Ekonomide büyümenin anahtarı aşıda

0
239

Çember daralıyor derken Covid-19 hanemize girdi. 14-18 Aralık haftasının başında kızım ve hemen ardından oğlum Covid-19 virüsüne yakalandılar. Evde izolasyon, hijyen tedbirleri ve maske kullanımı sayesinde virüse maruz kalmadım. Kadıköy İlçe Sağlık Müdürlüğünün sürekli takibinde olmamız, süreci atlatmakta önemli bir faktör oldu. Tüm İlçe Sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Gelelim makro-ekonomik verilerden uzak kaldığım son 11 gündeki gelişmeleri anlamaya. Öncelikle sanayi üretimi.

14 Aralık’ta TÜİK Ekim ayı sanayi üretimi endeksini, 22 Aralık’ta da Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Kasım ayı otomotiv sektörü verilerini açıkladı.

Sanayi üretimi Ekim ayında bir önceki aya göre %1,1 artış kaydetse de artış hızı Eylül ayındaki %1,7’lik artışın gerisinde kaldı. Sanayi üretimi, Mayıs ayında bir önceki aya göre %18,2’lik sert yükselişin ardından son 4 aydır artışını yavaşlayarak da olsa sürdürüyor.

Aşağıdaki grafikte gri çubuklar sol eksendeki sanayii üretimi endeksini, mavi çizgi sağ eksendeki otomotiv sektörü toplam üretimini, kırmızı çizgi ise yine sağ eksendeki otomotiv sektörü ihracat verilerini gösteriyor.

Grafikte Ağustos aylarında dikkat çeken düşüşlerin sebebi, Ağustos ayının otomotiv sektörünün tatil yaptığı döneme denk geliyor olması.

Yukarıdaki grafiği incelediğimizde; otomotiv ihracatının otomotiv üretimini, otomotiv üretiminin ise sanayi üretimini doğrudan etkilediğini görebiliyoruz.

Türkiye’nin toplam ihracatının en büyük payını otomotiv sektörü ihracatı oluşturuyor. Türkiye, ihracatının en büyük kısmını ise Almanya’ya yapıyor. Dolayısıyla Türkiye’de sanayi üretiminin Almanya’daki talep şartlarından doğrudan etkilendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Aşağıdaki grafiği tradingeconomics.com’dan aldım. Mavi çizgi sol eksendeki Almanya’nın otomotiv üretimini, siyah kesikli çizgi ise sağ eksendeki Türkiye’nin otomotiv üretimini gösteriyor. Tarihsel olarak bakıldığında, her iki ülkenin otomotiv üretimindeki artış ve azalışlar paralel seyrediyor.

Ancak grafikte bariz bir şekilde dikkatimizi çeken, Kasım ayında Almanya’nın otomotiv üretimi artarken, Türkiye’nin otomotiv üretiminde gerileme yaşanmış olması. Söz konusu gerilemenin sebeplerini araştırdığımızda;

. Kasım ayı TİM ihracat verilerine göre Almanya’ya yapılan ihracatın Ekim ayına göre gerilediğini,

. Kasım ayı İSO imalat sanayi PMI endeksine göre Türkiye’de yeni ihracat siparişlerinin Ekim ayına göre ivme kaybettiğini,

. IHS Markit Almanya imalat sektörü PMI verilerine göre Almanya’nın ihracat siparişlerindeki artışın Kasım ayında ivme kaybı yaşadığını görüyoruz.

Özellikle en büyük ticaret ortaklarımız olan Euro Bölgesi ve İngiltere’de Covid-19 kaynaklı kapatmaların sıkılaştırılmaya başlandığı Kasım ayında Türkiye’nin ihracatının bir önceki aya göre azalması, sanayi üretiminde de Kasım ayında güç kaybı yaşanacağı ihtimalini artırıyor.

Peki, Aralık ayı ile birlikte sanayi üretiminde nasıl bir tablo bizi bekliyor?

Avrupa’da kapatmaların Aralık ve Ocak aylarında sürecek olması Türkiye’nin üretim performansı üzerinde olumsuz etki yaratacak. Nitekim Avrupa Merkez Bankası (AMB), 10 Aralık tarihli toplantı kararında pandemi ve aşılamaya yönelik artan belirsizliklere vurgu yapılırken negatif faiz politikasını sürdürecekleri belirtilmişti. İngiltere Merkez Bankası da 17 Aralık tarihli toplantısında pandemi kaynaklı kapatmaların 2021 yılı ilk çeyreğine yönelik büyüme beklentilerini aşağı çekeceği vurgulandı. Ek olarak, Almanya ve Çin arasındaki ticaretin Uzak Doğu’da pandemi kaynaklı kapatmalardan doğrudan etkilenecek olması dikkatleri aşı konusundaki gelişmelere çekiyor.

Öte yandan, 16 Aralık tarihli toplantısında Amerikan merkez bankası Fed ekonomik aktivite, işsizlik ve enflasyon üzerinde ağır sonuçları olan pandeminin yarattığı sağlık sorunlarının orta vadede ekonomik görünüm üzerinde dikkate değer bir risk oluşturduğu ve ekonominin seyrinin tamamen virüsün seyrine bağlı olduğu belirtildi.

Bununla birlikte, 20 Ocak’ta resmen başkanlık koltuğuna oturacak olan Biden’in ticari ve siyasi ilişkileri diyalog yoluyla sürdüreceği vaadi, Trump yönetimine göre daha ılımlı bir tablo ihtimalini ortaya koyuyor. Bu, elbette risk algısı üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır ancak küresel ekonomide büyümenin kilidini bilginin küreselleştiği mevcut pandemi sürecinde aşıların etkinliği, virüsün yapısındaki değişikliklere uyumları ve aşılama süreci açacak.

Yüksek enflasyonu yüksek faizle dizginlemeye çalışan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına ise hükümetin reformlar yoluyla destek vermesi bekleniyor. İşsizliğin arttığı, gelirlerin azaldığı hem Türkiye ekonomisini hem de küresel ekonomiyi 2021 yılında çok zorlu bir süreç bekliyor. Anahtar ise pandeminin seyri ve aşıda.

Dr. Fulya Gürbüz

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz