• Para piyasası fonları (PPF), “risksiz liman” kimliğini kaybederek gölge bankacılığın yeni taşıyıcısı haline gelebilir.
• Fonlar arası borç döngüsü, teminatsız kaldıraçla fiyat üzerinden teminat yaratma (self-funded leverage) riskini büyütüyor.
• Bu dinamik, fark edilmezse likidite sarmalı ve sistemik finansal kriz tetikleyicisine dönüşebilir.
Piyasada görünmeyen ama hissedilen bir şey var: para piyasası fonlarının yapısı değişiyor.
Bir zamanlar “risksiz kısa vadeli araçlar” olarak bilinen PPF’ler, artık finansal sistemin en tehlikeli kaldıraç noktalarından biri olma yolunda ilerliyor olabilir.
Mekanizma basit, sonuç yıkıcı:
Bir serbest fon (A), hisse pozisyonunu büyütmek istiyor ama sermayesi yetmiyor.
Bir para piyasası fonu (B), mevduattan daha yüksek getiri arıyor.
A fonu, “Bana 5 milyar TL ver, %8 ödeyeyim” diyor.
B fonu kabul ediyor — çünkü piyasada faiz %5. Aradaki %3 fark “risk primi.”
Ama ortada teminat yok. Teminat, yalnızca “hisse fiyatının yükselmesi.”
Bu, kendi kendini fonlayan bir yapı: hisse fiyatı yükseldikçe teminat artıyor, teminat arttıkça borçlanma kapasitesi büyüyor.
Finans literatüründe bu pro-cyclical leverage (döngüsel kaldıraç) olarak bilinir — ve krizleri başlatan ana mekanizmadır.
Bir Gölge Bankacılık Döngüsü:
Artık bu fonlar repo, mevduat veya bono fonu değil; regülasyon dışı kredi yaratım merkezleri.
Takasbank ya da BDDK kayıtlarında görünmeyen bu borç ilişkileri, “karşılıklı mutabakat” şeklinde yürür.
Sonuç: bilançoların dışında, görünmeyen bir para arzı.
Bu, merkez bankasının kontrol etmediği bir gizli parasal genişleme modelidir.
Likidite bolmuş gibi görünür, faiz farkları anlamsızlaşır, fon getirileri yapay biçimde yükselir.
Ama bu likidite, “emanet paradır.”
Bir gün biri çekilmek isterse zincir kırılır, likidite sarmalı başlar.
Küçük yatırımcı “risksiz getiri” sanır ama gerçekte fonun kasasındaki faiz, kaldıraçlı hisse pozisyonlarından gelir.
Yani halkın parasına bilanço dışı risk enjekte edilir.
Hisse fiyatı düşerse o %8 faiz “getiri” değil, “zarar” olarak döner.
Makro Sonuç: Sistemik Riskin Yeni Merkezi
“Risksiz” görünen fonlar artık “riskli fonların teminatı” haline geliyor.
Bu, tam anlamıyla ters vade dönüşümüdür (reverse maturity transformation) — kısa vadeli fonlarla uzun vadeli risklerin finanse edilmesi.
Likidite sıkıştığı anda fonlama zinciri donar; “sonsuz para” algısı çöker.
Eğer bu model erken teşhis edilmezse, Türkiye finans sisteminde “fonlar arası faiz arbitrajı” bir süre sonra gölge bankacılıkla gizlenmiş kaldıraçlı bir Ponzi döngüsüne dönüşebilir.
Ve her Ponzi gibi, “en son giren kaybeder.”
Fonlar arası borç mekanizması, bugün sadece bir finans mühendisliği detayı gibi görünebilir.
Ama yarın, Türkiye’nin finansal istikrarını sarsacak zincirleme reaksiyonun fitilini ateşleyebilir.
PPF’ler artık sadece bir yatırım aracı değil; regülasyon gecikirse krizin görünmez kapısı.

