemesi dikkat çekiyor. (Kaynak)

Trump’ın Kabine Atamaları Ertelendi

Başkan Seçilen Donald Trump’ın kabinesi için aday gösterilen Kristi Noem, Doug Burgum ve Tulsi Gabbard’ın onay oturumları, yaşanan evrak sorunları nedeniyle ertelendi. Yetkililer, gecikmelere FBI güvenlik soruşturmasındaki aksaklıklar ve Hükümet Etik Ofisi’nin incelemelerini tamamlayamamasını gerekçe gösteriyor.

Tepkiler Büyüyor
Trump destekçileri, bu durumun yeni yönetimin kabine üyelerinin atanmasını geciktirdiğini ve bürokrasinin önceliklerini sorgulanır hale getirdiğini belirterek sert tepki gösterdi. “Bu bürokratlar için, yeni başkanın kabine üyelerinin belgelerini tamamlamaktan daha önemli ne olabilir?” sorusu gündeme geldi. Gecikme, sürecin işleyişine dair ciddi eleştiriler doğurdu. Durumun, yeni yönetimin hızlı bir başlangıç yapmasını engellediği ifade ediliyor. (Kaynak)

TikTok CEO’su, Trump’ın Yemin Törenine Katılacak

TikTok CEO’su Shou Chew, Başkan Seçilen Donald Trump’ın yemin törenine katılacak isimler arasında yer alacak. NBC News kaynaklarına göre, Chew, tören sırasında diğer teknoloji liderleri Elon Musk, Mark Zuckerberg ve Jeff Bezos’un yanında oturacak. Google CEO’su Sundar Pichai’nin de törende yer alması bekleniyor.

TikTok’un Geleceği Belirsizliğini Koruyor
Bu haber, TikTok’un ABD’de yasaklanma olasılığının hemen öncesinde geldi. Eğer Çin merkezli ByteDance şirketi, TikTok’un ABD operasyonlarını Amerikalı bir şirkete satmazsa, uygulama pazarlarından kaldırılabilir. Ancak ByteDance şu ana kadar satışı reddetti ve Yüksek Mahkeme, TikTok’u hedef alan yasa ile ilgili kesin bir karar vermiş değil.

Trump’ın TikTok Tavrı ve Siyasi Çözüm Arayışı
Başkan Seçilen Trump, TikTok yasağını önlemek için Yüksek Mahkeme’ye geçen hafta bir amicus brief sunarak, yasağın yerine siyasi bir çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Ancak Trump’ın bu çözümü nasıl hayata geçireceği henüz net değil. Daha önce TikTok’a karşı sert bir tutum sergileyen Trump, uygulamayı seçim kampanyasında etkin bir araç olarak kullanmıştı.

Biden Yönetiminin Yaklaşımı
Görevdeki Başkan Joe Biden’ın yönetimi de TikTok yasağına ilişkin farklı yolları değerlendirmeye devam ediyor. NBC News’e konuşan kaynaklara göre, Biden yönetimi, yasağın planlandığı gibi Pazar günü yürürlüğe girmesi durumunda TikTok’un ABD’de erişilebilir kalmasını sağlamaya yönelik adımlar üzerinde çalışıyor. (Kaynak)

Zelensky’nin Eşi İsviçre’de Tatilde

Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky’nin eşi, iddialara göre İsviçre’nin ünlü St. Moritz kayak tatil beldesinde tatil yapıyor. Bu gelişme, Zelensky’nin ailesinin savaşın yükünü nasıl hissettiğine dair açıklamalar yaptığı bir dönemde gündeme geldi. Zelensky’nin savaşın aile üzerindeki zorluklarını dile getirdiği bir süreçte eşinin tatilde olması, sosyal medyada ve kamuoyunda çeşitli tepkilere yol açtı. (Kaynak)

Süleyman Soylu’dan Öcalan Değerlendirmesi

TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu Yayıncılar Federasyonu’nun “Anadolu Sohbetleri” programında medya mensuplarıyla bir araya gelerek gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

“İki dönem kuralını çok yanlış buluyorum”

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki iki dönem kuralı hakkındaki konuşan Soylu, “İki dönem kuralını çok yanlış buluyorum. Merkel’den sonra Almanya ne oldu? Herkes kendine bu soruyu sorsun. Aşağı doğru gidiyor, göçüyor yani. Sadece otomotiv endüstrisi, sadece Çin’den kaynaklanan bir etkiyle değil. Aslında bütün sistemi çöktü. Çok basit politikalar olarak nitelendirdiğimiz, örneğin insanların niteliklendirilmesi dahil, yatırım ortamlarının iyileştirilmeleri dahil yatay politikalar; bu politikaların hiçbirisinde en ufak bir adım atabilecek kabiliyet söz konusu değil. ‘400 bin-500 bin ev yapacağım’ dedi Scholz geldiği zaman, hiçbir şey yapamadı. Ve göç dahil, enerji dahil birçok politikada, tedarik zincirlerinin yönetimi dahil olmak üzere hiçbir politikada başarılı olamadılar” dedi.

