Yaklaşık üç yıl süren savaşın ardından diplomasi rüzgarları esmeye başladı. ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile Rusya arasındaki barış görüşmelerinin başlayacağını duyurdu ve bu açıklama küresel sahnede hem umut hem de tartışma yarattı. Müzakereler, on binlerce insanın hayatına mal olan savaşa son verebilir, ancak Ukrayna için bu barış ağır bir bedelle gelebilir.
Trump, Çarşamba günü yaptığı açıklamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştüğünü söyledi. Her iki liderin de barış istediğini belirten Trump, “Bu saçma savaşı durdurmanın zamanı geldi. Büyük ve tamamen gereksiz ÖLÜM ve YIKIM yaşandı,” ifadelerini kullandı.
Ukrayna İçin Yeni Bir Gerçeklik mi?
Trump’tan önce ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’nın tüm kaybettiği toprakları geri alma ve NATO’ya katılma umutlarına dair şüphe uyandırmıştı. “Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesi gerçekçi bir hedef değil,” diyen Hegseth, bu hedefin savaşın uzamasına neden olabileceğini belirtti.
Trump da benzer bir görüşle, Ukrayna’nın bazı topraklarını geri alabileceğini ancak 2014 öncesi sınırlarına tamamen dönmesinin olası olmadığını söyledi. Ayrıca NATO üyeliğinin de Ukrayna için giderek uzak bir ihtimal haline geldiğini ifade etti.
Rusya İçin Diplomatik Çıkış Yolu
Savaş nedeniyle yaptırımlara maruz kalan ve ekonomisini askeri hale getiren Rusya, bu süreçten çıkış fırsatı yakalamış olabilir. Trump’ın girişimi, Putin’e savaşın sona ermesi için diplomatik bir çıkış yolu sunuyor. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin’in Trump’ın barış mesajlarını desteklediğini ve “Ülkelerimizin birlikte çalışmasının zamanı geldi,” dediğini aktardı.
Rusya’nın Egemen Varlık Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev ise Trump ve Putin arasındaki görüşmenin tarihi bir dönüm noktası olabileceğini belirtti. “Tek bir telefon görüşmesi tarihin akışını değiştirebilir. Bugün ABD ve Rusya liderleri iş birliği ile şekillenecek bir geleceğin kapısını araladı,” dedi.
Ukrayna İçin Zor Tercihler
Ukrayna için bu gelişmeler kaygı verici bir dizi soruyu beraberinde getiriyor. Kiev, toprak tavizi vermeye zorlanacak mı? NATO üyeliği olmadan bağımsızlığını koruyabilecek mi? Ukraynalı yetkililer, müzakerelerin zorluğunun farkında olduklarını dile getirirken, ülkenin bağımsızlık, toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tartışmaya açık olmadığını vurguluyor.
Ukrayna Stratejik Sanayiler Bakanlığı Danışmanı Yuriy Sak, “Bazı hedeflerin, örneğin NATO üyeliğinin, ulaşılması zor olduğunu anlıyoruz,” dedi. Ancak güvenlik garantilerinin müzakere sürecinin ayrılmaz bir parçası olması gerektiğini ekledi.
Ukrayna Milletvekili Oleksiy Gonçarenko ise Putin’in dünya sahnesinde meşruiyetini hızlı bir şekilde yeniden kazanabileceğine dair endişelerini dile getirdi. “Putin bir savaş suçlusu, bir tiran. Onun bu şekilde hatırlanması gerektiğini unutmamalıyız,” dedi.
Avrupa Devre Dışı mı Kalıyor?
Trump’ın bu tek taraflı hamlesi, Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas, Avrupa’nın dışında bırakıldığı bir anlaşmanın “çalışmayacağını” vurguladı ve Ukrayna’nın geleceğinin yalnızca Washington ve Moskova tarafından belirlenmemesi gerektiğini söyledi.
Fransa, Almanya, Polonya, İtalya, İspanya, İngiltere ve Avrupa Komisyonu’ndan oluşan Weimar+ grubu, “Adil, kapsamlı ve kalıcı bir barış sağlanana kadar Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğiz,” açıklaması yaptı.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Görüşmeler başlarken, küresel piyasalarda savaşın sona erme ihtimali nedeniyle iyimserlik havası esebilir. Enerji fiyatları, tedarik zincirleri ve yatırımcı güveni için olumlu etkiler görülebilir. Ancak önümüzdeki süreç, Ukrayna için şimdiye kadarki en zorlu diplomatik mücadelelerden biri olacak.
Şimdi dünya, Trump’ın bu cesur hamlesinin gerçekten bir barış getirip getirmeyeceğini, yoksa sadece savaşın şartlarını yeniden mi tanımlayacağını görmek için bekliyor.
Kaynak: CNBC