Fransa yeni Yunanistan mı?

0
236

Fransa, son yıllarda hem iç hem de dış dinamiklerin etkisiyle önemli ekonomik ve siyasi değişimlere sahne oluyor. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) partisinin başarısı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un meclisi feshederek erken seçim kararı alması ve artan kamu borcu, ülkenin ekonomik geleceği üzerinde ciddi etkiler yaratmakta. Fransa’nın güncel siyasi ikliminden başlayarak, ekonomisinin gidişatını, borsa ve iş dünyasına etkilerini, Ukrayna harcamalarının ve pandeminin yansımalarını, Euro kullanmanın kriz yönetimindeki dezavantajlarını inceleyeceğiz.

Fransa’yı tanıyalım

Fransa; zengin kültürel mirası, etkileyici tarihi ve güçlü ekonomisi ile tanınan bir ülke. 2022 verisine göre, Fransa’nın nüfusu 67,97 milyon. Başkenti Paris olan ülke, sanatı, modayı, gastronomiyi ve edebiyatı ile dünya çapında repütasyonu en yüksek ülkelerden biri. Fransa, Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden biri olup, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden biri.

Fransa, İngiltere’nin ardından dünyanın en büyük 7. ekonomisi. 2023 itibarıyla işsizlik oranı yaklaşık %7.5 olarak kaydedildi. Kişi başına düşen milli gelir (GSYİH) ise, 47.336 dolar. 2000’li yılların başında yaklaşık 25.000 dolar olan kişi başına düşen milli gelir önemli bir artış kaydetti. Fransa, aynı zamanda güçlü sosyal güvenlik sistemi ve yüksek yaşam standardı ile de dikkat çekiyor. Ancak son yıllarda, inovasyona verilen değerin azalması ya da bürokrasinin hantallığı gibi sebeplerle Fransa, dünya ekonomisindeki gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.

Emsal bir ülke olarak Almanya, Avrupa’nın en büyük, dünyanın da 3. en büyük ekonomisine sahip ve kişi başına düşen milli gelir açısından Fransa ile karşılaştırıldığında daha üstün bir gelişim gösterdi. Almanya’nın kişi başına düşen milli geliri, 54.290 dolar. Almanya, özellikle güçlü sanayi sektörü, ihracat kapasitesi ve inovatif teknolojileri ile tanınır. Son 20 yılda Almanya’nın ekonomik büyümesi, güçlü üretim ve mühendislik sektörlerine dayalı olarak istikrarlı bir şekilde arttı. Her iki ülke de Avrupa Birliği’nin ekonomik güç merkezleri olarak önemli roller oynamakta ve küresel ekonomik istikrarın sağlanmasında kritik öneme sahip.

Kaynak: Forbes

Marine Le Pen ve babası Jean-Marie Le Pen kimdir?

Marine Le Pen ve Jean-Marie Le Pen, Fransız siyasetinde önemli figürlerdir ve her ikisi de sağcı-milliyetçi siyaset yaparak tanınan siyasetçiler. Jean-Marie Le Pen, 1972 yılında Ulusal Cephe’yi (Front National, FN) kurarak uzun yıllar boyunca Fransız siyasetinde tartışmalı bir figür olarak kaldı. Sert göçmen karşıtı politikaları ve holokost inkarına yönelik tartışmalı açıklamaları, onu Fransız siyaseti içinde marjinal fakat etkili bir konuma getirdi. Jean-Marie Le Pen, 2002 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir sürpriz yaparak ikinci tura kaldı fakat ikinci turda Jacques Chirac’a karşı %17.8 oy alarak kaybetti. Bu başarı, Ulusal Cephe’nin Fransız siyasetinde önemli bir güç olarak kabul edilmesine yol açtı.