“Apo, acımasız bir katildir ve bunu en iyi Kandil’dekiler bilir”

Soylu, “PKK’nın kurulduğu günden itibaren statükosu aynıdır. Burada ne demek istiyorum? PKK, 4 ana unsurla kuruldu. Türkiye, Kandil, Suriye ve Avrupa. PKK bu 4 ana unsurunda bir değişikliğe gidebildi mi? PKK’yı kuran Abdullah Öcalan, 25 yıldır cezaevinde. Dünya 25 yıldır çok değişti; terör değişti, terörün şekli değişti, biçimi değişti, ülkeler değişti, devlet anlayışları değişti, savunma anlayışları değişti, her şey değişti, PKK değişikliğe gidemez. PKK’yı ‘Apo’ kurmuştur. Bütün canilikleri ‘Apo’ yapmıştır. Kurucu aklının izni olmadan PKK’da hiç kimse bir adım atamaz. Apo, acımasız bir katildir ve bunu en iyi Kandil’dekiler bilir. Ben, Devlet Bey’in ve Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu bu adımın Türkiye’nin geleceği açısından en önemli adım olduğunu düşünüyorum. Büyük liderler büyük çözümler bulurlar, büyük adımlar atarlar. Bana göre iki lider de büyük adım attılar. Apo hem PKK’nın hem de YPG’nin lideri” dedi.

Dünya Bankası Türkiye’nin Büyüme Beklentilerini Aşağı Yönlü Revize Etti

Dünya Bankası, 2025 yılı Ocak ayında yayımladığı Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nda, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme öngörülerinde aşağı yönlü revizyona gitti. Buna göre Banka, 2024 yılı için büyüme tahminini önceki rapora kıyasla 0,2 puan artırarak %3,2 seviyesinde tutarken, 2025 ve 2026 beklentilerini sırasıyla %2,6 ve %3,8 olarak güncelledi.

Raporda, Türkiye’deki sıkı para politikasının gecikmeli etkilerinin bu yıl büyümeyi baskılamasının, 2025 yılında büyümenin %2,6 ile 2020’den bu yana en düşük seviyeye gerilemesinin, ardından ise 2026’da %3,8 düzeyine yükselmesinin beklendiği belirtildi.

Enflasyon tarafında ise yıllık ortalama bazda 2024’ten itibaren 42 puan gerileyerek 2026’da %15,9 seviyesine inmesinin öngörüldüğü aktarıldı. Ayrıca ekonomideki toparlanmanın, tüketim ve ithalattaki ılımlı seyre karşın net ihracatın artan katkısıyla büyümedeki yeniden dengelenmeyi sürdüreceği vurgulandı.

Öte yandan raporda, Türkiye’nin dış dengesizliklerinde görülen iyileşmeye dikkat çekildi. Cari açıktaki keskin daralma, artan uluslararası rezervler ve azalan risk primi sayesinde spreadlerde (risk farkı) önemli bir gerileme kaydedildiği ifade edildi.

Almanya’da İşgücü Verimliliği Durağan: ABD ile Fark Büyüyor

Almanya’da işgücü verimliliği 2020’den bu yana durgunluk ya da gerileme eğilimi gösterirken, ABD şirketleri yapay zekânın sağladığı avantajlardan faydalanarak önemli verimlilik artışları elde etti. Almanya ve ABD arasındaki verimlilik eğilimleri arasındaki bu farkın 1999 yılından bu yana giderek büyüdüğü belirtiliyor.

Euro’nun Etkisi Tartışılıyor
Uzmanlara göre, bu ayrışma euro’nun tanıtımıyla bağlantılı olabilir. Özellikle 2004 yılından itibaren, euro’nun Almanya için değerinin düşük kalması, Alman şirketlerinin verimliliklerini artırma baskısını azalttığı şeklinde yorumlanıyor. ABD şirketleri ise aynı dönemde teknoloji ve yapay zekâ yatırımlarıyla verimliliklerini sürekli artırdı.

Teknoloji ve Baskının Rolü
ABD’deki işletmeler, yapay zekâ ve dijital teknolojilere yaptıkları yatırımlarla verimlilikte önemli sıçramalar yaparken, Almanya’daki şirketler daha az yenilikçi bir yaklaşım sergiliyor olabilir. Bu durum, uluslararası rekabet açısından Almanya’nın karşı karşıya olduğu riskleri artırıyor. (Kaynak)

Fed Yetkililerinin Yorumları Piyasalarda Hareketliliğe Yol Açtı

Fed üyelerinden Kevin Warsh ve Christopher Waller’ın yaptığı açıklamalar piyasalarda dikkat çekti. İki yetkili de “yüksek gümrük vergilerinin yüksek enflasyon anlamına gelmediğini” vurgularken faiz oranlarının gelecekteki seyri hakkında ipuçları verdi. Waller, 2025 yılında dört faiz indirimi öngördüğünü açıkça ifade etti.

“Fed Whisperer” ve Piyasa Tepkileri
Bu yorumlar, Fed’in para politikası hakkında genellikle doğru tahminlerde bulunan ve “Fed Whisperer” olarak bilinen kaynak tarafından peş peşe paylaşıldı. Piyasada, bu mesajların zamanlamasının tesadüf olmadığı görüşü hâkim. Açıklamaların ardından, ABD vadeli işlemler piyasalarında düşüş yaşandı. “ES” olarak bilinen E-mini S&P 500 vadeli işlemleri %5 düşüş kaydetti. Makroekonomi alanında etkili isimlerden biri olan eski katılımcı Bessent’in sürece dahil olduğu söylentileri, piyasalardaki spekülasyonları artırdı.

Çin’de Ekonomik Çöküş: Tahvil Getirileri ve Gayrimenkul Sektörü Alarm Veriyor

Çin ekonomisi, finansal göstergelerdeki sert değişimlerle küresel endişeleri artırıyor. Ülkenin 10 yıllık devlet tahvilleri %1,65 getiri oranıyla işlem görüyor ve bu, yatırımcı güveninde zayıflamaya işaret ediyor. Öte yandan, politika faizi olarak bilinen gecelik faiz oranı %1,5’te sabitlenmiş durumda.

Gayrimenkul Krizi Derinleşiyor
Çin’in emlak sektöründeki kriz, ülkenin finansal istikrarına yönelik tehdit oluşturmaya devam ediyor. Vanke’nin 2025 vadeli tahvillerinde bu hafta yaşanan çöküş, sektördeki derin sorunların altını çiziyor.

Gecelik Faiz Oranlarında Ani Yükseliş
Ülkenin bankalar arası piyasasında gecelik faiz oranı bir anda %16’ya fırlayarak piyasaları sarstı. Bu ani artış, Çin Halk Cumhuriyeti lideri Şi Cinping’in ekonomik yönetim politikaları üzerindeki baskıyı artırıyor.

Uluslararası Endişeler Büyüyor
Bu finansal çöküş, Çin’in iç ekonomik istikrarını tehdit etmekle kalmayıp, küresel piyasalara da yansımalar yapma potansiyeli taşıyor. Analistler, Çin ekonomisindeki bu durumun uluslararası ticaret ve finansal sistem üzerinde ciddi etkiler yaratabileceğini belirtiyor. (Kaynak)

Piyasalarda Büyük Şirketler Hâkimiyetini Artırıyor

Finansal piyasalarda büyük şirketlerin etkisi giderek artıyor. S&P 500 içerisindeki en büyük hisse senedinin piyasa değeri, 75. yüzdelik dilimde yer alan hisse senetlerine göre tarihsel olarak en yüksek seviyelere ulaşmış durumda. Ayrıca, S&P 500’deki en büyük 10 şirketin toplam ağırlığı da zirveye yakın seyrediyor.

Tarihsel Dönüm Noktaları

  • Büyük Buhran (1929): Piyasa konsantrasyonu büyük oranda artmış durumdaydı.
  • 1950’ler ve 1960’lar: AT&T, GM ve IBM gibi dev şirketler piyasada baskın konuma sahipti.
  • 1970’ler (Nifty Fifty): Büyük hisseler “kaliteli büyüme” şirketlerine odaklanarak piyasalarda önemli bir pay almıştı.
  • 2000’ler (Dot-Com Balonu): Teknoloji şirketlerinin balonuyla birlikte piyasa konsantrasyonu yükselmişti.
  • Küresel Finansal Kriz (2008): Konsantrasyonda geçici bir düşüş yaşanmıştı.
  • COVID-19 Pandemisi (2020 sonrası): En büyük 10 şirketin ağırlığı ve en büyük hisse senedinin piyasa değeri tekrar zirveye çıktı.

Güncel Durum
Pandemi sonrası dönemde, büyük teknoloji şirketleri (Apple, Microsoft ve Amazon vb.) piyasalarda baskın rol oynuyor. Bu şirketlerin piyasa değerindeki hızlı artış, diğer hisselerle arasındaki farkı büyüttü. Özellikle düşük faiz ortamı ve dijitalleşme, bu eğilimi güçlendirdi.

