Küresel ekonomiyi ve piyasaları etkileyen üç faktör ön plandaydı:
. ABD-Çin ticaret savaşı
. Anlaşmasız Brexit olasılığı
. ABD-İran gerginliği ve ardından Libya’daki petrol sahalarının devreden çıkması
ABD ve Çin arasında ilk faz anlaşma imzalandı, İngiltere’nin anlaşmasız Brexit ihtimali ortadan kalktı ve petrol arzına yönelik endişeler azaldı.
Evet, mevcut riskler azaldı ancak küresel ekonomi üzerinde yeni bir tehdit doğdu:
Çin’de ortaya çıkan ve okyanusu aşıp ABD’ye de sıçrayan öldürücü koronavirüs salgını.
Her ne kadar IMF, 2020 yılı için küresel ekonomik büyüme tahminini %3,4’ten %3,3’e düşürmüş olsa da tedavi bulunana kadar olası salgının ekonomiler üzerindeki etkisi olumsuz olabilir. Ne kadar kötü olabilir sorusuna cevap bulmaya çalışalım.
Salgın hastalıkların ekonomi üzerindeki etkisine ilişkin olarak IMF’nin (Uluslararası Para Fonu) Haziran 2018’de yayınladığı “Epidemics and Economics” (Salgın ve Ekonomi) başlıklı makalede, grip salgınının yıllık maliyetinin yaklaşık 500 milyar dolar (küresel GSYH’nin yüzde 0,6’sı) tahmin edildiği yazıyor. Makalede yer alan bir diğer veri de Liberya’dan. 2013-2014 yıllarında Liberya’da yaşanan Ebola salgınının ülke GSYH’sini yüzde 8 daraltmasına rağmen ülkede ölüm oranının aynı dönemde düştüğü kaydediliyor.
Dolayısıyla, salgın ve salgın hastalıklarının sonuçları farklılıklar gösterebiliyor. Benzer durum ekonominin genelinde de göze çarpıyor. Örneğin, yine makalede yer aldığı üzere, ilaç sektörü böyle bir durumdan finansal olarak fayda sağlarken, sağlık ve hayat sigortası şirketleri ile hayvancılık sektörü ağır bir finansal yük altına girebiliyor. Bunlara ek olarak, sağlık hizmetlerine daha az erişimi olan ve düşük gelir grubundaki insanların salgınlardan orantısız olarak olumsuz bir şekilde etkilendikleri ifade ediliyor.
Umudumuz virüse yönelik tedavi ve önlemlerin en kısa zamanda cevap vermesi.
Dr. Fulya Gürbüz