Marine Le Pen ise, babasının aksine partiye daha ılımlı bir imaj kazandırma çabasıyla tanınıyor. 2011 yılında babasının yerine Ulusal Cephe’nin lideri oldu ve partinin adını 2018’de Rassemblement National (RN) olarak değiştirdi. Marine Le Pen’in liderliğinde parti, daha geniş bir seçmen kitlesine hitap etmeyi başardı. 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura kalan Marine Le Pen, Emmanuel Macron’a karşı %33.9 oy aldı. 2022 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise oy oranını %41.4’e çıkararak, partinin tarihindeki en yüksek oyu elde etti. Bu sonuçlar, Marine Le Pen’in babasından farklı olarak partiyi daha ana akım bir konuma taşımayı başardığının kanıtıdır.

Marine Le Pen, parti içindeki antisemitik unsurları tasfiye ederek, daha genç ve çeşitli bir seçmen tabanına ulaşmayı hedefledi. Bu stratejik değişiklikler, Ulusal Cephe’nin ve ardından Rassemblement National’ın Fransız siyasetindeki yerini sağlamlaştırmış oldu.

Belirsizlik ve Endişe

Haziran 2024’te gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı RN partisinin yüzde 31,37’lik oy oranıyla birinci sırayı alması, Fransız siyasi sahnesinde büyük bir sarsıntı yarattı. Macron’un partisi Rönesans ise yüzde 14,60 ile ikinci sırada yer aldı. Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, RN ve sol ittifakı Halk Cephesi’nin ekonomik programlarının mali açıdan sürdürülemez olduğunu ve Fransa’nın borç krizine sürüklenebileceğini belirtti. Le Maire, ülkenin ekonomik ve mali krize girip girmemesinin Fransızların seçimde yapacakları tercihe bağlı olduğunu vurguladı.

Fransa’nın Kamu Borcu, Finansal Krizden Bu Yana Artış Eğiliminde

Kaos

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Anayasa’nın 12. maddesini kullanarak meclisi dağıttı ve erken seçim kararı aldı. Fransa’da en son 1997 yılında erken seçime gidilmişti. Yeni hükümeti belirleyecek olan seçimlerin ilk turu 30 Haziran’da, ikinci turu ise 7 Temmuz’da gerçekleşecek. Seçim öngörüleri, Macron’un partisi Rönesans’ın mecliste çoğunluğu kaybedeceği yönünde. Avrupa Parlamentosu seçimlerinde %31,37 oy alan Marine Le Pen’in partisi Rassemblement National’in (RN)/ (Ulusal Birlik) güçlenmesi bekleniyor.

Bu durum, aşırı sağın dünya genelinde yükselişini hızlandırabilecek bir etki yaratabilir. Gazeteci Rose Amélie Bécel, 7 Temmuz’da Le Pen lehine sonuç çıkması halinde bunun diğer Avrupa ülkeleri üzerinde tetikleyici etki yapabileceğini ifade ediyor. Avrupa Parlamentosu’ndaki diğer euroskeptik sağ grupların da güç kazandığını görüyoruz. Bu durum, Avrupa’da birliğin bozulma tehlikesine işaret ediyor.

Yüksek Borç

Fransa’nın kamu borcu, 2023 itibarıyla 3215.1 milyar Euro’ya ulaşarak rekor seviyelere çıktı. 1975’te sadece 168.9 milyar Euro olan borç, yıllar içinde çeşitli ekonomik krizler ve politik kararlar sonucu hızla arttı. Özellikle 2020’de Covid-19 pandemisinin etkisiyle borç hızla yükseldi ve 2657.4 milyar Euro’ya ulaştı. Bu durum, ülkenin mali sürdürülebilirliğini tehlikeye atan ciddi bir sorun. Ekonomi Bakanı Le Maire, “Tam da mali hesaplarımızı düzeltmemiz gereken bir zamanda kamu harcamalarının kapılarını sonuna kadar açmak, Fransa’nın AB ve Uluslararası Para Fonu tarafından vesayet altına alınmasına yol açacaktır.” dedi.

