Aralık ayı PMI verileri küresel talepte zayıflığın sürdüğünü gösterdi

0
257

ABD, Euro Bölgesi, Japonya ve İngiltere’nin Aralık ayının ilk yarısına ait küresel imalat sektörü PMI verileri açıklandı. Sonuçlar iç talebin ülke ekonomilerini desteklemeye devam ettiğini ancak küresel talepteki zayıflığın imalat sektörü ve istihdamı zayıflattığını ortaya koydu. Paralelinde, üretim maliyetleri azalırken çıktı fiyat enflasyonu düşüyor.

Ülkeler zayıflayan küresel talepten pay alabilmek adına ihraç mallarında fiyat kırmaya devam ediyorlar. Türk lirasındaki zayıflık ihracat performansımızın 2019 yılında artmasında etkili oldu ve 12-aylık toplam olarak ihracat Mayıs 2019’da 180 milyar dolar seviyesini aşarak tarihi rekor kırdı. Ancak o tarihten Kasım ayı sonuna kadar ihracat toplamı 180 milyar dolar seviyesinde yatay kaldı. Görünen o ki Türk lirasının avantaj üstünlüğü giderek azalıyor. Bir anlamda çarkı döndürebilmek adına yapılan fiyat indirimleri firmaların gelirlerini azaltırken işten çıkarmalar da artıyor. Bu, gelir dağılımında yüksek gelirli lehine işleyen sürecin devamı demek. Geliri azalanın daha az tüketeceği, daha az üretim yapılacağı, daha az yatırım yapılacağı, daha az seyahat edileceği, daha az lojistik, daha az hizmet, daha az turizm geliri demek. Bu noktada, yüksek genç nüfus yoğunluğuna sahip olan ve her 7 üniversite mezunundan birinin işsiz olduğu bir ekonomiden Türkiye ne yaparak avantajlı konuma gelebilir?

Yeni Ekonomi Programı (YEP) 2020-2022’de yer aldığı üzere Yerli ve Yenilikçi Üretim planı ve Eğitim planını incelediğimizde ağırlıklı olarak meslek okullarına vurgu yapıldığını görüyoruz. Üretim için kaliteli teknik eleman ihtiyacı bu şekilde sağlanabilir. Ancak ana okulundan itibaren her öğrenciye eşit şartlarda ve yüksek kalitede ücretsiz eğitim imkanı sağlanması yerli ve yenilikçi üretimi daha kapsamlı olarak destekleyecektir.

2019 yılı Ocak-Kasım dönemi bütçe verilerine göre devletin eğitim harcamalarının toplam harcamalara oranı %16 seviyesinde ki söz konusu oran son 10 yıldır değişmedi. Bu kalem, bütçeden genel kamu hizmetleri ve sosyal güvenlik harcamalarına ayrılan paydan sonra üçüncü en büyük kalem. Dünya sıralamasında ise Türkiye’nin eğitime ayırdığı pay ortalamanın üzerinde. Neyse ki 2018 yılı PISA sonuçlarına göre Türkiye’nin başarı sıralamasında basamak atlaması harcamaların meyvesini vermeye başladığına işaret ediyor.

Dr. Fulya Gürbüz