Eylül ayında TL’deki sert değer kaybına bağlı olarak TÜFE yıllık bazda %24,52, yurt içi ÜFE %46,15, çekirdek enflasyon (C-endeksi) %24,05 artış göstermişti.
TÜFE Eylül ayında aylık bazda %6,28, yurt içi ÜFE ise %10,9 artış kaydetmişti. Aynı ay %50-50 ABD doları ve eurodan oluşan döviz sepeti ortalama olarak %9,7, Ağustos ayında ise %21,2 değer kazanmıştı.
Ekim ayına baktığımızda döviz sepetinin aylık bazda ortalama %8,6 değer kaybettiğini görüyoruz. Söz konusu gerilemeye bağlı olarak Reel Kesim Güven Endeksi ve imalat sektörü PMI verileri üretim tarafında fiyat baskısının kısmen azaldığına işaret etti. Petrol fiyatlarında ise Ekim ayında aylık ortalama %2,8’lik artış kaydedildi. TÜFE’de beklenti %25 civarında artış olacağı yönünde.
6 Kasım Salı günü yapılacak olan ABD ara seçimlerinde Başkan Trump ve icatlarının ne derece desteklenip desteklenmeyeceğini anlayacağız. Olası bir güven kaybının bütçe ve dış ticaret politikaları konusunda Başkan Trump’ın elini zorlaştırabileceğine değiniliyor.
Fed tarafına baktığımızda ise 7 Kasım Çarşamba günü açıklanacak olan para politikası kararında faizlerde bir değişiklik beklemiyoruz, Aralık ayındaki toplantıda ise faiz artırımına kesin gözüyle bakılıyor. İşsizlik oranının Ekim ayında %3,7 ile son 49 yılın en düşük seviyesini son iki aydır koruması, tarım dışı istihdamın 250 bin ile Ekim ayında beklentilerin çok üzerinde artması, ortalama saatlik ücret artışının Ekim ayında aylık bazda %0,2, yıllık bazda %3,1 olması, 2. çeyrekte %3,5 büyüme kaydeden ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret etti. Ancak ticaret savaşının ABD ekonomisi üzerinde (şirket bilançolarında) olumsuz etkisini göstermeye başlaması 2019’da %25’e yükselecek olan gümrük tarifelerinin şirket karlılıkları üzerinde daha büyük tahribat yaratacağı beklentisi ekonomik büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturuyor. Bu sebeple toplantı notlarında Fed’in 2019 yılı için öngördüğü 3 faiz artırımına yönelik beklentisinde değişiklik olup olmadığını dikkatle izleyeceğiz.