Fransa’nın kamu borcu (milyar Euro)

İnovasyona verilen değerin kaybını istatistiki olarak görüyoruz;

Fransa, küresel inovasyon sıralamalarında geride kaldı. 2023 yılı en yenilikçi şirketler listesinde sadece Schneider Electric ile temsil edilen Fransa, ABD ve Çin’in oldukça gerisinde kalıyor. Bu durum, Fransa’nın inovasyon ve girişimcilik ekosistemini güçlendirmesi gerektiğine işaret ediyor.

Fransa borsası, siyasi belirsizlik ve ekonomik kriz endişeleriyle dalgalanmalar yaşıyor. İş dünyası, RN ve Halk Cephesi’nin seçim vaatlerinin mali açıdan sürdürülemez olmasından endişesi içerisinde. Bu endişeler, yatırımcı güvenini zedelemekte ve borsa performansına olumsuz yansıyor.

Girişim Destekli Şirketlerin Piyasa Değeri Karşılaştırması (1 milyar dolar üzeri)(Trilyon dolar bazında)

Ekonomiye Çift Taraflı Darbe

Ukrayna’daki savaş, enerji fiyatlarında dalgalanmalara yol açarak ekonomik belirsizliği artırdı. Bu harcamalar, sosyal harcamalar ve yatırım projeleri için ayrılan kaynakları da sınırlıyor. Pandemi sürecinde ekonomiyi desteklemek için alınan önlemler ve sağlanan teşvik paketleri, kısa vadede ekonomik durgunluğu önlese de uzun vadede borç yükünü artırdı. Bu harcamaların geri dönüşü ise zaman alacak gibi görünüyor.

Fransa’nın Bu Yıl Euro Bölgesi’nde En Yüksek Bütçe Açıklarından Birine Sahip Olması Bekleniyor

Kriz Yönetiminde Kısıtlamalar

Fransa’nın Euro kullanması, para basma yetkisinin Avrupa Merkez Bankası’na ait olması nedeniyle kriz yönetiminde dezavantaj yaratıyor. ABD gibi ülkeler, para basarak ekonomik krizlerde likidite sağlayabilirken, Euro kullanan ülkeler bu imkandan yoksun. Bu durum, Fransa’nın mali krizlerden çıkışını zorlaştırıyor. Özellikle yüksek borç seviyeleri ve artan kamu harcamaları, para politikası esnekliği olmadan yönetilmesi zor bir duruma dönüşüyor.

Avrupa’nın Küresel Gayri Safi Milli Gelir ve Piyasa Değerindeki Payı

Fransa’da Artan Eşitsizlik

Bu tablo, Fransa’da farklı gelir seviyelerindeki yaşam standartlarını gösteriyor. 1530 euro, alt gelir sınıfı ile orta gelir sınıfı arasındaki sınırı; 1930 euro, medyan yaşam seviyesini; 2787 euro, orta sınıf ile varlıklı sınıf arasındaki sınırı; 3489 euro, en zengin %10’un minimum yaşam seviyesini; 3860 euro, zenginlik sınırını; 4417 euro, en zengin %5’in minimum yaşam seviyesini ve 7180 euro, en zengin %1’in minimum yaşam seviyesini gösteriyor.

Fransa’da gelir eşitsizliği günden güne artıyor. Özellikle en zengin %1’in kazançları, genel nüfusun büyük bir kısmının kazançlarının katbekat üstünde. Bu durum, ekonomik büyümeden elde edilen kazançların adil bir şekilde dağılmadığını ve gelir eşitsizliğinin derinleştiğini gösteriyor.

Sözün Özü

Fransa, siyasi belirsizlik ve ekonomik kriz endişeleriyle zorlu bir dönemden geçiyor. Yüksek kamu borcu, yetersiz inovasyon ve yatırım ortamı, iş dünyasında ve borsada dalgalanmalara neden oluyor. Ukrayna harcamaları ve pandeminin etkileri, mali durumu daha da zora sokarken, Euro kullanmanın getirdiği sınırlamalar da kriz yönetimini zorlaştırıyor. Fransa’nın, ekonomik ve siyasi istikrarı sağlamak için yapısal reformlara ve inovasyon yatırımlarına odaklanması gerekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz