Coface, 21 Ekim tarihli basın bülteninde, avro bölgesindeki önemli ekonomilerde resesyon veya hafif bir küçülme halinde yavaşlamanın anahtarlarını ortaya koyduğu CRAFT tahmin aracını tanıttı. Bültende yer alan detaylar şöyle:
“2019 yılının başlarından bu yana, küresel büyümede yavaşlama işaretleri giderek artıyor. Tüm ekonomistler 2017 yılında döngünün zirvesine ulaşan yavaşlama sonrasında bu aşağı yönlü eğilim üzerinde hemfikir iken, şu anda soru işaretleri özellikle avro bölgesinde olmak üzere bu yavaşlamanın şiddeti üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bazıları 2020 yılı için bir resesyon yaşanacağını öngörürken, ekonomistlerin çoğu “sadece” hafif bir yavaşlama olacağını tahmin ediyor.
Dolayısıyla, daha net bir tablonun ortaya konulabilmesi için, mevcut göstergelerden yararlanacak güvenilir ve yenilikçi tahmin araçlarına sahip olmak önem taşımaktadır. Bu sebeple, Coface CRAFT (Coface Araştırma Faaliyeti Tahmin Aracı) adı verilen kendi tahmin aracını geliştirmiştir.
CRAFT: Önemli eğilimlerin tespiti için değerli bir araç
Faaliyet göstergesi Ana Bileşen Analizi (PCA) olarak adlandırılan istatistik yöntemine dayanmaktadır. Makine öğrenimi modellerinin kullanılması, yaklaşık yüz değişkenin analiz edilmesine olanak tanımaktadır ve sadece GSYH büyüme oranının modellenmesi için gerekli olanlar tutulmaktadır. Tutulan değişkenler, (her bir ülke için otuz ile elli arasında) PCA analizine dahil edilmekte ve beş ayrı kategori altında gruplandırılabilmektedir.
. Rakamsal veriler;
. Anket verileri;
. Parasal ve finansal değişkenler;
. Uluslararası göstergeler;
. Şirketlerin Coface tarafından sigortalanan ticaret alacaklarındaki temerrüt oranı.
İlk dört değişken türü faaliyet göstergelerinin oluşturulmasında yaygın bir şekilde kullanılırken, beşinci değişken sadece Coface tarafından kullanılmaktadır. CRAFT üç aylık dönemlere ait GSYH artış oranı ile direkt ilişkilidir ve içinde bulunulan üç aylık dönem (cari dönem tahmini) ve takip eden dönem (gelecek dönem tahmini) için doğru tahmin yapılabilmesini mümkün kılmaktadır.
Fransız ve İspanyol ekonomileri dayanıklılık sergilerken, Almanya’nın resesyona, İtalya’nın ise durgunluğa girmesi bekleniyor
Bu modelden elde edilen sonuçlara göre, Almanya üçüncü çeyrekte resesyona girecek (bir önceki çeyrekteki yüzde -0,1’in üzerine yine yüzde -0,1), sonrasında ise yılın son üç aylık döneminde durağanlaşacaktır. Özellikle sanayiye bağımlı olan ve ihracatın ağırlığı sebebiyle dış çalkantılara maruz kalan Almanya ekonomisi 2018 yılının başlarından bu yana uluslararası ekonomik ortamdaki kötüleşmeden etkilenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Birleşik Krallık Almanya’nın en büyük beş ihracat pazarı arasında yer aldığından dolayı, bu bölgelerdeki gelişmeler faaliyetteki büyüme bakımından büyük önem taşıyacaktır.
Fransız ekonomisinin de üçüncü çeyrekte yavaşlaması (yüzde 0,2), sonrasında ise bu zorlu ortama dayanıklılık göstererek yılın son çeyreğinde yüzde 0,3 büyümesi beklenmektedir. Böylelikle yılın tamamına ait GSYH artış oranı yüzde 1,3 olacaktır. 2017 yılından bu yana faaliyette yavaşlama kaydedilmesine rağmen, (2017 yılında yüzde 2,4 ve 2018 yılında yüzde 1,7), Fransa’nın büyüme performansı pozitif seviyelerde kalmıştır ve çeyrekler bazında tutarlı bir şekilde yüzde 0,2’nin altına inmemiştir. Dolayısıyla Fransa dış talebe daha az bağımlı olması sebebiyle komşularının çoğundaki inişli çıkışlı seyirden uzak kalmıştır.
CRAFT sonuçlarına göre, İtalya’nın büyüme hızı üçüncü çeyrekte hafif bir yükselişle yüzde 0,1 olarak gerçekleşecek, sonrasında yılın son çeyreğinde tekrar durağanlaşacaktır. Ancak, İtalyan ekonomisi avro bölgesindeki ekonomiler arasında 2019 yılında da üst üste ikinci yılda en kötü performansı sergilemiştir.
İspanya’da da GSYH artışının üçüncü çeyrekte hızlanması (yüzde 0,6), yılın son çeyreğinde ise biraz yavaşlaması (yüzde 0,5) beklenmektedir. Her çeyrekte yüzde 0,8 ile 0,9 arasında bir büyüme kaydedilen 2017 yılına göre faaliyet daha az dinamik olmakla birlikte, halen sağlam bir görünüm sergilemekte ve oldukça kademeli bir şekilde yavaşlamaktadır. Halen oldukça yüksek bir işsizlik oranına sahip olmasına (Haziran sonu itibariyle çalışma çağındaki nüfusun yüzde 14’ü) ve siyasi istikrarsızlığa rağmen, İspanya ekonomisi 2013 sonunda başlayan toparlanmadan bu yana kayda değer bir düzenlilik sergilemiştir.”