12 Mart’ta yürürlüğe girecek %25’lik tarifeler, Kanada ve Meksika’yı vururken ABD ekonomisini de olumsuz etkilemesi söz konusu
ABD Başkanı Donald Trump, çelik ve alüminyum ithalatına yönelik %25’lik ek tarifelerin 12 Mart’ta yürürlüğe gireceğini duyurdu. Bu karar, Kanada ve Meksika gibi ABD’nin en büyük metal tedarikçilerini hedef alırken, Amerikan endüstrisi ve tüketicileri üzerinde de olumsuz etkiler yaratma riski taşıyor. Trump’ın benzer tarifeleri ilk başkanlık döneminde de uyguladığı, ancak en çok etkilenen ülkelerle anlaşmalar sağladığı biliniyor.
Tarifelerin Kapsamı ve Hedefler
Trump’ın açıklamasına göre, çelik ve alüminyum ithalatına getirilen %25’lik tarifelerden herhangi bir muafiyet söz konusu olmayacak. Bu hamle, özellikle Kanada ve Meksika gibi ABD’nin en büyük metal tedarikçilerini doğrudan etkileyecek. Ancak, bu ülkelerle yapılan ticaretin ABD ekonomisi için de hayati öneme sahip olduğu göz önüne alındığında, tarifelerin Amerikan endüstrisi üzerinde de olumsuz sonuçlar doğurması bekleniyor.
Özellikle otomotiv, inşaat ve enerji sektörleri, çelik ve alüminyum fiyatlarındaki artıştan doğrudan etkilenecek. Bu durum, üretim maliyetlerini artırarak nihai ürün fiyatlarının yükselmesine ve tüketici talebinin düşmesine neden olabilir.
Kanada ve Meksika’ya Etkiler
Kanada ve Meksika, ABD’nin en büyük çelik ve alüminyum tedarikçileri arasında yer alıyor. Trump’ın tarifeleri, bu ülkelerin ihracatını ciddi şekilde sekteye uğratabilir. Özellikle Kanada, ABD ile olan ticari ilişkilerinin bozulmasından endişe ediyor. Benzer şekilde Meksika da, tarifelerin ekonomisini olumsuz etkileyeceğini belirtiyor.
Ancak, bu tarifeler sadece tedarikçi ülkeleri değil, ABD’yi de vuracak. Özellikle otomotiv ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren Amerikan şirketleri, artan maliyetlerle başa çıkmak zorunda kalacak. Bu da, işsizlik oranlarının artması ve ekonomik büyümenin yavaşlaması riskini beraberinde getirecek.
Trump’ın Geçmiş Tarife Politikaları
Donald Trump, ilk başkanlık döneminde de benzer tarifeler uygulamış, ancak en çok etkilenen ülkelerle yapılan müzakereler sonucunda bazı anlaşmalar sağlanmıştı. Örneğin, Kanada ve Meksika ile yapılan USMCA (ABD-Meksika-Kanada Anlaşması) kapsamında, ticari ilişkiler yeniden düzenlenmişti. Ancak, bu kez tarifelerin muafiyetsiz olarak uygulanacak olması, uluslararası ticarette yeni bir gerilim dalgası yaratabilir.
Küresel Ticaret Savaşları Riskleri
Trump’ın tarifeleri, küresel ticaret savaşlarını yeniden alevlendirme riski taşıyor. Avrupa Birliği ve Çin gibi diğer büyük ekonomiler, benzer misilleme önlemleri alabilir. Bu durum, küresel tedarik zincirlerini daha da karmaşık hale getirerek, dünya genelinde ekonomik belirsizliği artırabilir.
Özellikle pandemi sonrası toparlanma sürecindeki küresel ekonomi, yeni bir ticaret savaşı dalgasına hazır değil. Uzmanlar, tarifelerin uzun vadede hem ABD hem de küresel ekonomi için olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarıyor.
Trump’tan İsrail’e Çağrı: “Rehineler Hafta Sonuna Kadar Serbest Bırakılmazsa Ateşkes Sona Ersin”

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail ve Filistin’e yönelik sert bir açıklama yaparak, rehinelerin hafta sonuna kadar serbest bırakılmaması durumunda ateşkesin sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Trump’ın bu açıklaması, Orta Doğu’daki gerginliği yeniden alevlendirirken, uluslararası toplumun bölgedeki barış çabalarını da sorgulatıyor.
Trump’ın Açıklaması ve Tepkiler
Trump, sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail, rehinelerin hafta sonuna kadar serbest bırakılmasını sağlamalı. Aksi takdirde ateşkes anlamsız hale gelir ve sona erdirilmelidir” ifadelerini kullandı. ABD eski Başkanı, İsrail’in güvenliğine vurgu yaparken, rehinelerin serbest bırakılmasının bölgedeki istikrar için kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
Trump’ın bu açıklaması, hem İsrail içinde hem de uluslararası arenada çeşitli tepkilere neden oldu. İsrail hükümeti, Trump’ın çağrısını “dış müdahale” olarak nitelendirirken, bazı yetkililer ise rehinelerin serbest bırakılması için çabaların sürdüğünü vurguladı.
Ateşkes Süreci ve Rehine Krizi
İsrail ile Hamas arasında geçtiğimiz haftalarda varılan ateşkes anlaşması, bölgede kırılgan bir sükûnet sağlamıştı. Ancak rehinelerin serbest bırakılması konusundaki anlaşmazlıklar, ateşkesin geleceğini belirsiz hale getiriyor. İsrail yetkilileri, rehinelerin güvenli bir şekilde serbest bırakılması için diplomatik çabaların devam ettiğini belirtse de, Hamas’ın taleplerinin kabul edilemez olduğunu ifade ediyor.
Uluslararası gözlemciler, rehine krizinin çözülmemesi durumunda bölgede yeniden şiddet olaylarının patlak verebileceği uyarısında bulunuyor. Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, tarafları diyalog yoluyla sorunu çözmeye çağırırken, sivil kayıpların önlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
TİCARİ VE POLİTİK GERİLİMİN GÖLGESİNDE ALTIN REKORA KOŞUYOR !
Altın Fiyatları 2.930 Doları Aştı: Küresel Belirsizlik Güvenli Liman Talebini Artırıyor

Ons altın fiyatları yükseliş trendini sürdürerek $2.931,86 seviyesine ulaştı ve son ayların en yüksek seviyesini gördü. Küresel ekonomik belirsizlik, enflasyon endişeleri ve jeopolitik riskler, yatırımcıları güvenli liman olarak altına yönlendirmeye devam ediyor.
Trump’dan Yabancı Yetkililere Rüşvet Yasağını Askıya Alma Kararı: “Amerika İçin Daha Fazla İş Anlamına Gelecek”
ABD Başkanı Donald Trump, yabancı yetkililere rüşvet vermeyi yasaklayan yasanın uygulanmasını askıya alacağını duyurdu. Trump, bu adımın Amerikan şirketleri için uluslararası arenada daha fazla iş fırsatı yaratacağını savunurken, eleştirmenler kararın etik ve yasal sorunları beraberinde getirebileceği uyarısında bulunuyor.
Kararın Ardındaki Gerekçe
Trump, yaptığı açıklamada, “Yabancı ülkelerde iş yapmak isteyen Amerikan şirketlerinin önündeki engelleri kaldırıyoruz. Bu adım, Amerika için daha fazla iş ve ekonomik büyüme anlamına gelecek” ifadelerini kullandı. Başkan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde iş yapmanın zorluklarına dikkat çekerek, mevcut yasanın Amerikan şirketlerini rekabette geride bıraktığını öne sürdü.
Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (FCPA) Nedir?
1977 yılında yürürlüğe giren Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası (Foreign Corrupt Practices Act – FCPA), Amerikan şirketlerinin yabancı yetkililere rüşvet vermesini yasaklıyor. Yasa, uluslararası ticarette şeffaflığı artırmayı ve yolsuzlukla mücadeleyi hedefliyor. Ancak Trump yönetimi, bu yasanın Amerikan şirketlerini diğer ülkelerin firmaları karşısında dezavantajlı duruma düşürdüğünü savunuyor.
Almanya’nın “İş Modeli İflas Etti”!
Almanya’nın en büyük muhafazakâr partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Friedrich Merz, ülkesinin mevcut ekonomik ve siyasi yönelimi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. The Economist’e verdiği özel röportajda Merz, Almanya’nın geleneksel iş modelinin artık sürdürülemez olduğunu belirterek, ekonomiyi yeniden canlandırmanın ve aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişini durdurmanın en büyük öncelikleri arasında olduğunu vurguladı.