Piyasa Konsantrasyonunun Riskleri
Uzmanlar, piyasa konsantrasyonundaki bu artışın finansal sistem üzerinde riskler oluşturabileceği konusunda uyarıyor. Büyük şirketlere aşırı bağımlılık, piyasanın geneline yayılan şok riskini artırabilir ve küçük yatırımcılar için dengesiz bir ortam yaratabilir.

Senatör Lummis’ten Bitcoin Satış Planına Sert Eleştiri: “Vergi Mükelleflerine Milyarlarca Dolar Zarar Veriyor”

ABD Senatörü Cynthia Lummis, ABD Adalet Bakanlığı’na bağlı ABD Marshals Service’in Silk Road davasından el konulan yaklaşık 69.370 Bitcoin’i satma planına sert tepki gösterdi. Lummis, 6 milyar doların üzerinde bir piyasa değerine sahip bu Bitcoin’lerin satılmasının stratejik ve mali anlamda ciddi zararlar doğuracağını belirtti.

Vergi Mükelleflerine Büyük Zarar
Senatör Lummis, geçmiş Bitcoin satışlarının Amerikan vergi mükellefleri için büyük kayıplara yol açtığını vurguladı. Marshals Service’in, 2014-2023 yılları arasında yaklaşık 195.092 Bitcoin’i toplam 366,5 milyon dolara sattığını hatırlatarak, bu Bitcoin’lerin bugünkü değeri üzerinden 18,5 milyar doların üzerinde bir kayıp yaşandığını söyledi. Bu rakam, satılan Bitcoin’lerin potansiyel değerinin %98’ine denk geliyor.

Ulusal Bitcoin Rezervi Önerisi
Senatör, 2024 yılında Başkan Seçilen Donald Trump’ın önerdiği “Ulusal Bitcoin Rezervi” fikrini desteklediğini belirtti. Lummis, bu rezervin gelecekteki nesiller için ekonomik çeşitlilik ve mali egemenlik sağlayacağını ifade ederek, Bitcoin’in stratejik bir varlık olarak tutulmasının önemine dikkat çekti.

Bitcoin Satışına Dair Sorular
Lummis’in ABD Marshals Service’e gönderdiği resmi yazıda, satış planının zamanlaması ve alınan kararların arkasındaki süreç hakkında detaylı sorular yer aldı. Bu sorular arasında şunlar bulunuyor:

  1. El konulan Bitcoin’lerin toplam miktarı nedir ve bu bilgi neden kamuya açık ve şeffaf bir şekilde paylaşılmıyor?
  2. Satış kararını etkileyen faktörler nelerdir ve Ulusal Bitcoin Rezervi önerisi bu süreçte göz önünde bulundurulmuş mudur?
  3. Daha önceki satışlardan çıkarılan dersler nelerdir ve benzer kayıpların önüne geçmek için hangi adımlar atılmıştır?

“Bitcoin’in Değeri Reddedilemez”
Senatör Lummis, ABD hükümetinin Bitcoin’in değerini reddetmeye devam etmesinin mali açıdan ciddi sonuçlar doğurduğunu belirtti. Bitcoin satışlarının stratejik ve ekonomik gelecekte önemli bir rol oynayacağını söyleyen Lummis, “Bu varlıkların yönetimi, ulusumuzun mali egemenliği ve stratejik pozisyonu için kritik bir öneme sahiptir,” dedi.

Lummis, ilgili sorulara 31 Ocak 2025 tarihine kadar yanıt beklediğini belirterek, ABD hükümetine şeffaflık çağrısında bulundu. (Kaynak)

Warren Buffett, Occidental Petroleum’da Dibi Yakaladı

Warren Buffett, 19 Aralık tarihinde Occidental Petroleum (OXY) hisselerinden 400 milyon dolarlık alım yaptı. Bu tarih, aynı zamanda OXY hisselerinin en düşük seviyeyi gördüğü gün olarak kaydedildi. Bu hareket, yatırımcılar arasında büyük bir etki yaratarak Buffett’ın piyasa zamanlamasındaki başarısını bir kez daha gözler önüne serdi. (Kaynak)

Peter Schiff Uyardı: Tarih Tekerrür Mü Edecek?

Altın, yabancı para birimlerinde yeni rekor seviyelere ulaşmaya devam ediyor, ancak ABD doları cinsinden olmadığı için bu durum pek fark edilmiyor. Hatırlarsanız, altındaki son büyük yükseliş, önce yabancı para birimlerinde rekor seviyelerin görülmesiyle başlamıştı. Görünüşe göre tarih tekerrür etmek üzere. Fiyatlar daha da yükselmeden harekete geçmek için şimdi doğru zaman olabilir. (Kaynak)

Küresel Borsalarda Kapanış Rakamları Nasıl Gerçekleşti?

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz