TCMB Başkanı Karahan’dan Londra’da Temkinli Faiz Mesajı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Londra’da gerçekleştirdiği yatırımcı temaslarında önümüzdeki döneme ilişkin para politikası yönlendirmesinde temkinli bir ton kullandı. Bloomberg’in aktardığı kulis bilgilerine göre, Karahan olası faiz indirimlerinin yurt içi tasarruf sahiplerinin davranışlarına ve TL mevduat cazibesine bağlı olarak şekilleneceğini belirtti.
Mevduat Faizleri %58’de, Enflasyon %35,1’e Geriledi
Karahan’ın açıklamaları, politika faizinde bir indirim sinyali vermekle birlikte bunun sınırlı olacağına işaret ediyor.
Haziran ayında yıllık enflasyon %35,1’e gerilerken, 3 aya kadar vadeli TL mevduatlarda ağırlıklı ortalama faiz hâlen %58 seviyelerinde bulunuyor. TCMB, yıl sonu enflasyon hedefini %24 olarak koruyor.
Haziran toplantısında faizi %46’da sabit bırakan banka, temmuz toplantısı içinse piyasada 250-350 baz puanlık bir indirim beklentisi öne çıkıyor. Ancak, bu beklentiye vergi tarafındaki gelişmeler ve döviz talebi riski gölge düşürüyor.
Stopaj Artışı ve “De-dolarizasyon” Gerilimi
Temmuz başında TL mevduat ve yatırım fonlarında stopaj oranlarının artırılması, yatırımcıları dövize yönlendirme potansiyeli taşıyor. Bu durum, Merkez Bankası’nın “de-dolarizasyon” stratejisini zora sokabilir.
Hatırlanacağı üzere, 19 Mart sonrası siyasi tansiyonun artmasıyla Türk varlıklarında sert satışlar yaşanmış, Merkez Bankası faiz indirim döngüsüne ara vererek tekrar sıkılaştırma adımı atmak zorunda kalmıştı.
Dr. Artunç Kocabalkan’dan Zirve Öncesi Yorum:
Dr. Artunç Kocabalkan, Londra toplantısı öncesinde edindiği izlenimleri şu şekilde özetledi:
“Londra’ya sadece tatile gitmedik tabii.
Yaptığımız temasların ardından
Temmuz’da %2’nin üzerinde bir enflasyon göreceğiz; o yüzden faiz indirimi çok sınırlı olacak ve Türk Lirası desteklenmeye devam edecek.
En fazla 250 baz puanlık bir faiz indirimi görürüz.
Kısa vadeli iki yıla kadar tahviller satış yiyebilir ama uzun kağıtlar prim yapmaya devam eder.”
Bu yorum, özellikle tahvil piyasasındaki pozisyonlanmalar açısından dikkat çekici. Kısa vadeli tahvillerde satış baskısı artabilecekken, uzun vadeli enstrümanlarda değer artışı potansiyeli yatırımcı ilgisini canlı tutabilir.
Bsekonomi Notu:
Fatih Karahan’ın faiz indirimi konusunda “mevduat davranışı” vurgusu, klasik enflasyon hedeflemesinin ötesine geçildiğini, para politikasında finansal istikrar ve TL’ye güvenin korunmasının öncelik kazandığını gösteriyor. Bu yaklaşım, agresif bir gevşeme sürecinden ziyade, döviz talebini tetiklemeyecek kadar sınırlı ve ölçülü indirimlerin masada olduğunu ima ediyor.
Özellikle yatırımcıların kısa vadeli tahvil faizlerindeki oynaklığa karşı dikkatli olması, ancak uzun vadede “carry” avantajı arayışının sürebileceği bir yapıyı işaret ediyor.